6. GÜN

51K 1.2K 121
                                    

"Şu koli yatak odasına gidecek.", annem evi taşıyan adamlara yardımcı oluyordu. Ben ise arabamda oturmuş onları izliyordum. Eski dairemden çıkarken çok duygulanmıştım. Tek tek tüm daireleri gezip özür dilemiştim. Benim yüzümden iyice korkmuşlardı. Sevgiyle vedalaşırken gözlerim dolmuştu. Lise sona gidiyordu ve maruz kaldığı durum onun psikolojisini bozabilirdi.

Sevgi üniversiteyi kazandığında, Necdet'e verdiğim burs gibi onada burs verecektim. Umuyorum ikisi de çok başarılı olacaklardı. Sevgi de bana söz vermişti, mimarlığı kazanacaktı. İnşallah kazanırdı, kazandığı gün onun mezuniyetine katılacağıma söz vermiştim. Necdet ve Aliyle de vedalaşmıştım. O kadar zor geliyordu ki bana eski düzünemi veda etmek, arkadaşlarımı kardeşlerimi bırakıp gitmek, bu durumu yaşayan kadınları daha iyi anlamıştım. Her zaman kadın haklarının savunucusu olmuş, yardım edeceğim ne varsa etmiştim. Çoğu kez onların acılarıyla ağlamış, gülümsemeleriyle gülmüştüm. Ama hiç bu kadar zor olacağını tahmin etmemiştim. Elbette kolay olamazdı bunu biliyordum. Fakat yaşayınca daha farklı oluyordu. Her bir kapı çalışında yerimde sıçrıyordum. Bu durumu belli etmemeye çalışsamda farkında olduklarını biliyordum. O yüzden annem biraz sakinleşmem için arabama bindirmişti. Biraz toparlanınca inecektim.

Annem adamlarla eve girdiğinde gözlerimi kapatıp arkama yaslandım. Bu sırada tıklatılan pencere yüzünden deli gibi korkmuş yerimden sıçramıştım. Gördüğüm kişiyle biraz olsun rahatlamıştım. Sinirle kapıyı açıp dışarıya çıktığımda göz yaşlarıma engel olamadım. Onun önünde ağlamak istemesem de bir tarafım buna engel olmamayı seçmişti. Göz yaşlarım şiddetlenince Atlas beni kollarının arasına alıp sakinleştirmeye çalıştı. Bu çok iğrenç bir duyguydu. Korkuyordum. Oldukça çok korkuyordum. Hiç bir şeyden korkmayan kararlı Asya gitmişti sanki. Kaybolmuş gibiydi. Şimdi sadece korkak bir kız çocuğu kalmıştı. Atlas saçlarımı okşadığında biraz olsun rahatlamıştım. Göz yaşlarımı silerek geri çekildim. "Korkağın tekiyim.", dedim ondan önce davranıp. Bana korkak olduğumu söylesin istemiyordum. Ben zaten biliyordum. Atlas önüme gelen saçlarımı kulağımın arkasına koyup konuştu, "Sen gördüğüm en cesur kadınsın.", dediğinde gözlerimi yüzüne çıkardım. Gözleri ciddi olduğunun kanıtıydı. Kalbim okşanmış gibi hissetmiştim. Tam teşekkür edeceğim sırada annem bana seslenmişti. Toparlanıp ona baktım, "Atlas bey taşınma nasıl gidiyor görmek istemiş.", dedim. Annem yanımıza doğru gelip Atlas'a bakıp konuştu, "Hoş geldiniz, Atlas bey oğlum. Koliler bitti şimdi içlerini boşaltıyorduk.", dedi. "Yardım edilecek bir şey var mı? Gizem hanım.", annem gülümseyerek konuştu. "Çok teşekkür ederiz, hallediyoruz biz.", dediğinde ustalardan biri annemi çağırmıştı. "Ah pardon buna bakmam gerek.", dedi ve eve girdi. Atlas'la başbaşa kaldığımızda omzumu dikleştirdim. Az önceki ağlayan ben değilmişim gibi sertçe konuştum. "Ne için gelmiştiniz?", Atlas bu tavrım karşısında biraz afallasada gülerek bana bakıyordu. "Korkak kedi kaplana dönüştü galiba." dediğinde omuz silktim. Toparlanacaktım, sürekli korkarak yaşamak bana göre bir şey değildi. Ben bir şey söylemeyince devam etti, "İhaleden çekilirsin diye düşünüyordum. Malum başına gelenler kolay değildi." , asıl amacını anlamıştım. O da beni ihaleden vaz geçirmeye çalışıyordu. Kaşlarımı çatıp sertçe konuştum, "İhaleden ölmediğim sürece vazgeçmeyeceğim. Avucunu yalarsan iyi olur." dedim. "Genellikle senin dudaklarını ya da boynunu yalıyorum.", dediği şeyin edepsizliği yüzünden sinirlenmiştim. Ayağına hırsla basıp konuştum, "İhaleden çekilmem için yalvardığında bunu sana soracağım.", dedim. Ayağına basmamdan dolayı asla etkilenmemiş mimiği bile kıpırdamamıştı. Yüzündeki sırıtışla bana doğru yaklaşıp konuştu, "Göreceğiz Asya Özdoğan.", dedi ve gitti. Arkasından bir süre baktıktan sonra annemin yanına gittim.

"Anne ben gidiyorum.", "Nereye?", "Şirkette işim var. Hatice hanımı aradım temizlik için kadınlara yardım edecek.", dedim ve annemin. Cevap vermesini beklemeden evden çıkıp arabama bindim. Bu iğrenç depresif halimden bir an önce kurtulmam lazımdı. Ben Asya Özdoğan'dım ve küçük bir kaçırılma olayından korkup saklanacak değildim. Kaç tane mafya adamını bitirmiştim. İğrenç bir sülüğü bitirmeyecek değildim. Bu eli Atlas almış olabilirdi ama daha oynayacak çok oyunumuz vardı ve durum 1-1'di. 6 günde başıma gelmeyen kalmamıştı, 24 günde çok şey değişirdi.

ATLAS (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin