(Gunhak)
(3 gün sonra)
Seonghwa kapıyı kapatıp yanıma geldi. Oturma odasında yerde oturmuş öylece bir noktayı izliyordum. Ne yapmam gerektiğini gerçekten bilmiyordum.
"Dongju yine geldi. Yanına gitmeyecek misin?"
"Hayır."
"Neden Gunhak? Neden bizimle neler olduğunu paylaşmıyorsun?"
Öfkeyle yerimden kalktım. Gözlerimin renginin çoktan değiştiğine emindim.
"Kendimi tutmak istemedim, anlıyor musun?! Bir şey bana engel olmasaydı onu oracıkta öldürebilirdim Seonghwa!"
"Ne demek istiyorsun?"
"Eli kanamıştı ve ben..."
"Bir şey mi yaptın?"
"Hayır, ama yapmak üzereydim. Lanet olsun ki onun için tehlikeden başka bir şey değilim!"
"Kendini tutmasaydın, şuan yaşıyor olmazdı, değil mi? Endişelenmeyi bırak."
"Sorun şu ki, bana engel olan ben değildim Seonghwa. İçimde bir şey vardı ve beni kontrol etti. Tuhaf bir şey... Ne olduğunu bilmiyorum, ama bunun tekrarlanmayacağının garantisi yok!"
Keonhee sakince yaklaşıp beni koltuğa oturttu.
"Şuan tam olarak ne için endişeleniyorsun Gunhak?"
"Onun için."
"Ona zarar vermekten mi korkuyorsun?"
"Evet, çünkü ben bir canavarım. Eğer onu öldürseydim neler olurdu biliyor musunuz?"
"Ama yapmadın kardeşim."
"Neden yapmadığımı bilmiyorum. Bunu çok istedim ama yapamadım."
"Sonra ne oldu?"
"Yarasını temizledim."
Yunho telaşla yanıma geldi.
"Şaka mı yapıyorsun?"
"Hayır, bunu gerçekten yaptım."
"Ellerini uzat."
"Ne? Neden?"
"Çabuk ellerini uzat."
Ellerime dokunduktan sonra bir adım geri çekilip diğerlerine baktı.
"Ne olduğunu bana da söyleyin!"
Keonhee beni sakinleştirmek için omzuma dokundu.
"Söyle Gunhak, lütfen bize hislerini söyle."
"Ne hissi?"
"İnkar etme, ondan hoşlandığını biliyoruz."
"Ne?"
"Bunu anlamamızın zor olduğunu mu sanıyorsun? Ellerine bir bak. Vücut ısısının neden arttığını biliyorsun değil mi?"
"Bu... Kalple ilgili... Yani..."
"Evet, sen ondan hoşlandığın için böylesin. Ama eğer orada elini kesen bir başkası olsaydı, kendini tutamayabilirdin."
Sözü Seonghwa devraldı ve üzülerek başını eğdi.
"İşte bu yüzden insanlardan uzak yaşıyoruz Gunhak."
"Ben... Ben bunu bilmiyordum. Onunla vakit geçirmek güzel, ama bunun aşk olduğunu bilmiyordum."
Aniden öfkem güçlendi ve Keonhee'ye döndüm. İlk kez benden korkmuş gibiydi.
"Bunlar senin yüzünden!"
"B-ben bir şey yapmadım."
"Beni o çocukla arkadaş olmaya zorladın! Mutlu musun şimdi?! Bana ne olacağını biliyor musun?!"
"Gunhak, lütfen sakin ol."
Onu öfkeyle tutup kaldırdığımda Seonghwa koluma yapıştı. Duvara fırlatmamak için kendimi zor tutuyordum. Öfkem her saniye güçleniyor, sanki evrendeki bütün kötü enerjiyi çekiyordu.
"Şimdi ne yapmamı istiyorsun?! Acıdan ölmemi mi?! Onsuz devam edemeyeceğimi bilmiyor musun?! Birine bağlandığımda ne olacağını bilmiyor musun?!"
Vampir olsak da, bunun filmlerdekiyle alakası yoktu. Hepimiz bir virüsün etkisindeydik. Kimseye bulaşmayan, çözümü olmayan bir virüs...
Seonghwa ve Mingi içimizde en şanslı olanlardı. Kendi türünden birine aşık olmak mucizeydi. Çünkü biz aşkı yaşamaz, hissetmezdik. Fakat insanlarla aramızda böyle bir bağ olduğunda lanetlenirdik. Bu bir hastalık gibi vücudumuza yayılır, sonsuz hayatımızı bizden alırdı.
İnsana dönüşmezdik. Fakat arada sıkışıp kalırdık. Onunla olamaz, onsuzken tükenirdik. Aşk bizim için adeta bir zehir gibiydi.
"Gunhak indir beni yalvarırım."
Onu kavrayan koluma iki eliyle yapıştı. Sıkıca tutmuş kendini kurtarmaya çalışıyordu. Tam o anda bir şey fark ettim. İnanmamı zorlaştıracak, beni sarsacak bir şey.
Elim yavaşça gevşedi ve Keonhee kendini yerde buldu. Seonghwa ona yardım için yanına gittiğinde Keonhee aniden uzaklaştı. Bu hareketi, hissettiğim şeyin doğru olduğunu kanıtlar gibiydi.
"Kime aşıksın Keonhee?!"
Bu kez herkes ona bakıyordu. Ne dediğimi duyunca Keonhee şaşırmış ve korkmuştu. Oturduğu yerde geri geri gidiyordu.
"B-benim ellerim her zaman sıcaktır."
Seonghwa ona yaklaştıkça daha fazla kaçıyordu. Sonunda duvar ilerlemesine izin vermediğinde, Seonghwa ellerine uzandı. Benimle aynı şeyi hissettiğini onaylayarak bize baktığında üzgündü.
"Sana kime aşık olduğunu sordum!"
Keonhee yerden kalkıp ağlamaya başladı. Hayatım boyunca Keonhee'yi ilk kez ağlarken görüyordum. Yoksa gerçekten Dongju'nun abisine mi aşık olmuştu?