17. GÜN

44.2K 1K 273
                                    

Bilgisayardaki bakışlarımı telefonuma çevirdim. Telefonumun üzerindeki Atlas ismini görmek beni yine mutlu etmişti. "Efendim sevgilim.", "Asya sen misin?", kıkırdadım. İlk kez ona sevgilim demiştim. "Evet!", "Hemen oraya geliyorum. O bal dudaklarını öpmem lazım.", dediğinde kıkırdamam kahkahaya dönüşmüştü. Çok tatlıydı ama ya. "Atlas yaa!", "Asya bugün ki partiyi düşündün mü? Benimle gelecek misin?", neden aradığını şimdi anlamıştım. Elbette dün gece uzun uzun düşünmüştüm. O sorun yapmıyorsa ben de yapmayacaktım. Çünkü seviyordum gerisi önemli değildi. Ailem her türlü öğrenecekti erken veya geç olması farketmiyordu. "Evet.", dedim, "Seni seviyorum.", nasıl mutlu olduğunu sesinden anlayabiliyordum. "Bu gece sana hediyem var.", "Ne hediyesi?", "Gece sonunda öğrenirsin.", dedim ve telefonumu kapattım. Hazırlanmam lazımdı. Bilgisayarıda kapatıp, odamdan çıktım. Emre beni görünce hareketlenmişti. Onu umursamıyordum artık. "Öykü, ben çıkıyorum. Gelecek projeleri odama bırakırsın.", "Tamam Asya hanım. İyi günler.", dediğinde gülümseyerek asansöre bindim.

~~~~

Giydiğim fıstık yeşili elbisemle aynanın karşısına geçtim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Giydiğim fıstık yeşili elbisemle aynanın karşısına geçtim. Bence idare ederdim. Sonuçta bir partiydi o kadar da önemli bir şey değildi. Tabii o parti Atlasla sevgililiğimizi açıklayacağımız yer olacağı içinde özenmeden yapamıyordum. Ten rengi bilekten bantlı ayakkabılarımı da giymiştim. Boyum en az 5cm uzun duruyordu. Atlas'ın yanına yakışmak istiyordum. Makyajım ve saçımı yaptığımda hazırdım. Saatime baktım, 20.01 yazıyordu. Yarım saat sonra Atlas gelip beni alacaktı. Hemen makyaj masama oturup gold tonlarında makyaj yapmaya başladım. Diğer yandan da maşamın ısınmasını bekliyordum. Aslında kuaföre gidebilirdim ama pek istememiştim. Kendimde halledebiliyordum.

Kahve rengi saçlarımın maşası bitmişti. Kahküllerimi düzelttim. Saçlarım doğal duruyordu. Zaten dalgalı oldukları için bir kaç maşa işleminden sonra daha iyi durmuşlardı. Parfümümü de sıktığım zaman kapı çalmıştı. Gerçekten saniyesiyle denk gelmiştik. Aynaya bakarak nude tonlarındaki rujumu düzelttikten sonra kapıyı açmak için aşağıya indim. Ayakkabılarım rahatlığı beni mutlu etmişti. Yürümekte sıkıntı çekmiyordum. Kapıyı heyecanla açtığımda karşımdaki adamı boydan aşağıya süzmüştüm. Gerçekten çok yakışıklıydı. "Hoş geldin!", heyecanla bağırarak konuştuğumda ceplerindeki ellerini çıkartarak bana gülümsemişti. "Asya çok çok güzel olmuşsun. Acaba gitmesek mi?", dediğinde güldüm. Güzel olduğumu söylemesi gururumu okşuyordu.

Aşk iq düşürür diyenler kesinlikle haklılardı. Aşktan bu adamın yanında aptallaşıyordum. Onu kendime kelepçelemeyi bile düşünmüştüm. Bu kadar yakışıklı olması haksızlıktı. Bunun için ceza almalıydı. Tüm kadınların ona bakacak olması bile delirmeme yetiyordu. Nedense kıskançlık krizine daha gitmeden girmiştim.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ATLAS (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin