Yüküğnü bırağ yamacımaa comeğl,
Üstüğn başın yarağ bereğ gülüşüğn özeeel..
Biğz biğzi iyi biliriğz, aynı yoldağ eskimişiğz
Suretimiğz benzeeerrr...Sıkıldım yemin ederim. Sıkıntıdan bölüm yazdığım ilk defa oluyor. Ne wepton okuyasım var, nede başka bi' şey. Nedeni belli.
Kankamın anası corona olmuş :(
Onda da belirtiler var :(
Anaannem zaten coronaydı :(
Anamın amcası coronadan ölmüştü :(MASKE TAKIN YANİ! ÖLERSİNİZ!
Sakiniz. İyi okumalar.
🍄🍄🍄
Acım o kadar çoktu ki, ne gözlerimi net açabiliyordum, nede açamamayı dert ediyordum. Sağ taraftaki şişmiş, mor olduğunu belli edecek şekilde sızlarken diğeri başımı yere vurduğumdan beri bulanıktı.
Uyandığımda Şimal karısı etrafta yoktu. Bunun dışında telsizi benim yanıma bırakmayacak kadar da delirmiş yada salak değildi.
Çarpmanın etkisiyle çürük olan sandalye kırıldığından iplerden kurtulmam zor olmadı. Zor olmasının sebebi, her bir uzvumda hissettiğim yanma hissiydi.
Ayağım kırılmıştı büyük ihtimal. Bu bacakla buradan çıksam bile çok uzaklaşamazdım. Ki zaten ağlamasamda tatlı canlı biriydim. Sakar, dengesizdim. Bırakın üstüne basmayı denemeyi, tek ayak üstünde bile duramazdım. Bunuda biliyor olduğu kesindi. Yoksa niye nispet yapar gibi kapıyı aralık bıraksın?
Kapıyı aralık mı bıraksın? Kapı aralık mı?!
Aralık. Gerçekten aralık. Oraya ulaşsam dışarı çıkarım. Peki bu kadın bunu akıl edememiş mi?
Ayağa kalkmaya çalıştım ama sonuç ağzımdan çıkan hırıltılar oldu. Biraz bile ilerleyememiştim. Tekrar denedim. Yerden destek alarak ayağa kalkmayı başardığımda kırık dediğim ayağım beni öldürecekti. Öyle ki, dizime ve baldırıma atılan, morarmış ve yeşil olacağını bildiğim yaraların acısını hissetmedim bile.
Topallaya topallaya bir kaç adım atmıştım ki, kapı cızırtıyla ve hızlı bir hareketle açıldı. Bu ani hareketi o kadar beklemiyordum ki, direk kendimi yerde buldum. Sahi, bu deli kadın hep böyle ani mi hareket edecekti? Eğer öyleyse daha çok korkacaktım ondan. Zaten bakışları da bir garipti.
"Günaydın."
Sanki yüzümü tanınmayacak hâle getiren o değilmiş gibi güzel bir şekilde şakıdı. Aynı şekilde karşılık veremezdim bu halde. Zaten bir hainle de sohbet etme havamda değildim.
Üstelik gün aydın mı? Sabah olduğuna göre oldukça uyumuş olmalıyım?
"Sana yemek getirdim."
Elindeki tepsiyi resmen koşarak yanıma getirip önüme koydu. Neye gülüyor bu? İçine zehir falan mı koydu acaba?
"Zehir falan yok. Merak etme ve ye."
Yok, yok. Bu kadın deli değil. İnsan da değil. Uzaylı. Ordan biliyor her şeyi. Hatta düşüncelerimi bile. Yada bir cadı.
CADI?
Yağız'ın kafasını yaran kişi cadı değil miydi?
"Sen cadısın?"
"Yok. Ben prensesim."
" Hayır cadısın! Yağız'ın kafasını sen yardın değil mi? Tüm dağ boyunca bizi takip ettin. Bu sayede Gürbüz'ün refleksleriyle kaçtığını da bildin. Ordaydın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dev Adam (Koruması Mısın? -2)
Aktuelle Literatur~Seri kitaplarının bağlantıları YOKTUR. İkinci için birinciyi okumak şart DEĞİLDİR~ Türkiye'nin en önemli ve yüksek tabanlı lisesinde kimya öğretmeni, aynı zamanda oldukça tanınmış bir kimyager profesörü olan Gece'nin hayatı bir son sınıf öğrencisin...