5. Bölüm

139 19 25
                                    

(Dongju)

Kasvetli evin bahçesine girip kapıyı açık bıraktım. Nedense dışarıdan korku filmlerindeki evlere benziyordu. Bu yüzden kapıyı kapatıp içerde canavarlara yem olma düşüncesi beni korkutuyordu.

Kapıyı çalmadan önce içerden gelen sesleri dinledim. Birileri eğleniyor olmalıydı. İçerden gelen kahkaha sesleri bir anlığına beni bile gülümsetmişti.

Ben kapıyı çaldığımda aniden sessizlik oldu. Bir süre bekleyip tekrar kapıya vurdum. Hiç ses gelmiyordu. Anlaşılan kapıyı bilerek açmıyorlardı.

Son kez kapıyı çalıp arkamı döndüm ve bahçe kapısına doğru yürümeye başladım. Böyle manyak ev sahipleri bulduğu için abimi tebrik etmek istiyordum.

Kapı aniden açılınca geri döndüm. İçerden sarı saçlı biri çıktı. Geçen akşam karanlıkta gördüğüm kişiye benziyordu.

"Merhaba, ben sizin evinizde yaşıyorum."

"Yeni taşınanlar mısınız?"

"Evet, abim bir şey söylememi istedi de, o yüzden rahatsız ettim. Bu arada benim adım Dongju."

"Biraz bekle, kardeşimi çağıracağım. Bu işlerle o ilgileniyor."

"Tabi..."

Kalın sesi herkese kendini dinletebilecek güçteydi. Fakat hiçbir şey onun kaba olduğu gerçeğini değiştirmeye ve açıklamaya yetmiyordu. En azından nezaketen adını söyleyebilirdi.

"Merhaba!"

"Merhaba, ben Youngjo'nun kardeşiyim. Adım Dongju."

"Benim adım da Keonhee, çok memnun oldum Dongju. Abin taşınmadan önce senden bahsetmişti."

En azından evde gerçekten samimi olan ve içten gülümseyen birileri yaşıyordu. Şimdi abimin neden bu evi tuttuğunu anlıyordum. Böyle kibar bir ev sahibi varken, kim orada kalmak istemezdi ki?

"Umarım abimle çok sohbet etmemişsinizdir."

"Neden öyle dedin?"

"Abim vampirlere inanıyor da. Eminim sizi de aynı konuyla rahatsız etmiştir."

"Tanrım... Günümüzde vampirlere inanan çok kişi var. Fantastik filmler yüzünden hepimiz böyle şeylere kapılıyoruz."

"Çok doğru."

"Bu arada, evde bir sorun mu var? Abin seni neden gönderdi?"

"Aslında evde bazı yerlerin onarılması gerekiyordu. Abim her yerin onarımını yapabileceğini söyledi."

"Ah lütfen böyle bir şey için yorulmasın. Kardeşlerimden biri her işi çok iyi yapar. Özellikle tamir işlerinden gerçekten anlıyor."

"Size yaptırmamız tuhaf olmaz mı?"

"Doğru olan budur Dongju. Biz evin hasarlarını tespit edememiştik. Sizin masraf yapmanıza hiç gerek yok. Eğer yapamazsak bir tamirci getireceğiz."

"Aslında abim size onarılacak yerleri göstermek ve yapacağını söylemek istemişti. Beni yanlış anladınız."

"Endişelenme lütfen, ben insanları iyi tanırım. Asla öyle bir şey düşünmedim. Yarın evdeyseniz, erken saatte gelebiliriz."

"Aslında yarın dersim yok. Ben kesinlikle evde olacağım, sizi beklerim."

"Öyleyse yarın görüşürüz Dongju."

"Görüşürüz Keonhee."

Ben bahçeden çıkana kadar el salladı ve kapıyı kapattığımda içeri girdi. Aynı evde birbirine zıt iki kişi yaşıyordu. Sanırım kardeşlik tam olarak böyle bir şeydi.

Ben de abimden tamamen farklıydım. Onun aksine kıyafete para harcamaktan hiç hoşlanmıyordum. Sürekli alışveriş yapmayı gereksiz buluyordum. Abim ise her zaman alışveriş canavarıydı. Nasıl göründüğünü sürekli önemsiyordu. Yeni uyandığında asla evden çıkmıyordu.

Aslında abimin bu halini çok seviyordum. İlerleyen yıllarda, ben de yetişkin gibi yaşadığımda onun gibi olmak istiyordum. Kendime daima güvenmek, tereddütsüz karar alabilmek istiyordum. Onu gerçekten idolüm gibi görüyordum.

"Söyledin mi Dongju?"

"Evet abi, yarın gelecekler."

"Gelecekler mi?"

"Şey, tamiri onların yaptırmasını istediğimizi sandılar. Keonhee ısrarla kendilerinin yapacağını söyledi."

"Ama benim yarın dersim var. Öğrencimin başka vakti yok ki tatlım."

"Sen bütün sorunları bana detaylı bir şekilde anlat hm? Ben geldiklerinde gösteririm."

"Korkmayacak mısın?"

"Abi, Keonhee gerçekten iyi birine benziyor. Hem o bizim ev sahibimiz. Merak etme, vampir olsaydı çoktan bizi yerdi zaten."

"Tamam tamam, sen yine dalga geçmeye başlamadan evden çıkalım en iyisi."

Hazırlanıp arabaya yerleştik. Şanslıydım ki beni bugün okula abim bırakıyordu. Yürümeyi hiç istemediğim nadir günlerden birindeydim. Bu benim için çok iyi olacaktı.

Abime sıkıca sarılıp vedalaşırken bahçede arkadaşımı gördüm. Arabadan inip koşarak yanına gittim ve dönüp abime el salladım. Abimin yüzündeki gülümsemeyi tanıyordum. Bir arkadaş edindiğim için gerçekten mutluydu. O sadece abi değil, benim için bir babaydı. Abimi en çok bu yüzden seviyordum. 

Dizzy ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin