Şölen için mükemmel bir masa hazırlanmıştı Reilius krallığında. Dikdörtgen masalar u şeklinde yemek salonuna yerleştirilmişti. Şamdandaki mumlar yakılmış, soyluları eğlendirmesi için birçok şaklaban çağrılmıştı. Taehyung, masanın merkezine yerleştirilmiş tahtında otururken yavaşça içkisini yudumluyordu. "İki ülkenin birlikteliği çok iyi oldu." demişti keyifle. Sol tarafında komşu ülkenin prensi oturuyordu. Sağ tarafında Lalisa, onun yanındaysa Jungkook bulunmaktaydı. "Bu görüşmeyi daha önce yapabilmek isterdim doğrusu."
"Haklısınız," demişti prens arkasına yaslanıp hafifçe gülerken. Ansley isimli bir ülkenin prensiydi. Reilius'un küçük, komşu ülkelerinden biriydi. Aynı zamanda Raina Krallığı ile de sınırları bulunmaktaydı. "Ben de sizinle tanıştığım için çok onur duydum. Namınız birçok ülkeye yayılmakta Kral Taehyung."
Taehyung hafifçe gülümsemiş ve tahtından kalkmıştı. "Lütfen rahatsız olmayın Prens Minjae, tamamlamam gereken on dakikalık bir iş var. Sizi biraz bekleteceğim ne yazık ki."
"Lütfen, tabii ki. Benim için programınızı bozmayın majeste." Taehyung yemek salonundan birkaç korumasıyla beraber ayrıldığında Prens, bu sefer de gözlerini Taehyung'un boş tahtının yanında oturan Lisa'ya çevirmişti. "Aynı zamanda Reilius'un önde gelen vezirlerinden birinin kızı olan Leydi Lalisa da çok konuşuluyor. Hanımefendi, çok güzel ve yaşına göre oldukça bilge."
Lisa, ilk defa sohbete katılmasıyla biraz şaşırmış üzerine beklenmedik bir iltifat eklenince de mahcup hissetmişti. "Teşekkür ederim Prens Minjae," demişti hafif bir gülümsemeyle. Konunun değişeceğini ve tamamen kendisinden uzaklaşacağını düşünmüştü ama Prens Minjae konuşmaya kaldığı yerden devam etmişti. "Sizin gibi bir eşim olsun çok isterdim açıkçası. Bu zamanda nerde bulunur hem böylesine güzel, böylesine zeki ve üstüne üstlük soylu ve saygıdeğer biri. Sizin gibi biriyle evlenebilsem bana cennet vadedilmiş gibi hissederdim."
Lisa rahatsız olmuş olmalı ki hafifçe öksürmüş ve ne diyeceğini bilemeyerek şaşkınlıkla etrafa bakmıştı. Nişanlı bir leydiye böyle şeyler söylemesi pek hoş değildi. Ne yapacağını bilemeyerek zorlukla yutkundu. Dudaklarını bir şeyler söylemek için aralamıştı ki Jungkook araya girmişti. Jungkook, Lisa'nın rahatsız olduğunu fark etmiş gibi gözüküyordu.
"Leydi Lalisa'nın güzelliği dillere destan, bunu herkes bilir zaten," demişti saygısız bir soylu gibi görünmeyi önemsemeden. "Fakat kendileri Reilius Kralı Kim Taehyung'un nişanlısı ve ülkemizde nişanlı bir hanımefendiye bu şekilde iltifatlar etmek hoş karşılanmaz Prens Minjae."
Ansley Kralı Minjae yutkunmuş ve önündeki içkiden bir yudum almıştı. Çok geçmeden Taehyung geri dönmüş ve Minjae ile işler hakkında konuşmaya başlamışlardı. Lisa, zor bir durumdan kurtarıldığı için - hem de Jungkook tarafından - rahatlamış hissediyordu. Derin bir nefes alarak biraz su içti. Daha sonra, Minjae ve Taehyung'un kendisine bakmadıklarından emin olduğu bir anda Jungkook'a doğru eğildi ve hafifçe fısıldadı. "Çok teşekkür ederim, Jungkook."
Lisa geriye çekilip arkasına yaslanınca Jungkook kocaman gülümsemiş ve tıpkı karşısındaki genç leydi gibi fısıldamıştı. "Rica ederim leydim, ne zaman bana ihtiyacınız olursa yardım edeceğim."
***
Jennie, Jin'e ait olan küçük kulübenin içinde geziniyordu. Jin, odun kesmek için ormana gitmişti ama çok geçmeden geri dönecekti. Jennie'yi evde yalnız bırakmak istemediğini söylemişti. Genç kız sonunda dolaşmaktan yorulup Jin'in odasına doğru ilerlemiş, kapıyı açarak içeri girmişti. Yatağın yanındaki kanepe yaslanmış olan kemanı görmek onu biraz şaşırtmıştı. Daha önce bu kemanı hiç görmemişti, belki de Jin onu kaldırdığı yerden çıkarmış ve geri koymayı unutmuştu. Ayakları istemsizce kemana doğru ilerledi. Keman, garip bir şekilde içini sıcacık yapmıştı. Ellerini yavaşça uzatarak kemanı aldı. Sanki kendisi onu nasıl kullanması gerektiğini bilmiyormuş ama elleri biliyormuş gibiydi. Kemanı olması gerektiği gibi omzuna ve çenesine yerleştirdikten sonra yayı almış, güzel bir klasik müziği çalmaya başlamıştı. Fakat aniden aklına süzülen bir anı duraksamasına neden olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
don't let your crown fall ❅ bts•bp
FanfictionSaçlarının tutamları arasına sıkışmış bu taç, bir yıldıza benzer. Dışarıdan bakıldığında parlak, güzel ve görkemlidir fakat aslında olan; sürekli kendi ateşinde kavrulan sıradan bir topraktan ibarettir. taelicekook, namsoo, yoonmin ve sürpriz bir çi...