-Uyanış-
"Bu sefer ki farklı bir kabus değil mi?"
William sağına soluna bakıp onu ziyarete gelen kişilerle konuşan mahkumlara baktı,kendisi de bu yüzden çağrılmıştı buraya zaten,ama karşısında duran kişi yine her gece gördüğü kabuslardan biri olduğunun kanıtı olduğunu niteler gibiydi?
"Gerçek değilsin...kabuslarımda hiç beni ziyarete gelmiş olarak gözükmezdin,bu sefer neden farklı?"
Camın arkasındaki lacivert çizgili beyaz tişörtlü ve kırmızı pantolonunu koyu kahve rengindeki pantolon askısıyla tutturmuş olan beden hafif bir şekilde arkasına dönerek kafasının arkasında hafif göçük gibi duran daire şeklindeki izi gösterdi,"Kabuslarında bu izi de görüyor muydun?"
İki çift mavi gözden de bir damla göz yaşı düştü,William'ın beynine akın eden şok ve dehşet içindeki duygular uzun zamandır açmadığı kadar gözlerini sonuna kadar açmasına sebep olmuş,vücudundaki ağrılara rağmen omuzlarını hızla dikleştirebilmişti,sadece kendisinin duyabileceği derinden gelen vicdani tarafıyla fısıldadı,"Yaşıyorsun..."
Camın diğer tarafındaki meleksi ifadelerle yüzünü süslemiş olan kardeşi sanki ona dokunmak istermiş gibi elini camın üstüne koyunca William çığlığını bastırmak için dudaklarını sımsıkı birbirine kenetledi,her ne kadar fısıldamış olsa da kardeşi onun ağzını okuyabilmişti.
Bir zamanlar sürekli aşağılayıp,yok saydığı,ağlatmaktan zevk duyduğu kardeşi karşısında kendinden emin bir şekilde duygulu gözleriyle onu süzüyordu,"L-...L-Louis"
Çok uzun bir sessizlik sonrası Louis başını sallayıp acı bir tebessüm yolladı ona yaptığı şeyden sonra bile hala sevgi duyduğu kardeşine,"Çok uzun bir süre uyanmamışım,herkes umudunu kesmiş...Ne kadar uzun süre arafta kaldım anımsayamıyorum,zihnimde her şey bulanık"
William ona sarılmak istedi,bunu canı gönülden istiyordu hem de kardeşi sapasağlam bir şekilde önünde dururken ona özürlerine sıralayıp ayaklarına kapanmak istiyordu,insanı tüketip kendi bastıralamaz sesleriyle ona işkence eden sesleriyle mahkum tutulduğu bu yerde o kadar uzun bir süre geçirmişti ki her gün aynıydı artık onun için...Kabus gör,kardeşinin adını sayıklayarak uyan,eğer izin verirlerse kısa bir süreliğine güneşe çık...
Hepsi bunlardan ibaretti.
"Seni buradan çıkaracağım"
"Ben buraya mahkumum,çıkaramazsın...Uyanmış olman demek beni bırakacakları anlamına gelmez"
Keşke gelseydi.
"Ziyaret saatinin bitmesine son bir dakika!"
William gardiyanın çenesini patlatmak istedi.
"Uyandığım için ifademi alabilecekler,olman gereken yer burası değil"
Kapıların açılmasıyla Louis yere bıraktığı kumaş dokulu bordo rengindeki sırt çantasını tek omzuna asınca William endişeyle ayaklanıp onun gözlerinin içine af dilenircesine baktı,"G-gidiyor musun?"
Gitme...
Louis'in kafasının arkasındaki ufak göçüğe hafif bir ağrı girerken ağrıyı yok saymak istercesine canı gönülden kopan bir gülümseme yolladı bir türlü öfkelenemediği kardeşine,cidden yapamıyordu,"Geleceğim tamam mı?...Buradan çıkacaksın William"
Aralarındaki soğuk cama alnını yasladı kalbi pişmanlıklar dolayısıyla bin bir parçaya bölünmüş çocuk,"Louis...senden asla nefret etmedim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bad Twin (L.S)
FanfictionLouis:Kendi halinde,çok fazla arkadaşı olmayan,sessiz ve bir o kadar da sakin aynı zamanda dünyanın en utangaç insanlarından biri. William:Hırçın,şımarık (fazlasıyla),küstah,vurdum duymaz,umursamaz ve fazlasıyla ateşli. İki birbirine zıt ikiz karde...