19. GÜN

41.3K 1K 186
                                    

Gözlerimi açtığımda Atlas sırtı dönük bir biçimde uyuyordu. Yanımda yatmasına bu kadar çabuk alışmış olmam normal miydi? Komodinin üzerindeki telefonumu alıp saate baktım. 8.03'tü bir saate hazırlanıp çıkmam lazımdı. Malum işler beni bekliyordu. Yataktan kalkıp lavaboya girdim. Duş almam gerekiyordu. Üzerimdeki şortlu eşofman takımını çıkartıp kirliye attım. Duşuma girip sıcak suyun beni rahatlatmasına izin verdim.

Bornozumla duştan çıktığımda Atlas halen uyuyordu. İşe gitmemiz lazımdı. Artık uyanması gerekiyordu. Yanına gidip saçlarını okşayarak seslendim, "Atlas! Sevgilim! Uyan hadi.", uyku sersemliği bir şeyler mırıldanınca onu dürtmeye başladım. Birden beni tutup altına aldığı zaman ağzımdan küçük bir çığlık kopmuştu. Şok olmuş bir şekilde Atlas'a baktığımda sırıtıyordu. "Sen uyanık mıydın?", "Evet hatta biraz daha çıkmazsan sana eşlik etmeye gelecektim." gülümsedim. Ellerim yanaklarında yeni yeni çıkmayan başlayan sakallarını okşuyordu. Atlas bana doğru yaklaşıp dudaklarımı öptü. Geri çekildiğinde dudakları boynumu öpmeye başlamıştı. "Atlas işe gitmemiz gerekli.", dedim. "Bence bugünü de evde geçirmeliyiz.", dedi bornozumun ipini çözerken. Onu durdurup gözlerine baktım. "Önemli bir toplantım var ama.", "Öyküye söyle iptal etsin.", dedi. Bornozumun ipini söküp açtığında çıplak bedenim gün yüzüne çıkmıştı. Atlas göğüs ucumu öpmeye başladığı zaman yine itiraz ettim. "Canım, önemli bir toplantım olmasa gitmezdim. Atlas!", Atlas üzerimden çekilip ayağa kalkmıştı. "Sen de sevişmek istediğinde bu sefer ben yapmayacağım.", bir çocuk gibi trip atıp lavaboya girmişti. Şok olmuş şekilde yatakta yarı çıplak vaziyette kalakalmıştım.

~~~~

Toplantı masasında oturmuş ihale için çizilen projeleri kontrol ediyordum. Aklımda Atlas vardı. Sabah baya alınmışa benziyordu. Onun bu hali oldukça komiğime gitsede aramalarımı açmaması sinirimi bozmuştu. "Asya hanım?", Atakan'ın sesini duyunca kafamı kaldırdım. "Efendim?", "Duymadınız sanırım?", "Ah evet projeyi inceliyordum.", "Proje de eklemek istediğiniz bir şey var mı?", öksürüp sesimi toparladım. Daha önceden not ettiğim defterimi alıp açtım. "Projenin depreme dayanıklı olması çok önemli. Biliyorsunuz İstanbul depreminden sonra kurallar arttırıldı. O yüzden gerekirse kazançtan kısın ama depreme dayanıklı yapılması gerektiğini belirtin. Sonra her bir odaya yangın alarmı istiyorum. Bunun için şirketlerle konuşulup anlaşmalar yapılsın. Güvenlik sistemini de dahil edin. Çocuklu aileler yaşıyacak bu evlerde o yüzden güvenliklerinden emin olmalıyız arkadaşlar. Sizi bilmem ama o ev depremde yıkılıp altında kalan canların nedeni ben olmak istemiyorum. Bu konu kazancımdan da önemli. Burada insan canından bahsediyoruz o yüzden bu faktörleri de dahil edilip ona göre çizimler gelmesini istiyorum.", dediğimde çalışanlarımın yüzlerine baktım. Hepsinin anlayışla karşıladığını görebiliyordum. "Ayrıca, bahçelerin bir bölümlerine tarım için alanlar bırakılmasını istiyorum. Aileler istediklerini ekip yetiştirebilsinler.", defterimdeki notları kontrol ettim. Diğer isteklerimin hepsi projede dahildi. "Evet bunlar da dahil edildiğinde ihaleye hazır bir projemiz olacak. Bu yüzden bir kaç güne bitmiş olmasını istiyorum.", saatime baktım. 17.45'ti. "Bugünlük bu kadar arkadaşlar. Yeni önerileriniz olursa sunmaktan çekinmeyin. Ayrıca stajyerlerinde proje hakkında görüşlerini alın. Bakalım gençler ne diyecekler.", dedim gülümseyerek. "Çıkabilirsiniz. İyi günler.", çalışanlarım iyi günler dilekleriyle toplantı odasından çıkmışlardı. Ben de hemen toplanmıştım. Telefonum masanın üzerinde titreyince hemen elime aldım. Öğlen attığım mesaja daha yeni cevap vermişti Atlas bey.

"Hayır, bu akşam kendi evimde kalacağım.",

yazdıkları daha çok sinirimi bozmuştu. Neyin tribiydi ki bu ya. Alt tarafı işim var diye sevişmemiştim. Ne vardı bunda? Sinirle mesaj yazmaya başladım.

ATLAS (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin