Louis kabartma tozunun paketini açamayınca oflayarak derin bir nefes verdi ve pakete dişlerini geçirip açmayı denedi,duyduğu adım sesleriyle kafasını kaldırıp mutfağın girişine baktığında tanımadığı iri yarı bir adam görmesiyle kaşlarını çattı,korkudan çığlık atmak üzereydi ki belinde havluyla adamın arkasından William girince açtığı ağzını kapadı.
"Ah şey takılmana bak Jonathan,o ne yazık ki aynı rahmi paylaştığım salağın teki"Adam keyifle sırıtırken buzdolabına yöneldi,Louis William'a çekinerek yaklaşıp yeni banyodan çıktığından hala sular damlayan kulağına doğru fısıldadı."Annem eve yabancı birini aldığını görse çok sinirlenir"William ıslak elini onun koluna yerleştirip kendinden olabildiğince uzaklaştırdı."Uuu çok korktum,en azından ben eve birilerini getiriyorum,sen ise prenses temalı odanda saçma kitap karakterleri ile aşk yaşıyorsun,Tanrım o kadar boğuk bir tipsin ki"
Jonathan vücudundan sular damlamaya devam eden William'ın tenini gözleriyle taciz ederken mısır gevreğinden bir kaşık alıp kıkırdadı."B-ben kek yapacaktım,neli istersin"William sahteden duygulanmış gibi yapıp elini kalbinin attığı yere götürdü."Ah çok sevgili kardeşim bu kadar düşünceli olma lütfen,gözlerimin işemesine sebep olacaksın"
Louis elindeki kabartma tozunun paketini buruşturarak çöpe attı ve kırgın bakışlarıyla beraber mutfaktan çıkmadan önce William'a döndü."Ben kütüphaneye gidiyorum"
"Banane bundan gerizekalı!"
*
Louis şiirlerin özenle dizildiği raflara hayranlıkla bakarken mavi irisleri ışık saçar gibi parıldırıyordu,kırmızı pantolonun üstüne giydiği mavi çizgili beyaz tişörtü ve pembe sırt çantasıyla o kadar masum görünüyordu ki sokaktan geçen herhangi biri onu koruma altına almak isteyebilirdi.Elini bir kitaba doğru götürdüğünde başka bir el de aynı kitaba uzanınca elini hemen geri çekip utangaçca gülümsedi.
"Oops"diye kendi kendine mırıldanıp ona gülümseyerek bakan ve kendisinden oldukça uzun olan genç adama döndü."Merhaba"dedi adam ona kitabı uzatırken.Louis içtenlikle gülümseyip minik avuçlarıyla kitabı kavradı."Ah şey...t-teşekkürler"Adam hiçbir yere hareket edemeyecek hale gelmişti,karşısındaki oğlan o kadar güzel ve meleksiydi ki saatlerce onu izlemek istemişti birden.
Kafasına denk eden görüntülerle silkelendi hemen,markette gördüğü dövmeli oğlanın aynısı ama daha savunmasız hali gibiydi."S-siz...yani şey,ah pardon şaşkınlıktan konuşamadım,ben markette görmüştüm de size çok benziyordu ama nasıl desem?"Louis bir türlü cümle kuramayan genç adam karşısında sırıtıp başını sola yatırdı ve adamın yeşil gözlerini seyre daldı,çok utanıyordu ama adama bakmaktan alıkoyamıyordu kendini.
"Sanırım ikizimden bahsediyorsunuz,William?"
Adam hatırladığı isimle kafasını hızla sallayıp onayladı mavi gözlü küçük oğlanı."Evet adının bu olduğunu söylemişti,ama siz ondan çok daha farklı görünüyorsunuz"Louis hüzünle gülümseyip başını salladı."Her açıdan çok farklıyız,onun nasıl biri olduğunu tarif etmem mümkün değil"
Çenesinin açılmasıyla kıpkırmızı kesilen Louis içinden kendi kendine kızıp hemen susmasını söyledi."B-ben özür dilerim,başınızı şişirmek istemem,kitabı da siz alsanız daha iyi olur önce siz uzanmıştınız"Mahçup bir şekilde kitabı adama uzattığında adamdan hayran dolu ufak bir kahkaha kazandı."Tanrım hayır buna gerek yok,ben zaten önceden okumuştum ve başımı şişirmezsiniz emin olun böyle bir ses kimsenin başını şişiremez aksine ağrıyan bir başa ilaç gibi gelir"
Louis beklemediği iltifat karşısında ne diyeceğini bilemezken ağzı şaşkınlıktan yarım bir şekilde açıldı,adam ona elini uzatırken aşırı derecede etkilendiğini gizleyemiyordu."Ben Harry"Louis elinde tuttuğu kitabı kolunun altına sıkıştırıp yavaş yavaş uzattı elini ve kekeleyerek cevap verdi."L-Louis"O kadar tatlıydı ki Harry karşısında eriyecek hale gelmişti.Louis'in kırmızı pantolonunda hissettiği titreşim kendine gelmesine neden oldu ve elini hemen çekip cebine attı,William adını görünce duraksadı bir süreliğine sonra duyacağı hakaretler için kendini hazırlayıp telefonu derin bir nefes alarak açtı.
