2: "Öle"🍭

39.1K 1.8K 1.2K
                                    

Yaklaşık 1300 kelime. Düzenledi. Öncesinde yıldıza basabilirsiniz :)

kocaman mutlu olurum.

🍭🍭🍭
2. Bölüm : Öle
Gece'den:

Aç değilim...

Aç değilim...

Aç değilim...

Açım!

Çamur banyosu yapan bir antilobu hiç temizlemeden çamurlu haliyle yiyebilecek kadar açım.

Kurban bayramında elinde bıçakla hayvanı kesecek yaşlı dedenin besmelesini yada kesmesini bekleyemeyecek kadar açım.

Yeşil üniformalı Alparslan Bey'in tamamını hiç düşünmeden yiyecek kadar açım.

Ah, hayır. Sondaki biraz abartı oldu. O kaslı kollarından sadece birini alıp yersem doyabilirim. Evet kaslı. Buradayken dikkat etmesemde şimdi düşününce gerçekten kaslı. Ben boşuna demedim yani tek yumruğunda ölürüm diye.

Her neyse. Sonuçta diğerleri gerçek. Ve en gerçek olanı da aç olduğum kısımlar. Çünkü açım. En az 5 saat olmuştur ağzıma tek lokma girmeyeli.

Kapı açılınca hemen kafamı kaldırdım. Bir adam. Alparslan Bey kadar olmasada yine oldukça yapılı. Üstelik onunda bir üniforması var.

"Neden beni yiyecek gibi bakıyorsun?"

Rezil olmayı umusamadım. Hayatımda bir daha ne zaman görecektim ki bu adamları?

"Çünkü etinin tuzlu olduğunu umursamayacak kadar açım."

Gülümsemesi büyüyüp yanıma yanaştığında bu rezilliğime yinede pişman oldum. Adamın elinde yemek tepsisi var. Ve yemek.

Ah, hayır. Tabikide ona rezil olmadan o tepsiyi göremezdim. Benden bahsediyoruz gençler. Karşısınızda zekası olabilecek en yerlerde profesör duruyor.

Önüme tepsi konulduğunda bir tek ağzımdan salya akmadığı kalmıştı. Ben açken yaşayamazdım. Migrenim çıkıyordu.

Sefil bir hayatım olmadığı, aç kalınca yiyecek ekmeğim, karnıyarıgım, cacığım ve en önemlisi patates kızartmam olduğu için teşekkür ederim Allah'ım. Bir de makarna. Üf, salçalı yoğurtlu.

"O kadar aç mısın? Tepsiyle birlikte hepsine kafanı gömecek gibi bakıyorsun?"

Omuz silktim. O diğer adamın aksine gayet sevecen ve sempatik görünüyordu. Ellerim açılınca yüzümde gerçek bir gülümseme oldu. Ne kadar da uyuşmuşlardı. Hızla iki yana salladım kollarımı. Uyuşunca sanki damarlarımda elektrik varmış gibi hissediyordum. Böyle hızlı hareket etmek işime yarıyordu.

Üstümdeki bakışları umursamadan kaşığı elime alıp çorba kasesine daldırdım. Ben yanında her ihtimale karşı 7 şeker taşıyan insanım. Dört kot cebime ve üçte çantama. Kimse açlık korkumu sınamasın rica ediyorum.

"Yemekten kafanı kaldıracak gibi durmuyorsun ama yinede tanışalım. Ben Alparslan."

Yemekten şişmiş ve bir hamsteri andıran yanaklarımla yüzümü sonunda yemekten kaldırdım.
Alparslan? Az önceki kaba adamın soyadı değil miydi?

"Öyle bakma. Soyadı ile aynı adı taşıdığımı biliyorum."

Bir sır verir gibi yüzünü masaya dahada eğip fısıldadı.

"Ama onun aksine ben kaba değilimdir. Sana bağırmam."

Cevap vermek için hızla çiğnerken bir yandan da başımı onaylarcasına salladım.

 Dev Adam (Koruması Mısın? -2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin