Dün gece Mısra uyurken Furkan yanıma gelmişti ve beraber uyumuştuk. Sabah uyandığımda ise Mısra'nın başımızda dikilip bize güldüğünü görmüştüm.
"Ne yapıyorsun ablacım?"
"Pembe dizi izliyorum."
"Babama bir şey söyleme."
"Söylemem merak etme. İlerde bende senin gibi olacağım çünkü."
"Ne güzel örnek oluyorum sana."
Uludağ tatilimiz çok güzel gidiyordu. 2 gündür buradaydık ve çok eğleniyorduk. Daha 1 haftamız vardı ve yapacak bir sürü şey bulmuştuk.
Mısra tuvalete giderken hâlâ uyuyan Furkan'a bakıp onu dürtmeye başladım.
"Furkan kalk hadi."
Yerinden kıpırdamadan yatmaya devam ederken oflayıp yeniden seslendim.
"Furkan kalksana bugün çok işimiz var."
Mırıldanıp bana arkasını döndüğünde onu hızlıca yere ittim ve bağırdım.
"Kalksana lan!"
Yere düşünce sıçrayarak uyanıp kafasını kaldırdı.
"Hazal ne yapıyorsun ya? Ne güzel uyuyordum."
"Yapacak çok şeyimiz var. Uyumak için gelmedik buraya. Hadi uyan artık."
"Tamam kalktım."
"Git hazırlan sen. Sonra babamlarla buluşup açık büfeye ineriz."
Beni onayladıktan sonra yerden kalkıp ceketini aldı ve odadan çıktı. O gittikten sonra bende kalkıp üstümü değiştirdim ve saçlarımı bağlayıp makyajımı yaptım. Mısra'nın da sıkı giyindiğine emin olduktan sonra işimiz bitince odadan çıkıp Furkan ve Cem'i beklemeye başladık.
Sonunda onlar da odadan çıkınca hep beraber asansöre bindik ve açık büfeye indik. Babamlar çoktan bir masa tutmuş ve bizi bekliyordu. Boş tabaklardan birini alıp büfeden istediğim her şeyi alıp tabağıma yığmaya başladım. Ben tabağım ile meşgulken Cem yanıma gelince dikkatimi verdim.
"Abla dün Furkan seninle miydi?"
"Evet."
"Ha bende odaya gelmeyince aldatıyor sandım."
"Saçmalama Cem. Beraber uyuduk."
"Ses çıkarmayacağım dedim ama sizde sürekli berabersiniz. Patlarım bak bir gün."
"Acaba seni burda bırakıp gitsek mi? Belki biri sahiplenir."
Gözlerini devirip yanımdan giderken bende tabağımda yer kalmadığı için masaya ilerledim ve oturdum. Yanımdaki Furkan'ın tabağına baktığımda çok fazla şey olmadığını gördüm.
"Niye az yiyorsun?"
"Az değil ki bu. Bununla iki kişi doyar."
"Ha bana az geldi."
"Sen biraz hayvansın ondan aşkım."
"Furkan. Bazen seni dövesim geliyor ama yapamıyorum."
"Seviyorsun ya ondan."
"Yok ondan değil. Sakat kalmanı istemiyorum."
Önüme dönüp zeytinlerden birini ağzıma attım ve ekmeğimden ısırdım. Karnımı iyice doyururken babam ile sohbet etmeye devam ediyorduk. Babamın eşi Elmas ise bizimle gayet samimi bir şekilde muhabbet ediyordu. O yüzden kendimi rahatsız hissetmiyordum. Sadece bazen onun yerine annem olsaydı nasıl olurdu diye düşünmeden edemiyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴛᴀᴛʟɪ ᴄᴀɴᴀᴠᴀʀɪ {ꜰᴜʀᴋᴀɴ ʏᴀʟᴄɪɴ}
Fanfic"𝑨𝒏𝒅 𝑰 𝒘𝒂𝒏𝒏𝒂 𝒄𝒓𝒚, 𝑰 𝒘𝒂𝒏𝒏𝒂 𝒇𝒂𝒍𝒍 𝒊𝒏 𝒍𝒐𝒗𝒆 𝒃𝒖𝒕 𝒂𝒍𝒍 𝒎𝒚 𝒕𝒆𝒂𝒓𝒔 𝒉𝒂𝒗𝒆 𝒃𝒆𝒆𝒏 𝒖𝒔𝒆𝒅 𝒖𝒑."