³

1.2K 142 87
                                    

Otelde çalışmaya başlayalı 1 hafta olmuştu ve ben tamamen alışmıştım. Her şey çok iyi gidiyordu. Furkan hariç herkesle gayet iyi anlaşıyordum. O sürekli bana laf sokma çabasındaydı fakat ben onu takmamaya çalışıyordum. Akif şef bu zamana kadar yaptığım işlerden memnun kalmıştı ve beni takdir etmişti. Buda beni daha çok motive etmişti.

Bugün evden biraz geç çıkmıştım çünkü Mısra hastaydı. Onu yalnız bırakmak istemiyordum ama işe gitmem gerekiyordu. Cem ise okulda sınavı olduğu için kalamamıştı. Mısra salonda yatarken ons televizyonu açıp yanına bir sehpa koydum ve üstüne yaptığım tüm yemekleri dizdim. Sonra da sırf bana ulaşması için aldığım telefonu ona verip bir şey olursa beni araması gerektiğini söyledim. Ateşini son kez kontrol ettikten sonra içim hiç rahat olmasa da evden çıkıp aceleyle otobüse yetiştim ve otele gittim.

Bir saat sonunda otele geldiğimde vakit kaybetmeden restauranta çıkıp üstümü değiştirdim. Telefonumun sesini açıp cebime koyduktan sonra mutfağa girdiğimde burada iyi anlaştığım kişilerden birisi olan Cemre'nin yanına gidip geç kalmam ile ilgili bir sorun olup olmadığını sordum. Sorun olmadığını öğrenince hemen işimin başına geçtim.

Bugün 50 kişilik bir menü hazırlayacaktık. Bir şirketin iş yemeği bu akşam yapılacaktı ve bizim elimizi çabuk tutmamız gerekiyordu. Hazır olan tatlıları gördüğümde tabakları hazırlayan kimseyi göremediğim için tabaklardan tüm tezgaha dizdim ve hepsine aynı düzenlemeyi yapmaya başladım. Tam ben işime odaklanmışken yanı başımdan gelen Furkan'ın sesi ile sıçradım.

"Ne yapıyorsun sen?"

"Tabakları hazırlıyorum."

"Bunların dekorunu böyle yapmayacaktım ben. Sen niye benim işime karışıyorsun?"

"Yapan kimse göremeyince ben yapayım dedim."

"Sana yap diyen oldu mu?"

"Furkan abartma ya. Sabah sabah seni çekemem. Hem benim yaptığım tabak güzel oldu."

"Benimkiler kadar değil."

"Tatlıyı zaten sen yaptın. Sadece dekoru yapıyorum. Ne bu sinir?"

"Benim işime karışıyorsun."

"Emin ol çok güzel olacaklar. Hatta senden daha güzel dekor yaparım."

"Eğer misafirler beğenmezse tüm suçu sana atarım."

"Beğenecekleri için sorun yok."

Gözlerini devirip yanıma geldi ve benim örnek olarak bitirdiğim tabağa bakıp diğer tabaklara aynı şeyi yapmaya başladı.

"Yardım etmene gerek yok."

"Yardım etmiyorum. Başka işim yok."

"Git otur o zaman."

"Çalışmak istiyorum. Karışma bana."

"Benimki gibi yap. Noktaları büyük yapıyorsun."

"Biraz olsun susacak mısın?"

"Hayır."

Oflayıp bir şey demeden tabağı süslemeye devam etti. Tatlıları erken yapmıştık çünkü dolapta dinlenmesi gerekiyordu. Tüm tabaklar bittikten sonra onunla beraber tatlıları dolaba yerleştirdik ve etrafı topladık. O yanımdan gittikten sonra ben de biraz mola vermek ve sigara içmek için restaurantın teras kısmına çıktım.

Sandalyelerden birine oturup çantamdan aldığım paketten bir tane sigara çıkarıp yaktım ve içmeye başladım. Hava yağışlı olduğu için biraz üşümüştüm ama umursamıyordum. Sigaram bittikten sonra izmaritini atıp içeri girdim ve ellerimi yıkayıp tekrar yemek yapmaya döndüm.

ᴛᴀᴛʟɪ ᴄᴀɴᴀᴠᴀʀɪ {ꜰᴜʀᴋᴀɴ ʏᴀʟᴄɪɴ}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin