18 ❧ queen of Raina, Kim Jennie

702 76 28
                                    

"Kraliçem," Jennie, oturduğu koltukta irkildi. Vezirlerden birinin yanına geldiğini ancak fark edebilmişti. Bütün gün boyunca tek yaptığı oturup boş bir şekilde duvarı izlemek olmuştu. İfadesiz bir yüz ifadesiyle gözlerini yanındaki adama çevirdi. Vezir, bir kez daha kraliçesinin önünde eğilmişti. "Sizi bekliyorlar majesteleri." Genç kadın kafasını aşağı yukarı sallayarak onayladı ve koltuğun kenarlarına tutunarak zorlukla ayağa kalktı. Adımları yavaştı hatta bir o kadar geri geri kaçıyordu sanki. Birçok saray muhafızının önünden geçti. Hepsi de kraliçeyi korumak için oradaydı ve onu görür görmez de önünde eğilmişlerdi. Sonunda dar, karanlık bir odaya girdi. Arkasından bir düzine kişi geliyordu ve koridorun sonunda da Arlene vardı. Arlene'den hemen sonra yan yana durmuş iki kolon vardı ve bir kapı için ayrılmış gibi duran boşluk büyük bir balkona açılıyordu. Bu, kraliyet ailesinin halka seslenmesi için yapılan bir balkondu.

Jennie, üzerindeki kabarık elbiseyle ve abartılı makyajla - ne yazık ki makyajının altında çok büyük acılar taşımaktaydı - balkona adım atar atmaz balkonun önünde toplanmış yüzlerce kişiden tezahüratlar yükselmeye başlamıştı. İnsanlar, çığlık atıyor, alkışlıyor ve zıplıyorlardı. Ne kadar mutlu bir gündü oysa ancak bir o kadar da acı vericiydi. Zafer günüyle eşinin ölüm gününün aynı gün olması çok büyük bir talihsizlikti. Ne zaman sevinecek gibi olsa, halkı onun için her şeyden önemliydi, ölen eşini hatırlıyor ve nasıl sevinebilirim ki diye düşünüyordu. Üzüldüğü zaman da kurtulan ülkesi ve halkı aklına geliyor içinde garip bir şekilde bir umut yeşeriveriyordu. Bu yüzden de yüzü ifadesiz, bakışları bomboştu. Ne hissedeceğini bile bilmiyordu.

Sonunda konuşması gerektiğini fark ettiğinde derin bir nefes aldı. Şimdi, insanlar bağırmayı kesmiş ve kraliçelerine odaklanmışlardı. "Savaşta çok büyük kayıplar versek de," Sesi titremişti. "Kralımızı bu saldırıda kaybetmiş olsak da, tahta çıktığımızda ülkemizin geleceği adına kanımızın son damlasına kadar savaşacağımıza dair verdiğimiz sözü tuttuk. Krallığımız, tarihteki en büyük zaferlerden birine imza atmıştır."

Bu sefer daha büyük bağırışlar duyulmuştu insanlardan. Hepsi aynı cümlenin içerisinde birleşmişlerdi. "Çok yaşa Raina Kraliçesi Kim Jennie!" diye bağırıyorlardı. Jennie, bir şey söylemeden tezahüratları dinledi ve yavaşça geri çekilip balkondan ayrıldı. Hamileydi, çok üzgün ve yalnız hissediyordu. Kesinlikle, dinlenmeye ihtiyacı vardı. Fakat Jennie, tüm bu balkon konuşmasının arkasında kendisini hiç olmadığı kadar dikkatli ve mutlu bir şekilde dinleyen birinin varlığından habersizdi: Arlene. Bu mutluluk Raina Krallığı savaşı kazandığı için değildi. Sonunda, Jennie'nin olabilecek en zayıf anını bulduğu içindi. Arlene, yıllar boyunca sadece ve sadece bu anı kollamış, bu an için planlar ve hazırlıklar yapmıştı. Jennie'den nefret etmiyordu zaten intikam almak istediği kişi o değildi. Hatta, ortada bir intikam mı var o da belirsizdi.

Sadece, Arlene annesini kaybettiği o günü her gün, her dakika, her saniye tekrar tekrar yaşıyordu sanki. Annesini kaybetmişti. Annesi, haksız yere öldürülmüştü ve Arlene hiçbir şey yapamamıştı. Çünkü çok güçsüzdü ve annesi de ülkedeki en güçlü insanlar tarafından haksız yere idam edilmişti. Kral ve kraliçe onun ölüm kararını verirlerken gözlerini bile kırpmamışlardı. İyi bir insan olmasına rağmen sırf bir cadı diye onu direkt olarak kötü olmakla suçlamışlardı. Oysa, Arlene'in annesi bir karıncayı bile incitemeyecek kadar merhametli ve iyi kalpli bir insandı. Arlene, hayatında onun kadar nazik, naif ve hoş bir kadın daha görmemişti. Ve işte o gün karar vermişti. Artık sevdiği insanların elinden kayıp gitmesine izin vermeyecekti, buna kesinlikle göz yummayacaktı. Ve bunun için ne gerekiyorsa yapmaya hazırdı. Ülkedeki en güçlü insan mı olması gerekiyordu? Yapardı. Dünyayı yönetmesi mi lazımdı? Onu bile yapardı. Yeter ki, ölmeden önce o acıyı tekrar yaşamasın, bunun için her şeyi yapardı. Bu isteğinin yolları doğrudan Jennie ile bağlantılıydı.