"Hangi cehennemdesin!?"
"B-ben....kütüphaneye geleceğimi söylemiştim,ne oldu?"Savrulan küfür sonrası Louis'in morali iyice bozulurken William konuşmaya devam etti."İki saattir sigara paketimi bulamıyorum,gördün mü,en son mutfaktaki tezgahın üstüne koymuştum"Louis korkuyla kemirdiği tırnaklarını incelerken biraz düşünüp cevap verdi."Bu sabah çöpe atmıştım,içi boş değil miydi?"William o kadar yüksek sesle bağırdı ki Louis telefonu kendinden biraz uzaklaştırmak zorunda kaldı.
"Hayır seni göt boş değildi!İçinde son bir dal kalmıştı,gelirken bana sigara al yoksa çok fena olur!"Telefon suratına kapandığında sertçe yutkundu Louis,Harry telaşla elini onun koluna atıp moral vermek istermişcesine sıktı."Hey,iyi misin?"Louis zorlukla gülümsemeye çalışıp Harry'nin kolundaki eline ardından yüzüne baktı."Teşekkür ederim,iyiyim,gitsem iyi olacak"Arkasına dönüp bir adım atmıştı ki Harry önüne geçip onu durdurdu."Dışarıda çok fazla yağmur var,arabam hemen kütüphanenin önünde duruyor,seni bırakabilirim"Louis kafasını olumsuz anlamda sallayıp Harry'i nazikçe reddetmeyi düşünüyordu ki Harry "Lütfen" diye gülümseyip arabanın anahtarını ceketinden çıkardı.
Louis kararsızlıkla ona merakla bakan yeşil gözlere çevirdi bakışlarını."P-peki"
*
Yol boyunca Louis utangaç bir şekilde dışarıyı izlemiş kucağında tuttuğu kitabını sımsıkı kavramıştı,arada bir Harry'e dönüp güzel yüzünü incelemek istese de bunu yapacak cesareti kendinde bulamamıştı ama farkında değildi ki Harry yol boyu kaza yapma ihtimalini bile hiçe sayarak yanındaki muhteşem güzelliği seyre dalmıştı.
Louis'in dediği evin önünde durduklarında Louis ona dönüp tebessüm etti."Çok teşekkür ederim,hiç gerek yoktu aslında ama"Harry bakışlarını onun pembe ve ince dudaklarında dolaştırdı."Bence gerek vardı,baksana yağmur hala durmadı,muhtemelen hastalanacak derecede ıslanırdın"İkisi de kahkaha attıklarında aniden durup birbirleriyle göz teması kurdular,Louis o kadar heyecanlanmıştı ki bu soğuk havaya zıt olarak aşırı terlemişti,Harry'de ondan farksız değildi.
"B-ben insem iyi olacak,tekrar çok teşekkürler"Harry ona gülümseyerek bakarken onun bakışları altında arabadan indi ve çok fazla ıslanmak istemediğinden koşarak evin kapısına ilerledi,kapıyı açıp içeri girdiği an sinirli bir William ile karşı karşıya gelmişti."Sigaram nerede,almadın mı!?"
Louis ellerinin fazla boş olduğunu fark ettiğinde üzülerek gözlerini yumdu,muhtemelen arabanın kapısını açmaya çalışırken kitabını düşürmüştü.William üstündeki askılı tişörtü ve boxerı ile beraber tek kaşını kaldırıp cevap beklediğini belli ederek Louis'e ölümcül bakışlar yolladı.Tekrar sigara hakkında bağırıp çağıracaktı ki kapının çalmasıyla Louis'e 'Seninle işim bitmedi'der gibi bakıp kapıyı açmaya gitti.
Kapıyı açıp karşısında gördüğü tanıdık yüzle,şaşkınlıkla ama daha çok şımarıkça bakmaya başladı.Marketteyken deli gibi etkilendiği adam karşısında duruyordu."Umm ben şey...Louis kitabını düşürmüşte onu getirdim"William kaşlarını çatarken sinirle sordu.
"Louis mi dedin!?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bad Twin (L.S)
FanfictionLouis:Kendi halinde,çok fazla arkadaşı olmayan,sessiz ve bir o kadar da sakin aynı zamanda dünyanın en utangaç insanlarından biri. William:Hırçın,şımarık (fazlasıyla),küstah,vurdum duymaz,umursamaz ve fazlasıyla ateşli. İki birbirine zıt ikiz karde...