Artık her akşam beni eve Furkan bırakıyordu. Bugün ise işten erken çıkmıştık. İkimiz de arabaya bindiğimizde kemerimi takarken birkaç işim olduğu için beni alışveriş merkezine bırakmasını istedim. Kabul etmişti ama o da benimle gelmek istiyordu. Benimle gelmesi işime yarardı çünkü yalnız alışveriş yapmayı sevmiyordum. Onu onaylayıp arkama yaslandım ve alacaklarımı telefonumun not kısmına yazmaya başladım.
Kısa bir süre sonra geldiğimizde alışveriş merkezinin içindeki otoparka girdik ve arabayı park ettikten sonra inip alışveriş merkezinin bir üst katına çıktık. Yan yana yürürken ilk nereye gireceğimizi düşündüm.
"Şimdi Furkancığım seni baştan uyarayım. Yok ben yoruldum,sıkıldım hiçbir itirazı kabul etmiyorum. Benimle gelmeyi sen istedin."
"Tamam hiçbir şey söylemeyeceğim."
"İlk olarak Migros'a girelim."
Migros'a girdikten sonra alışveriş arabalarından birini alıp rafların arasında gezinmeye başladık. Gördüğüm gerekli malzemelerin fiyatına bakıp sepete atıyordum. Zeytinyağı almak için rafa baktığımda fiyatların aşırı artmış olduğunu gördüm.
"Bunlar niye bu kadar pahalı?"
"Bana değil ekonomi bakanına sor."
"Sonra beni hapse atsınlar değil mi?"
"Ziyaretine gelirim artık."
"Aynen. Ben de sana içeriden mektup yazarım."
Gülüp zeytinyağı şişelerinden birini aldım ve arabaya koydum. İlerlemeye çalışırken arabanın tekerlekleri farklı yöne giderken yönünü düzeltmeye çalıştım. Beceremeyince bırakıp geri çekildim
"Furkan sen sürsene arabayı."
"Market arabası sürmeyi bile beceremiyorsun."
"Bende sorun yok. Tekerlekler de var."
"Tabii kesin öyledir."
"Hem bazen durmayıp farklı yöne gidiyor. Bir yere çarparsa senin suçun olsun."
"Çok acımasızsın."
"Birazcık."
O arabanın başına geçerken ben de önden ilerleyip telefonumdaki listeye baktım.
"Makarna alacağım. Gel bu tarafa."
Diğer tarafa dönüp makarnalara bakmak için yürürken alacağım makarnayı görünce durup eğildim. Eğilmemle beraber Furkan hızını alamayıp arabayla kalçama çarpmıştı ve öne doğru sendelemiştim.
"Furkan ne yapıyorsun? Düşüyordum."
"Dalmışım pardon. Acıdı mı?"
"Hayır ama düşseydim seni şurda döverdim."
"Ortada bir smack down atardık herhalde."
Dediği şeyi hayal edince aşırı gülme isteği gelmişti. Toplum içinde olduğumuz için kendimi tutmaya çalışarak elimdeki makarnaları arabaya koydum.
Gezmeye devam ederken hem konuşuyor hem de alışverişi yapıyorduk. Gerekli olan her şeyi aldıktan sonra kasaya geçip kasiyerin ürünleri geçmesini bekledik. Kasadaki kız yılışık bir şekilde ürünleri geçtikten sonra Furkan'a baktı.
"Migros kartınız var mıydı?"
"Yanımda yok."
"Numaranızı söylerseniz kartınıza giriş yapabilirim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴛᴀᴛʟɪ ᴄᴀɴᴀᴠᴀʀɪ {ꜰᴜʀᴋᴀɴ ʏᴀʟᴄɪɴ}
Fanfiction"𝑨𝒏𝒅 𝑰 𝒘𝒂𝒏𝒏𝒂 𝒄𝒓𝒚, 𝑰 𝒘𝒂𝒏𝒏𝒂 𝒇𝒂𝒍𝒍 𝒊𝒏 𝒍𝒐𝒗𝒆 𝒃𝒖𝒕 𝒂𝒍𝒍 𝒎𝒚 𝒕𝒆𝒂𝒓𝒔 𝒉𝒂𝒗𝒆 𝒃𝒆𝒆𝒏 𝒖𝒔𝒆𝒅 𝒖𝒑."