Günün ikinci bölümü olduğundan kısadır.
Bol bol yorum yapalım, minnak yıldıza dokunalım.
🍄🍄🍄"Yanılıyorsunuz Yarbayım. Çenebaz olduğum için Cihan'ın dikkatini dağıtan bendim. Kendiside bunu bildiğinden raporunda yazacakmış ama malum. Bana olan endişesinden unutmuş. İnsanlık hali."
Bu Yarbay varya! Ne sinir adam. Odadaki herkesi ikna edecek kadar laf saydım hâlâ meslekten men edilsin diye tutturuyor. Asker adam dikkatli olurmuşta kimlik sorarmış falan, filan. Elli bin boş laf.
"Gece Hanım. Yanında siz olduğunuzdan sonra o bir insan değil, askerdir. Sorumluluğunuz kendisindeydi ve o sizi koruyamadı. Durumu manipüle ediyorsunuz."
Ağh!!! Çıldıracağım. Adamda bir dil var, yok böyle bir şey. Kadınlar çok konuşur derler sözde. Bu adamla tanışmadıklarına eminim.
"Asker diye adam robot mu olacak acaba? Zaten tüm gün yaptığı tek şey kaş çatmak! Halimden şikayetçide değilim ve beni Cihan'ın korumasını istiyorum."
Adam sinirle ellerini arasına beyazlar girmiş saçlarına daldırdı. Sahi, kaç dakikadır laf anlatmaya çalışıyorum? 20? 30? Evet, evet. En az bir 30 dakika vardır. Koca yarım saat.
"Kolundan tutup zindana atmayacağız değil mi? Çok istiyorsan sivilde görüş, ne halt yiyorsan ye."
Eh, ben çemkirmişim, adam saygı ve coolluğunu bir yana bırakıp argo kullanmaya başlamış, bizi kim durdurabilir?
"Sivilde görüşsem izninize mi ihtiyacım olur acaba?"
Yanımdaki Tarık komutana döndüm kısa bir süreliğine.
"Olur mu?"
"Bir kaç imzaya bakar."
Yüzümü düşürmeden tekrar Yarbaya döndüm.
"Olurmuş. Ama bu adamcağızın işinden olmasına sebep mi? Hayır. Yazık değil mi adama?"
Gözlerini kapattı. Derin bir nefes aldı. Bir, iki, üç. Sakin. Bende sakinim. Relaks oluyoruz. Huzur, serinlik, okyanus esintisi...
"Kızım çık dışarı. Çık! Ağzımdan kötü bir şey çıkacak bak. Tövbe estağfurullah."
Adam uzlaşmaya çalışıyor. Belki ona ayak uydurabilirim.
"Kâsım Bey rica ediyorum, oyunuzu affı için kullanın. Zarar gören benim, dayak yiyen, hastaneyi boylayan benim. Buna rağmen Cihan'ı koruyorsam vardır bir sebebi değil mi? Suçlu olan bendim. Yoksa salak mıyım kendi zararıma yedi kat yabacı adamı koruyayım? Babamın oğlu sanki."
Masanın başındaki ne olduğunu bile bilmediğim omzu dolu -bununla rütbesinin çok olduğunu anlıyorum- adam uzun zaman sonra yine konuştu.
"Bana kalırsa Cihan'a son bir şans daha verelim. Aynı şey yine olursa, yada herhangi bir konuda bir hataya düşerse direkt istifasını verelim."
Göz ucuyla Cihan'a baktım. Gözlerinin içi gülüyor adamın. Yaaa, öyle korunulmaz böyle korunur Cihan Bey. İstediğin olmazsa yumruk değil, laf atacaksın. Ah, ah. Benden öğreneceğin çok şey var küçüğüm.
"Kabul edilmiştir. Cihan bundan sonra çok daha dikkatli olacak. Gece Hanımın sorumluluğu tamamen kendisine aittir."
Cihan hazır olda durduğu bir pozisyondayken sağ elini kaşına doğru, avuç içi aşşagı gelecek şekilde tuttu. Asker selamı mıydı adı, neydi.
"Emredersiniz komutanım."
"Al şu manyağı çıkın artık. Birinede söyle bana hap getirsinler."
Cihan'ın bakışıyla ayağa kalktım.
"Size iyi toplantılar o zama-"
"Çık git lan artık!"
Bakın bu adamıda gözüm hiç tutmadı. Adını unuttum şimdi ama Kâzım Yarbay'dan önce ikna etmeye çalıştım, canım çıktı. En az o kadar inatçı.
Omuz silkip Cihan'ın arkasından çıkıp kapıyı kapattım. Tam önümü tekrar döndüm iri, sert kollar tüm belimi kırmak ister gibi sardı.
"Lan yaradanına kurban olurum senin! Adamsın lan!"
