Eve girer girmez üzerime rahat şeyler giyip perdeyi ve camı açıp Çınar'ın ne göstereceğini beklemeye başladım. Ne kadar ufak bir sürpriz olduğunu söylese de merak ediyordum.
"Hadi ama Çınar." diye kendi kendime mırıldandım, bunun zamanı hızlandırmadığını ya da Çınar'ın daha çabuk cama çıkmasını sağlamayacağını biliyordum ama beklemek zor geliyordu.
En sonunda camı açıldığında, Çınar camın karşısına bir sandalye koyup gitarla oraya oturmuştu.
"Gitar sesini sevdiğini söylemiştin, ben de en sevdiğin şarkının akorlarını bulup birkaç deneme yaptım. Sözlerini dinlemek istersin diye de sözlerini şarkıdan ayırdım, ben gitarla çalarken sözler telefondan duyulacak."
Onun bu uğraşına gülümsemeden edememiştim. Gitarın sesinin hoşuma gittiğini aklında tutmuş ve en sevdiğim şarkıyı çalmak için çabalamıştı.
Oysa gitar çalmayı bilmiyordu ki.
Bana biraz bildiğini söylemişti ama gitarı aldığı gibi hiç çalmamıştı, herhangi bir kursa da gitmemişti.
Telefonundan şarkı sözlerini başlatıp gitarı çalmaya başladığında dikkatle onu dinlemeye başlamıştım. Ara ara şarkı sözlerine de eşlik ediyordu, mırıldandığı için pek duyulmuyordu ama bunu dudaklarını hareket ettirmesinden anlayabiliyordum.
Çalmayı bitirdikten sonra gitarı bir kenara bırakıp tepkimi merak ettiği için bana bakmıştı.
"Sevdin mi?"
Merakla yüzüme bakmaya devam edince gülümseyip başımla onu onayladım.
"Hafızan kötü olmasına rağmen akorları nasıl aklında tuttun çok merak ediyorum." diyerek güldüğümde söylediğime gülmüştü.
"Çoğu konuda evet hafızam çok kötü ama bir konu hariç."
Benimle ilgili şeyleri asla unutmuyordu.
Bana şu aralar ayrı bir yakın davranıyordu, bu yakınlığına dayanarak Çınar'ın sevdiği kızın ben olduğumu düşünmek istiyordum. Çınar bir başkasını severken başka birine yakın davranacak biri değildi.
Ama ya kendimi kandırıyor olursam? Ya ben Çınar'ın yakınlığı kendimce çok farklı yorumluyorsam? Küçük de olsa böyle bir ihtimal vardı ve ben bunları da göz önüne almalıydım.
"Ekin, ne düşünüyorsun?"
Çınar'ın sesiyle düşüncelerimden sıyrılıp bakışlarımı ona çevirdim. Düşünceli bir hâldeyken etrafta rastgele yerlere baktığım için düşünceli olduğum çok kolay anlaşılabiliyordu.
"Teşekkür ederim Çınar, senin bu küçük jest dediğin şey bile beni oldukça mutlu etti."
"Bana yapsalar beni de mutlu ederdi şahsen."
Söylediğine o gülerken ben de onunla birlikte gülmüştüm.
"Sana ketçap yaptım ya daha ne istiyorsun?" dedim daha sonra.
"Ketçap fabrikası."
"O biraz imkansız sanki."
"Biz de imkansız seviyoruz, ne yapalım?"
~~~~~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ketçaplı Patates | Texting
Historia CortaÇınar: Benim için patates olmadan ketçap bir hiçtir Çınar: Sen patatessin, ben de ketçap Çınar: Ben de sensiz bir hiçim