Çikolata... Bittlerli çikolata... Sütlü çikolata... Fıstıklı çikolata. Her neyli olursa işte. Çikolata istiyor canım. Sorun şu ki gecenin üçünde nerden bulayım ben çikolatayı?
Dev Adam'ın çikolata sevmediğine kalıbımı basarım. Evinde ne arasın sevmediği şey?
Yinede kalktım yataktan. Kapıyı açıp sessiz bir şekilde salona gittim. Koltuğa sığabildiği kadarıyla büzüşmek yerine sırt üstü uzanmış, ayaklarını koltuğun kenarından çıkarmıştı.
Yanına gidip önünde diz çöktüm. Uykusu ağır değildir değil mi? Değildir canım. Kitaplarda askerlerin uykuları hep hafifti. Helede bir bordo berelinin. Kesin hemen uyanır.
"Dev Adam."
"Ne?"
Gözleri kapalı ama sesi uyanık hâli gibi kendinden emindi. İlk seferde nasıl bu kadar dinç çıkar bir insanın sesi? Sen uyuyorsun. Kendine gel.
"Uyumuyor muydun?"
"Kapını açtığında uyandım. Şimdi gece gece niye uyanık olduğunu söyle."
"Canım çikolata çekti."
Gözlerini sinirle açıp bana döndü.
"Senin canını çıkarırım Gece. Bunun için mi uyandırdın beni!"
Gözlerimi abartıyla açıp şok içinde yüzüne baktım. Birazdan deneyeceğim şey umarım işe yarardı. Yani en azından ben öyle umuyordum.
"Dört kuma isteyen sen değil misin? Her biri en az iki çocuk yapsa, her çocukta en az beş kere aşerse ne yapacaksın? Gece gece o güzel, esmer karın seni uyandırsa ve karnı burnunda senden çikolata istese vermeyecek misin? Kendinden, erkekliğinden utan be! Gelecekte çocuğunun götünde kocaman, çikolata şeklinde bir doğum lekesi olduğunda ve senden nefret et-"
"Sus Gece. Allah rızası için sus. Deliriyorum böyle konuştuğunda. Sus!"
Ağzıma kapanan elle susmuştum. Görev başarılı. Erkekler uykuları olduğunda huzur bulmak için her şeyi yapıyor gerçektende.
"Alıcak mısın bana çikolata?"
"Alıcam."
Başını sıkıntıyla salladığında kahkaha atmamak için dudaklarımı ısırdım. Ne oldu Cihan Bey, çok güveniyordunuz cüssesize? Böyle olursunuz işte.
"Bitterli de alalım."
"Alırız."
Ayağa kalktığında bende ayağa kalktım.
"Ben yüzümü yıkayana kadar üstüne bir şey al. Çıkalım hemen."
Başımı sallayıp odama koştum. Fazla sahiplenmiştim ama olsun. Hızlı bir şekilde kapıyı açık bırakarak pratik bir şekilde üstüme dizime inen kalın hırkamı aldım. Akşam valizimi boşaltmadan uyumama izin vermemişti o dev. Neymiş efendim, yarına yine üşenirmişim. Evet üşenirim ama bunun kime ne zararı var. Belki benim yaşam tarzım bu? Belki ben sayılı nefeslerimi bir şeyleri katlayarak, yerlerine dizerek geçirmek istemiyorum?
Düşünsenize öldükten sonra yaptığınız her şey gözünüzün önünden geçerken her anınızda bir yerleri topluyorsunuz. Bunu kim ister?!
Biliyorum. Sizde istemezsiniz. Henüz o kadar delirmedik hiç birimiz.Hırkamı giyip odadan çıktığımda Cihan'da ayakkabılarını giyiyordu. Sporlarımın yanına gidip terlik gibi topuğunu kırarak giydiğimi görünce kaşlarını çattı. Ama onun siniri ve titizliğiyle ugradamazdım bu saatte.
"Bakkal aramaya gidiyoruz. İki dakka böyle takıldıyım işte."
Alayla sag dudağı yana çekildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dev Adam (Koruması Mısın? -2)
General Fiction~Seri kitaplarının bağlantıları YOKTUR. İkinci için birinciyi okumak şart DEĞİLDİR~ Türkiye'nin en önemli ve yüksek tabanlı lisesinde kimya öğretmeni, aynı zamanda oldukça tanınmış bir kimyager profesörü olan Gece'nin hayatı bir son sınıf öğrencisin...