Eyvallah başkan. Ağzımız iyi laf yapar. Ama yinede bir kemiğim daha kırılırsa senin yüzünden, bu sefer ben ve çenemde seni kurtaramayız. Sarılmaya bir son vermeliyiz bu yüzden.
"Senden daha iyi bir koruma olduğum kesin ama artık indirsen mi beni?"
Kollarını gevşetip beni yere indirdi. Yüzüme kırmızı yanaklarla bakınca ben bir garip oldum tabi. Utandı mı yani?
"Ben sevince şey oldu. Küçüksün ya. Ondan. Kemiklerinde küçük. Sarılınca küçük olduğun için acıdı. Özür dilerim. Kü-"
"Bir daha küçük dersen içeri girer, seni kovmaları için konuşur dururum. Çenem için burayı bile yakacak kadar sinirliler."
Alt dudağını ısırdıgında beni bir sıcak bastı. Dışarda yağmur var ve ben burada pişiyorum. Normal değil bu.
Kimi kandırıyorum? Bu çok normal. Suyun yukardan akması, zamanın ilerlemesi kadar normal. Adım Gece Karanlık benim. Daha ne olsun?Anormal olan her şey normaldir. -60 derecede normal bir insan yaşayamaz mesela. +60'tada. Tek bir kişi yaşar? Oda Gece Karanlık. Anormallikler zilzelesi olarak dogmuşum ben.
"Kızım gitsenize! Aaa... Cihan'ada ceza vermiyoruz işte. Bir git!"
Arkamda birden bağırılınca ben bir korktum tabi. Yapıştım Cihan'ın koluna. Bakışlara bakılırsa ilk çağırışlarıda değil bu. Aplat Gece! Bakarsan öyle içi geçmiş gibi adama, böyle uçar kafan. Ayakta uyuyorsun.
"Çenem yoruldu benim. Kapının önünde biraz dinleneyim dedim. Ondan şey oldu. Şey. Şey."
Tarık komutan bakışlarıyla Cihan'a 'al bunu' der gibi bakınca bizim Devde başta son kez selam verip sonra belimden iterek beni yürütmüştü.
"Kızım ne daldın öyle? Çağırıyorum, çağırıyorum sende tık yok. Kapıyı bir açtılar arkanda, ben tırstım. İki saat seni ayıltmaya çalışıyorlar."
"O kadar oldu mu ben gideli?"
"Yani. Bayağı oldu. Gözün açık uyuya kaldın sandım. Hayır beklenirde senden öyle bir hareket. Korktum yani."
Bakın korktum dedi, aklıma Nazlı geldi. Nerden bağlaştırdırdım bilmiyorumda.
"Çok naziksin Cihan. Benim için endişelenme."
İmamı anlasada nedenini anlamamıştı. Kaşlarını çatıp yüzüme baktı. Sonra tekrar önüne döndü.
"Telefonumu oyun oynarsınız diye vermiştim ögretmenim. Karıştırmanız için değil."
"Sonuç olarak bana kendin verdin. Senden zorla almadım yada gizli değildi. Bana verdiysen içine girmemede izin vermiş oluyorsun."
"Senin dilin çok uzun. Cidden keseceğim."
"Bu dil ikimizinde az önce yırtmasına sebep oldu. Şükranlarını sunmalısın."
Gamzesini göstererek gülümsedi. Aptallaşmadanda ona bakabilirdim. Alışmak zor olmazdı bu tabloya.
"Yeter bu kadar laf kalabalığı. Önce eve gidiyoruz. Üstümü değiştiriyorum. Sonra pazara."
Ciddi misin dercesine yüzüne baktım. Ama gerçekten. Ciddi misin Cihan?
"Bakma öyle. Protein niyetine seni yesem doymam. Mobilyaları kemireyim bari karnım doysun desem tadı güzel değildir. Yani pazara gidiyoruz."
Küçük deme dedikçe ima ediyor buda. Kendisi sanki çok uzunda!
Evet. Uzun. Hemde çok. Adamı iç sesime karşı bile gömemiyorum ya! Sinir şey! Gazmeli sinir şey!
🍄🍄🍄
Kimse Gece Karanlık'ın dilinden kurtulamaz, Cihan gömülemez ve yorum sayısı yükselmezse ben akli dengemi koruyamam. Kitaptaki yazılı olmayan kurallardır bunlar.Volt istemiyorum. Yorumlaşalım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dev Adam (Koruması Mısın? -2)
General Fiction~Seri kitaplarının bağlantıları YOKTUR. İkinci için birinciyi okumak şart DEĞİLDİR~ Türkiye'nin en önemli ve yüksek tabanlı lisesinde kimya öğretmeni, aynı zamanda oldukça tanınmış bir kimyager profesörü olan Gece'nin hayatı bir son sınıf öğrencisin...