Bugün izin günümdü. O yüzden evde keyif çatıyordum. Zaten Mısra ve Cem okula gittiği için ev boştu. Dün Furkan evden gittiğinden beri ne bir mesaj atmıştı ne de aramıştı. Açıkçası özür dilemek için biraz daha uğraşır diye düşünüyordum. Fakat ondan hiçbir hareket görememiştim. Yapacak bir şey yoktu.
Mısra ve Cem gittikten sonra kendime kahvaltı hazırlayıp karnımı doyurdum. Etrafı topladıktan sonra televizyon izlerken zil çalınca kalkıp kapıya gittim. Delikten baktığımda karanlık olduğu için birini görememiştim. Kapıyı açtığımda ise Furkan karşımda çekingen bir tavırla duruyordu.
"Kızgınlığın geçtiyse seninle konuşmam lazım."
"Ne konuşacaksın?"
"Gelebilir miyim?"
"Gel."
Geri çekilip içeri girmesi için ona yol açarken onu süzdüm. İçeri girdikten sonra da kapıyı kapattım. Onu beklemeden salona geçip otururken o da arkamdan gelmişti. Tabii ki hâlâ soğuk davranacaktım.
"Hazal. Bebeğim."
Dibime oturup elimi tuttuğunda ona baktım ama cevap vermedim. Ben konuşmayınca devam etti.
"Bak ben gerçekten çok özür dilerim. Dün kendimi çok kötü hissettim. Eve gidince geceye kadar araştırma yaptım."
Konuşmak istemiyordum ama merakıma engel olamamıştım.
"Ne araştırması?"
"Tedavi olman için. Yaşın daha erken ve erken tanı olduğu için tedavi olabilirsin. Hiçbir şey imkansız değil."
"Furkan nasıl tedavi olayım?"
"Gel bugün hastaneye gidelim. Hem de en iyi hastaneye."
"Benim oraya verecek param yok."
"Sana öde demedim zaten. Masrafını ben ödeyeceğim."
Tam cevap verecekken aklıma gelen şeyle duraksadım. Onun ödemesine gerek yoktu. Çünkü parayı nereden alacağımı biliyordum.
"Dur bir dakika. Senin ödemene gerek yok. Annem bana miras bıraktı."
"Ciddi misin? Benim niye haberim yok?"
"Daha fazla annem hakkında konuşmak istemedim. Önemli olan o değil. Bana bıraktığı para tüm masrafları karşılar."
"O zaman ne duruyoruz? Hadi kalk gidelim hastaneye."
"Sen niye bu kadar çabaya düştün?"
"Senin ne kadar üzüldüğünü gördüm. Ben senin üzülmeni asla istemem. Hem gelecekte bir çocuğa sahip olmak senin de hakkın."
"Bilmiyorum Furkan. Belki ben sonra giderim hastaneye. Senin uğraşmana gerek yok."
"Ne demek gerek yok? Sen benim sevgilimsin. Tabii ki senin yanında olacağım."
"Ya bak ben böyle şeyleri hiç sevmem. Birinin başımda benimle uğraşması falan hoşuma gitmez. Ben kendi başımın çaresine bakarım. Gerçekten."
"Hazal saçma sapan konuşuyorsun. Hadi kalk hazırlan bekliyorum seni. Bugün bu işi halledelim. Senin iyiliğin ve mutluluğun için."
Bir süre düşünüp sonunda hastaneye gitmeyi mantıklı bulunca iç çektim ve ayağa kalkmak için harekete geçtim. Tam ayağa kalkacakken Furkan beni durdurup sarılmıştı.
"Dün için özür dilerim. Çok patavatsız bir insanım biliyorum. Seni kırmayı asla istemiyorum ama bazen düşünemiyorum. Sen benim için çok önemlisin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴛᴀᴛʟɪ ᴄᴀɴᴀᴠᴀʀɪ {ꜰᴜʀᴋᴀɴ ʏᴀʟᴄɪɴ}
Fanfiction"𝑨𝒏𝒅 𝑰 𝒘𝒂𝒏𝒏𝒂 𝒄𝒓𝒚, 𝑰 𝒘𝒂𝒏𝒏𝒂 𝒇𝒂𝒍𝒍 𝒊𝒏 𝒍𝒐𝒗𝒆 𝒃𝒖𝒕 𝒂𝒍𝒍 𝒎𝒚 𝒕𝒆𝒂𝒓𝒔 𝒉𝒂𝒗𝒆 𝒃𝒆𝒆𝒏 𝒖𝒔𝒆𝒅 𝒖𝒑."