Gözlerimi açtım ve tavanı seyretmeye başladım. Geç uyanmayı sevmezdim ama bu aralar işsiz olduğum için iyice salmıştım. Yarın iş görüşmem vardı. Kabul edilir miydim acaba? O kadar yere başvurmuştum ama hiçbiri beni işe almamıştı. Bu durum canımı sıkmaya başlamıştı çünkü biraz daha evde kalırsam delirecektim. Bütün gün evde oturup, ev işi yapmak bana göre değildi.
Akınla konuştuğumuz gün bana işimi bozmayacağına dair söz vermişti. Bunun karşılığında ben de ona Songülü getireceğime dair söz vermiştim ama istemiyordum. Songüle söylediğim sözler ve çektiğim rest sonrasında Akın'ı ona veremezdim. Akın'a ihanet edersem de o beni bitirirdi. Birden iç içe üzüldüğümü fark ettim. Akın yüzünden ezik konumuna düşecektim. Onu kaybettiğime üzülmüyordum. Zaten hiç benim olmamıştı ki...
Aptal kızlar gibi ona aşık değildim. Bir deliye aşık olacak kadar saf değildim. Onu uzaktan izlemek hoşuma gidiyordu. Gözlem yapmayı seven bir insandım ve Akın Koçovalı benim için ideal bir denekti. Bir kere çok göz önündeydi. İnsanlara gösterdiği bir yüzü vardı ama yalnız kalıp maskesini çıkarınca, onun üzüldüğünü fark etmiştim. Asıl sorun da burada başlıyordu çünkü bunu sadece ben fark etmiştim.
Yatmaya devam ederken telefonum titremeye başladı. Biri arıyordu. Hiç umursamadım. Çalar çalar susardı. Zaten beni operatör ve annem hariç kimse aramazdı. Telefonum bile boşuna vardı. Titremesi bir türlü bitmeyince elime aldım ve ekrana baktım. Numara kayıtlı değildi. Belki işverenlerden biridir diye açtım.
"Alo?"
"Alo Hilal?"
"Akın? Sen numaramı nereden buldun?"
"Niye açmıyorsun kaç saattir bekliyorum."
"Önce ben sordum."
"Ama ben Akın Koçovalıyım. Sen cevap ver."
Gözlerimi devirdim. Sabah sabah sabrımı deniyordu.
"Kapatıyorum."
"Tamam dur! Eski patronundan almıştım. Neyse konumuz o değil şimdi."
"Neymiş konumuz?"
"Babaannem... Ve tabi bizimkiler..."
"Eee?"
"Mahalledeki dedikodular babaannemin kulağına gitmiş Hilal. O da bana doğru mu diye sordu. Ben de inkar edemedim."
"Akın sadede gelir misin?"
"Babaannem bu akşam seni bizim eve yemeğe bekliyor..."
Aynadaki görüntüme son bir defa baktım ve elbisemi düzelttim. Bence fena gözükmüyordum. Siyah elbisem dizlerime kadar geliyordu ve çokta dar değildi. En azından şık ve ciddiydi. Saçlarımı açık bıraktım ve düzelttim. Bugün düzleştirmek istememiştim elbisenin üstünde güzel durmazdı. Derin nefes aldım ve saçlarımı yüzüncü defa düzelttim. Aşırı gergindim. Sahte sevgilimin evine, ailesiyle tanışmaya gidiyordum!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Metruk
Fanfiction"Sen Akın Koçovalı aynı karşımızdaki metruk bina gibisin. Yıkık döküksün, çökmek üzeresin, terk edilmişsin ama içinde bir yerlerde yaşanmışlık var." dedi genç kız ve yanında duran adama baktı. "Hayır... Benim içimdeki yaşanmışlık değil. Yalnızlık. S...