SEEELAAAAMMMLAAAARRRR
Ben gelllldiiiiiim.
Evet. Benim bir iki gün anlayışım yaklaşık olarak on ila on beş gün arasında değişiyor. O yüzden çok da güven olmaz bana, şaaapmayın yani. Amanın hani iki gün sonraydı bölüm de, hanimiş unuttum daaa. Ben de unutuyorum ama edebimle gidip okuyorum birazcık diyorum bakayım ne anlatıyormuşum yeniden yazıyorum yani. Naaaapayım??
Dünyanın en şımarık insanlarından ve canı her şeyden çabucak yılan biri olarak yaklaşık olarak 6 senedir bu platformda kalıp da hala bir şeyler yazıyor olmam insanlık için miniminnacık olabilir, ama benim için emin olun ki büyük bir adım. O yüzdeeeeeennnnn. Bazııı zaman aşımı ile ilgili düşüncelerinizi ben bilmesem de olur benceee. Buraya üye olurken valla ben bir belge imzalamadım açıkçası her gün bir şeyler yazacaksın diye. Yazmayı bırakmıyorsam sebebi gerçekten sevgi arsızı olmamdır. Yazdıklarım sonucunda kazandığım insanlardır. O yüzden bebikooomlaaaar geç yazıyorum diye benden nefret edecekseniz, köşede ediniz lütfen çünküüüüüüüüü banaaaaneeeee.
Öptüm siziiii. Adiosss!!!!
*
"Salak salak sırıtmayı kesecek misin artık Yiğido?" Enis dibime kadar girerek alnıma fiske attı. "Aloooo hemşerim?"
"Bir şeye karar verdim," dedim aynı şekilde Enis'in alnına fiske atarken. "Kabullenmeye çalışıyorum."
Bu sefer Enis sırıtmaya başladı. "Mesela neye Yiğido? Yarenis'in mükemmelliğine mi?"
"Yok, onu zaten başından beri biliyorum," Çantayı omzuma takarken sırıtmaya devam ettim. "Ben bir şıpsevdiyim anasını satayım."
"Yok kanka, sen sadece aşırı inatçı birisin." Elini omzuma attı. "Yaren sana evet demedi diye o kadar inat ettin ki, etrafındaki kim bilir ne şansları elinin tersiyle ittin."
"Her şeyin bir nedeni vardır derler," Omuzlarımı silktim. "Demek ki tüm yollar beni buraya getirmek içindi."
"Iyyy, kusacağım he şimdi seni. Üniversite birinci sınıfta kafayı Hawking ile bozmuş Fizikçi kız arkadaşım vardı bir tane. Her şeyin kuramı vardır diye gezerdi ortalıkta. Sende şimdi olayı kaderimiz böyleymişe bağlamayacaksın değil mi?"
"Sen sevgili gerizekalı Enisim," Kolunu omzumdan atarak işaret parmağımı yüzüne doğru salladım. "Öyle bir an gelecek ki diyeceksin ki Yiğido'nun ne demeye çalıştığını anladım."
"Allah aşkına ne dedin de anlamadım şimdi kuramına tükürdüğüm?"
"Kaderimiz böyleymiş."
"Yiğit, defol git şuradan sikmeyeyim kaderini şimdi."
***
Aynaya bakarken aklıma birkaç sene öncesi geldi. Depresyondaymışım sandığım kafayı dağıtmak için yaptığım tek işin ders çalışmak olduğu lise son sınıf. Çevremdeki herkes boka yaramaz bir işsiz olacağım konusunda o kadar emindi ki, kitap kapağını açtığım zamanlar bile okuma yazma biliyor oluşuma şok olurlardı. Her şeyimi anlayan annem gelip de bir kere bile kendine gel, hayatını mahvediyorsun demeden destek oluyordu da, öğretmenlerim, komşular, akrabalar bana umutsuz muamelesi yapıyordu ya, uyuz oluyordum. Sınav sonucu açıklandığı gün kocaman bir tabela yaptırıp mahallenin girişine asacağına yemin eden ben, kimseye bir şey dememiştim. Sağdan soldan üniversite kazandığımı duyanlar yanımdan geçerken mahcup oluyordu ya ulan bu işe yaramaz Yiğit bile gidip mühendislik kazanmış diye, o bakışları yetiyordu bana.
Hayatında hiçbir zaman hiç kimsenin fikrini takmayan ben, özellikle Yaren konusunda, bazen acaba ben bencil biri miyim diye düşündürürken şu an öyle yaptığım için kendime teşekkür ediyordum. Olduğum kişi, geldiğim statü, yaşadığım hayat, kim ne konuşursa konuşsun kendi kafamın dikine gitmek hayatımda kendim için yapabileceğim en iyi şeylerdi sanırım. Enis aksini iddia edip dursa da, Yaren'e karşı hissettiğim adına aşk denmeyecek saçma hisler beni bugün buraya getirmişti. Kim ne derse desin, hayat planlı yaşanmazdı. Bunu en iyi ben bilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doğuştan Rahatsız
HumorOna aşık olduğumda, sekiz yaşındaydım. Tüm Dünya bir yana o bir yana, kardeşimin okula başladığı gün. Her teneffüs yanına geleceğim diye yemin ettirmek için ayakkabılarımı saklayan kardeşimin. İlk teneffüste ondan iki sınıf üstte olmanın verdiği Mir...