Arlene, fakir bir ailede doğmuştu. Annesi saraydaki bir mutfakta aşçı olarak çalışıyordu ve babası çok genç yaşta öldüğü için Arlene de annesiyle beraber sarayda yaşıyordu. Jennie'nin çevresinde onunla yaşıt başka kız çocuğu da bulunmadığından kral ve kraliçe onun Jennie'ye arkadaşlık etmesine karar vermişlerdi. Ancak bu tam olarak gerçek bir arkadaşlık sayılmazdı. Arlene, çoğu zaman Jennie'ye yardımcı olurdu. Normal arkadaşlar beraber aynı şeyleri yapar, beraber oynar ve vakit geçirirlerdi. Arlene ve Jennie'nin ilişkisinde ise Jennie ders çalışırdı, ok atma antremanları yapar, ileride iyi bir kraliçe olmak için çeşitli dersler alır, birçok hazırlık yapardı. Arlene ise onu sessizce izlerdi. Nadiren, canının sıkılmasına o kadar karşı koyamazdı ki Jennie ile beraber bir şeyler yapma konusunda ısrar ederdi. Prensese kalsa o Arlene ile vakit geçirmeye dünden razıydı ama aralarındaki konum farkı buna izin vermiyordu. Sarayda buna yanlış bir şeymiş gibi bakılıyordu. Arlene, yalnızca Jennie'nin hizmetkarıydı. Asıl olan buydu.

Arlene'in geçmişi talihsizlik ve haksızlıklarla dolu bir dünyaydı. Doğduğu konum onun hayattaki yerini çoktan belirlemiş, başka bir seçenek sunmamıştı. Jennie'ye yapılan da buydu. Doğar doğmaz kraliçe olduğu belirlenmişti. Ancak onunkisi güzel bir şeydi. O, öldüğünde bile arkasından yas tutacak kocaman bir ülkeye sahipti. Arlene, gülmemek için kendisini zor tuttu çünkü o öldüğünde arkasında bir kişi bile yas tutmayacaktı. Jennie tutardı belki ama çok geçmeden o da unuturdu. Dünyada böyle değersiz bir insan olmak çok zoruna gidiyordu. Ona verilen şeylerle yetinmeyecekti, payına düşeni alıp kenara çekilmeyecekti. Gerçek varlığını, potansiyelini ve gerçekte olduğu kişiyi ortaya çıkaracaktı. Sonuçta o da güçlü bir cadıydı. Bu zamana dek bunu saklamıştı ama bu konuda çok ama çok iyiydi. Birçok özelliğe sahip, oldukça güçlü bir kadındı. Tüm bunları saklayarak yaşamak Arlene'e göre değildi. Hem kendisini hem sevdiklerini hem de ileride var olacak olan çocuklarını çok daha iyi bir yere getirmek niyetindeydi. Hem de olabilecek en iyi yere.

Düşüncelerinden sıyrılıp Jennie'nin peşinden ilerledi. Saray muhafızları Jennie'nin odasına dek onlara eşlik etmişlerdi. Odaya girdiklerinde Jennie yatağına oturmuş ve yeri izlemeye başlamıştı. Arlene ise elinden geldiğince büyük bir gülümsemeyle "Dinlenin, majesteleri." demişti. "Bir şeye ihtiyacınız olursa kapının önündeki saray muhafızlarına seslenmeniz yeterli. Hemen burada olacağım." Daha sonra, küçük bir baş selamı vererek odadan çıkmak adına harekete geçmişti.

"Arlene, gitme."

Jennie'nin hüzünlü ve bir o kadar da muhtaç çıkan sesi Arlene'in duraksamasına, arkasını dönerek yeniden kraliçeye bakmasına sebep olmuştu. Vakit kaybetmeden Jennie'nin yanına ilerledi. "Bir sorun mu var? Bir yeriniz mi ağrıyor, uzanın ben hemen saray hekimini..."

"Hayır," Zorlukla yutkundu. "Bir yerim ağrımıyor, ben sadece... İçimde çok kötü bir his var. Kalbimin tam ortasında çok büyük bir ağırlık var, beni boğuyor. Tamamiyle boğuluyormuş gibi hissediyorum. Korkuyorum."

Arlene, yatağın ucuna oturmuş ve Jennie'ye bakarak iç çekmişti. Sonrasında bu duruma dayanamayarak onu kendine çekerek sarılmıştı. Genç kraliçe ise bunu bekliyormuş gibi büyük bir rahatlıkla kollarını arkadaşına dolamıştı. "Korkmanıza gerek yok," Arlene Jennie'nin sırtını sıvazlayarak konuşmuştu. "Her şey geçecek. Bir daha hiç üzülmeyecek, endişelenmeyecek ve korkmayacaksınız."

Fakat tüm bu şeylerin nasıl geçeceğini, Jennie hiçbir zaman fark edememişti.

Fakat tüm bu şeylerin nasıl geçeceğini, Jennie hiçbir zaman fark edememişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İlk defa bir bölümü yayımlarken mutlu hissedemiyorum. Ne diyeceğimi dahi bilemiyorum şu an. İnşallah enkaz altındaki insanlar bir an önce sağ bir şekilde kurtarılırlar. Hep beraber dua edelim lütfen.

Sizi çok seviyorum, kendinize iyi bakın ve dikkat edin. Umarım bu bölüm kafanızı biraz da olsa dağıtır ❤

don't let your crown fall ❅ bts•bpHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin