SELAMLAR!!!!
Bu hikayenin ilk benden notunu eklemek istedim buraya. Öylesine. Nasılsınııız???
Ben iyiyiim. Ve garip bir şekilde bu hikayeyi yazarken aşşşşıııırıııı eğleniyorum. Çok hoşuma gidiyor. Valla. 5K okunma varsa 3'ünü falan zaten ben okumuşumdur o kadar diyeyim. Açıp açıp ben yazdım diye mutlu oluyorum.
Valla umarım beğenenleri de vardır çünkü eğer yoksa kusura bakmayın ama favorim olacak gibi.
Okuduğunuz için teşekküüüürleeeeer.
Öptüm siziiiii.
Adios!
***
Bu kadar tatavaya gerek yoktu ya.
Gerçekten.
Velev ki Yunanların dediği gibi yaratılışımızda iki yüz, dört kol ve bacağa sahiptik. Gücümüzden korkan Zeus bizi ikiye ayırıyordu ve hayatlarımız boyunca diğer yarılarımızı aramaya mahkum ediliyorduk. Bulduğumuzda tamamlanıp aşk bizi birlikte tutuyordu birbirimizi tamamlıyorduk falan filan.
Hadi bulunduğum Coğrafya sınırları içerisindeki bir mite inanıyorum diyelim. Ruh eşim ayağımdan görünmez bir kırmızı ip ile bana bağlı olsun. Asla kopmuyor falan filan. Şartlar ne olursa olsun birbirimize kavuşmak alın yazımız olsun, tamam.
Ulan tamam, tüm sikimsonik teorileriniz beni Dünya'da herkesin bir ruh eşi olduğuna inandırmış olsun. Ya benim ruh ikizim bu çağda yaşamıyorsa? Ne bileyim belki benimki 300.000 yıl önce yaşamış bir homosapiendi? Belki Khoisanid Kabilesindendi? Belki binlerce sene önce yaşamış neandertal insanıydı? Ya da ben bu çağlarda saçma sapan bir aşk acısı yaşarken o daha doğmamıştı? Belki o da ileride bu satırlarım gibi düşünecek, ki düşünmeliydi ruh ikizimdi sonuçta, R2-D2'suna beni anlatacaktı? Ruh ikizim bir cyborg'tu belki, olamaz mı?
Ruh ikizimin bir homosapien olma ihtimali, Yaren'in olma ihtimalinden daha fazlaydı.
Tüm yolculuk boyunca ikimizin de çıtı çıkmamıştı. Yani zaten motorda giderken çok ta muhatap olamazdık ama indikten sonra da çıtımız çıkmamıştı. "İyi geceler o zaman?"
Neredeyse sahiden iyi mi geceler diyecektim. Söylememek için dilimi ısırdım. "İyi geceler Yaren."
İki saniye daha gözlerimin içine baktıktan sonra karşı yola geçti. Apartmanına girene kadar bekledikten sonra, hatta ne yalan söyleyeyim içeri girdikten sonra da bir müddet arkasından bakmıştım, otele girdim. Nedense gerzekçe bir yalnızlık hissiyle.
Asansörden inip odama ilerlerken geçirdiğim saçma akşamı düşünüyordum. Tamam, ilk defa bir kız tarafından öpülmemiştim, hatta bir ara, ergenlik zamanlarımda uçan kuşa musallat olan, vantuz balığı gibi bir şey olabilirdim ama öptüğüm her kızı kendim istediğim için öpmüştüm. Şu an neden peki dudaklarımı sabunla yıkayasım geliyordu ki?
Yatağıma oturup bir müddet yeri inceledikten sonra telefonumu çıkarıp annemi aramaya karar verdim. Kaşımın eğiminden ne düşündüğümü anlardı, şu an aramam gereken son kişiydi belki de ama.. Cidden saçma sapan bir şekilde hissediyordum o an.
"Benim oğlum neredeymişşş? Nasılmış??"
"Nasılsın anne?"
Annem ekrana sırıtmaya devam ederken "Yasin gel bak kim var burada?" diye bağırdı. "Kafasını yarmayı en çok sevdiğin ağabeyin!"
Ufak bir kahkaha attıktan sonra "Valide sultan ya," dedim. "Çok kafa hatunsun bak."
"Öyleyim tabii," Ekrana öyle bir baktı ki yemin ediyorum telefona sarılasım geldi. "Nasılsın bebeğim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doğuştan Rahatsız
HumorOna aşık olduğumda, sekiz yaşındaydım. Tüm Dünya bir yana o bir yana, kardeşimin okula başladığı gün. Her teneffüs yanına geleceğim diye yemin ettirmek için ayakkabılarımı saklayan kardeşimin. İlk teneffüste ondan iki sınıf üstte olmanın verdiği Mir...