Furkan'ın babası odaya girdiğinde gerildiğim için toparlanmaya çalıştım ama dikişlerim çok acıyınca kendimi tekrar yatağa bıraktım. Babası bize yaklaştıktan sonra elindeki çiçekleri yeni farketmiştim. Furkan da duruma şaşırmış gözüküyordu. Demek ki onun da haberi yoktu. Babası çiçekleri bana uzattıktan sonra boğazını temizledi ve konuştu.
"Geçmiş olsun Hazal. İyi misin?"
Bu davranışlarını çok garipsemiştim. Altında bir neden olup olmadığını düşünmeden edemiyordum. Yine de iyi niyetli olmaya çalışıp cevap verdim.
"İyiyim teşekkürler."
Furkan bir bana bir babasına bakıp kaşlarını çattı.
"Niye geldin buraya?"
"Hazal'ı ziyaret etmek için."
"Ciddi misin sen?"
"Evet oğlum."
Hâlâ neler olduğunu anlamış değildim. Babası tekrar gülümseyip nazik bir sesle konuştu.
"Furkan bize biraz izin verir misin? Hazal ile bir şey konuşacağım."
"Benim yanımda konuş."
"Hazal sana sonra anlatır. Yalnız konuşmamız daha iyi."
Furkan tereddüt ederek bana baktığında kafamı sallayıp sorun olmadığını belirttim. O yavaş yavaş odadan çıkarken babasının bana ne söyleyeceğini çok merak ediyordum. Ayrıca biraz da olsun içimde korku vardı. Yine beni tehdit edeceğinden endişeleniyordum.
Furkan odadan çıktıktan sonra babası yanımdaki koltuğa oturunca merakla ona baktım. Birkaç saniye düşündükten sonra cümlesine başladı.
"Muhtemelen seni tehdit edeceğimi düşünüyorsun."
"Üzgünüm ama düşünmemek elde değil."
"Hazal. Senden çok özür diliyorum. Sana karşı yaptığım davranışlar çok ayıptı."
Benden özür dilemesi beklediğim en son şeydi. Ciddi olup olmadığını anlamak için biraz beklemiştim ama gayet ciddi gözüküyordu.
"Peki neden şimdi özür diliyorsunuz?"
"Sana yaptıklarımdan sonra Furkan benden nefret ediyor. Oğlumun bana nefret beslemesi en son istediğim şey. Ayrıca biraz düşündüğümde onun gerçekten seninle mutlu olduğunu anladım. Onun mutluluğuna engel olamam."
"Şey ben ne diyeceğimi bilemedim."
"Bundan sonra oğlumla olan ilişkine engel olmayacağımı bilmeni isterim. Senden tekrardan özür dilerim. Umarım oğlumun hatırına beni affedersin."
Şaşırdıkça şaşırmaya devam ediyordum. Konuşması çok içtendi ve bana eskisi gibi nefretle bakmıyordu. Evde ne yaşadığını ya da ne düşündüğünü bilmiyordum ama değiştiğine emin olmuştum. Gülümsemeye çalışıp cevap verdim.
"Yaptıklarınıza çok kırıldım ama size düşman kesilecek değilim. Sizi affederim. İçiniz rahat olsun."
"Böyle düşünmene sevindim. O zaman artık aramızdaki sorun bittiğine göre ben gidebilirim. İş arasında gelmiştim. Yetişmem gerek. Sana tekrar geçmiş olsun."
"Çok teşekkür ederim."
Bana gülümsedikten sonra odadan çıktı. O çıkar çıkmaz arkasından Furkan odaya girmişti.
"Ne oldu? Ne konuştunuz?"
"Özür diledi."
"Ne?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴛᴀᴛʟɪ ᴄᴀɴᴀᴠᴀʀɪ {ꜰᴜʀᴋᴀɴ ʏᴀʟᴄɪɴ}
Fanfiction"𝑨𝒏𝒅 𝑰 𝒘𝒂𝒏𝒏𝒂 𝒄𝒓𝒚, 𝑰 𝒘𝒂𝒏𝒏𝒂 𝒇𝒂𝒍𝒍 𝒊𝒏 𝒍𝒐𝒗𝒆 𝒃𝒖𝒕 𝒂𝒍𝒍 𝒎𝒚 𝒕𝒆𝒂𝒓𝒔 𝒉𝒂𝒗𝒆 𝒃𝒆𝒆𝒏 𝒖𝒔𝒆𝒅 𝒖𝒑."