FİNAL

58 25 2
                                    

7 AY SONRA 

        Hamileliğimi öğrenmemin ardından yedi ay geçmiş, şu an ise hastanedeydim.

       "Deniz Hanım, buyurun, şöyle uzanın, karnınızı açın, ben de geliyorum." doktoru onaylayarak dediklerini yaptım. Savaş lafa girip konuştu.

       "Deniz, geçen ay inat ettin, cinsiyetini öğrenmedin, Gel, bu ay öğrenelim." onaylarcasına başımı sallayıp doktorun gelmesini beklemeye devam ettim. Doktor gelip, tüm güler yüzlülüğüyle işini yapmaya başlamışken konuşmaya başladım.

      "Doktor Hanım, biz cinsiyetini öğrenmeye karar verdik." doktor gülümseyip konuşmaya başladı.

     "Tamamdır, hemen bakalım o zaman." doktor, biraz ekranı inceledikten sonra gülümseyerek konuşmaya başladı.

      "Evet, bir... kızımız geliyor." ağzım açık bir şekilde gülümserken Savaş'a baktım. Savaş'ın gözleri dolmuş bana bakıyordu. Biz gülerek, birbirimize bakarken bir an doktorun endişeli yüzü ilişti gözlerime. Tedirgin bir yüz ifadesi alıp doktoru muhatap alarak konuşmaya başladım.

     "Doktor Hanım? Herhangi bir sıkıntı mı var?" doktor dudaklarını ıslatarak konuştu.

     "Denizciğim, biliyorsun ki sıkıntılı bir rahmin var ve... bu çocuk doğduğunda, eğer hamileliğin boyunca dikkatli olmazsan ya çocuk-" doktor, ciddi bir şekilde konuşurken, Savaş, doktoru hızla susturup hiddetle konuştu.

    "Doktor Hanım! Biz Deniz'e epey bir dikkat ediyoruz." 

     Doktor ve Savaş odada bir şeyler konuşurken, ben de karnımı  silip geçtim odaya. Anlayamadığım bir şekilde, hızla kolumdan tutup çıkardı beni odadan Savaş. Odadan çıktığımızda konuşmaya başladım direkt.

    "Savaş! Ne yapıyorsun ya?! Kadın işini yapıyor." sinirle sorduğum soruya umursamayarak cevap verdi.

    "Tamam, bir şey yok."

     Elimden tutup asansöre doğru yürümeye başladı. Ben de arkasından yürüyordum. Asansöre bindiğimizde  elimi bırakıp tuşlara bastı. 

   "Savaş, bebeğimize hiçbir şey olmayacak değil mi?"

   "Hayır canım! Bebeğimize hiçbir şey olmayacak! Senin gibi bir kız çocuğu olacak. Hem ben senin on yedi yaşındaki, zayıf halini merak ediyorum." 

    Yüzümü asıp sitemle kollarımı birleştirdim. Gülüp önüne döndü. Binadan çıkıp arabaya bindiğimizde endişeyle konuşmaya başladım.

  "Savaş! Eğer bana bir şey olursa... bebeklerimizi kimseye bırakma! Hatta iyi biri olduğunu düşünürsen, biriyle evlene-" Savaş, beni susturup sinirle konuşmaya başladı.

  "Deniz, saçma sapan konuşup durma! Öyle bir şey olmayacak!"

2,5 AY SONRA 

Savaş'tan

     Bugün pazardı, uyanmış, lavaboya gittiğimde çok kötü bir görüntüyle karşılaştım. Deniz... yerde öylece yatıyordu ve daha kötüsü suyu gelmişti. Hızla kucaklayıp hastaneye götürme adına, arabaya bindirdim. Bir yandan Deniz'in duymamasına rağmen bir şeyler konuşurken bir yandan da hızla arabayı sürüyordum. Hastaneye geldiğimizde anlayamadığım bir hızla Deniz'i ameliyata aldılar. Kaç saat durdu Deniz o ameliyathanede? Kaç saat durdum ben o ameliyathanenin önünde? Bilmiyorum. En sonunda doktor çıkınca, koşturarak yanına gittim.

    "Doktor Hanım? Ne olur iyi bir şey söyleyin!"

   "Savaş Bey! Size bir iyi, bir de kötü haberim var. İlk önce hangisini duymak istersiniz?" ben doktorla konuşurken önümüzden morga gideceği aşikar olan bir sedye geçti.

   "D-doktor H-hanım? O-o D-deniz mi? Ne olur hayır deyin!" ben yavaş yavaş yere çökerken doktor konuşmaya başladı.

  "Maalesef Savaş Bey, yapacak bir şeyimiz yok. Kızınızı alabilirsiniz, kontrollerinden sonra."

  Doktor yanımdan uzaklaşırken ben duvara yaslanmış bir biçimde ağlıyordum. Bizim hikayemiz, kötü başlamış, kötü bitmişti işte. Hikayemiz Deniz'le başlamış, benimle bitmişti. Bir de geriye kalan iki çocuk. Hayatımın kadını, çocuklarımın annesi , her şeyim gitmişti, sonsuzluğa gitmişti. Ölmüştü. Allah'a yalvarırken bir yandan hastanenin soğuk duvarına sokuluyordum. 

   Ve kadın anlaşılmadan, öldü... Hikaye bitti...

...

                                                                        DEVAM EDECEK


Mucizelere İnanır Mısın? (Düzenleniyor, 2. kez)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin