Selam, nasılsınız? Birkaç gündür sürekli Alptekin ve Almira'nın aralarındaki yaş farkı hakkında yorumlar alıyorum. Ben hiç takmadığınızı düşünüyordum ama yanılıyormuşum, gerçekten çoğunluğunuz rahatsız mı oluyor? Yaş farkını değiştirmeyi düşünmüyorum ama merak ediyorum.
Birde bu bölüm 600 üstü oy gelir mi? Hiç onun üstüne çıkmamışız, bir denesek mi?
Acayip aksiyonlu ve heyecanlı bölümler geliyor, tatile hazırlanın ciğerlerim...
Oylarını ve yorumlarınız bekliyorum.
Sizi seviyorum, bölüm sonunda bekliyoruum.
*
Bazı günahların koynuna bilerek girerdik. Savaşmıştım, onun koynuna düşmemek için kendimi durdurmak adına elimden geleni yapmıştım. Elbette aklımdan geçenleri yapamamıştım. Ama bir şekilde buna çözüm bulmalıydık.
"Uyanıksın." Alptekin'in uyku mahmuru sesiyle gözlerimi araladım. Bana bakıyordu, kolunun biri başımın altından uzanmıştı diğer kolu karnımın etrafını sarmıştı. Sırtım göğsüne yaslıydı. Yatağın üzerinde aceleyle dikeldim. Gözlerim dışarıya döndü, hava aydınlanmıştı. Belki melisa dönmüştü ve beni aramıştı.
"Sus." Diye mırıldandım sessiz olması için. Üzerimde sıyrılmış ve bacaklarımın tamamını gözleri önüne sermiş olan şortum vardı, umursamadan yataktan çıkmak için harekete geçeceğim an bileğimden tutarak beni durdu. Gözlerimiz çakıştı, öyle güzel bakıyordu ki mavilikleri bayılacak gibi oluyordum. Korkmasaydım biraz daha kollarının arasına girerdim.
"Gitme." Öyle bir şeyin mümkün olmadığını kendiside farkındaydı ama vazgeçmiyordu.
"Gidip Melisa'ya bakar mısın? Gelmediyse odasına inmem gerekiyor."
Alptekin'in gözleri kısıldı, üzerimde dolaştı. Sabır çeker gibi nefes alıp yataktan kalktı. Odasının içinden çıkıp gittiğinde gözlerim odasında dolaştı. Sehpası kırıktı, gece farketmediğim küçük kırık parçalar yerdeydi. Yine bir şeye öfkelenmiş olmalıydı, çocukluğundan beri böyleydi.
Öfkelenince göz dönüyordu doktora götürmüşlerdi fakat değişmemişti. Belki ilerleyen süreçte kendisini düzeltirdi, düzeltmesi gerekiyordu. Koskoca bir şirketi yönetmek kolay olmayacaktı, sabırlı olmalıydı.
Oturduğum yatağın üzerinden kalkıp üstümü düzelttim. Masasının yanına yürüdüm, dün bana verdiği fakat yattan kaçarak çıktığım için almadığım gül buketi burada duruyordu. Üzerindeki notu açmamamı söylemişti, Notu uzanıp parmaklarımın arasına aldım. Üzerinde onun parfümünün kokusu vardı, deliydi.
'Gözlerin beni anlamamak için çırpınıyor ama vazgeçmeyeceğim. Senin için seninle savaşacağım.'
Ellerimin arasına sığdırdığım karta bakakaldım. Eğer dün gece yine normal bir gece gibi bitseydi bu kartta anlattıklarını neye yoracaktım? Yine kendimle savaşacaktım, onu yanlış anladığımı düşünüp duracaktım. Ama bana demek istediklerini yanlış anlamıyordum gayet net olarak algılıyordum. Sadece umut etmemek için başka şeylere yoruyordum.
Kartı aldığım yere bırakırken merdivenlerden gelen ayak sesini duymamla ne yapacağımı bilemeyerek kapının arkasına saklandım. Odaya giren Alptekin'di beni göremediğinde kaşları çatıldı. "Buradayım."
Saklandığım yere gözlerini çevirdi, gülümsedi. Yanıma doğru geldiğinde eliyle kapıyı kapatıp benim sırtımı duvara doğru itekledi. Ellerimi göğsüne koyarak iyice bana sokulmasına engel oldum. "Melisa gelmemiş, nereye gitti?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALPTEKİN
Teen Fiction"Ben seni istiyorum Almira Tanyel, sen anlamaktan kaçsanda ben bağırmaktan çekinmeyeceğim." Yüzü yüzüme eğilirken tuttuğu bileklerimi başımın üstünde sabitledi. Yüreğim yerinden çıkacak gibiydi, sanki rüyaların en güzelindeydim. Aklımsa benden nefre...