"Benden neden nefret ediyorsun?"
Louis tek kaşını kaldırıp ona doğru bir adım attı sorusunu yinelediğinde,William bakışlarını ondan kaçırmaya kararlıyken Louis meydan okurmuş gibi bakışlarını ondan bir saniye bile ayırmıyordu."Ne yaptım ki ben sana?"William gözlerini kapayıp sakinleşmeyi denedi,avuç içleri terlemeye başlarken kendine hakim olamamaktan korkuyordu,bu çok zordu.
"Ben senin kardeşinim William,düşmanın değilim"
William üst üste sertçe yutkunurken sırtını duvara yaslayıp derin nefesler aldı,içindekileri kusmak için doğru zamanın geldiğini düşünerek konuşmaya başladı."Senden neden mi nefret ediyorum!?Çünkü sen herkese ve her şeye göre mükemmel olansın,ailenin göz bebeği,insanların imrenerek baktığı iyi kalpli çocuksun,Tanrım hala farkında değil misin,her şey senin hakkında,akşam yemek masasında hep senin başarıların konuşuluyor,en ufak öksürdüğünde bile hasta olabileceğin ihtimali düşünelerek doktora götürülüyorsun,elin sıcak sudan soğuk suya girmiyor,ben ailenin işe yaramazı ve serserisi iken sen ise her zaman onların mükemmel tanımına uyan o sorunsuz çocuksun,daha saymamı ister misin ilgi manyağı seni!?"
Louis kardeşinin aksine ona sevgiyle yaklaşıp ne tepki vereceğini düşünmeden elinden tuttu."William başkalarının senin hakkında ne düşündükleri umurumda bile değil,sen benim kardeşimsin ve benim gözümde mükemmelsin,seni her zaman koruyup kollarım,her yardımına koşarım,seni koşulsuz severim,sen istesen de senden uzaklaşmam,bundan emin olabilirsin"William alt dudağını dişlerken elini onun elinin tutuşundan kurtardı.Hiçbir şey umurunda değilmiş gibi davranmaktan çok yorulmuştu,her olaya alayla yaklaşması kendince oluşturduğu bir savunma mekanizmasıydı aslında,kendince bir kalkan oluşturmuştu.
Ne yaptığını fark etmeden kendini yere atıp Louis'in bacaklarına kapandı,akıtmaktan nefret ettiği göz yaşları ondan izinsiz harekete geçmişlerdi."Ah Louis...o kadar masumsun ki bu çok sinir bozucu"Louis elini onun saçlarına daldırıp yumuşakça okşadı."Sen insanların sandığının aksine kötü biri değilsin,ben seni öyle görmüyorum"
William'dan bir hıçkırık koparken Louis'in kardeşinin ağlaması karşısında içi parçalandı."L-Louis çok acı çekiyorum,herkes benden nefret ediyor,en çok nefret etmesi gereken insan sen iken,sana yaptığım onca şeye rağmen bana neden iyisin?S-sen..."Ağlaması kuvvetliğinden söyleyecekleri yarım kalınca Louis onunla aynı hizaya gelebilmek için eğilip yanaklarından hızla dökülen göz yaşlarını sildi."Şşh,geçti tamam,ben her zaman yanında olacağım"
"B-ben hiçbir şeyi h-hak etmeyen pisliğin tekiyim!"
*
William kan ter içinde uyanıp etrafına bakındığında sesli bir küfür savurdu yeni doğmaya başlayan güneşe pencereden bakarken,nerede olduğunu tam kestirememişti,dün geceki görüntüler yavaş yavaş birleşmeye başladığında,kraliyet odası gibi bir odada kocaman bir yatakta kendisi hariç neden iki çıplak bedenin daha olduğunu yeni anlamıştı,isimlerini dahi hatırlayamadığı adamların ortasına geri uzandı ve başını geriye atıp kesik kesik nefesler alıp verdi,uzun sarı saçlı ve hafif kaslı olan gözlerini açıp William'ın dövmeli karnına elini koyup yavaşça okşadı sonra kafasını yukarı kaldırıp çenesinin ucundan öptü,barda tanıştığı birbirinden yakışıklı iki adamla ayrı ayrı uğraşmak istemediğinden onlara kendince harika bir fikir sunup üçlü teklif etmişti.
Sarışın adamla William bakışmaya devam ederlerken William'ın diğer yanındaki adam horultular çıkarıp uyumaya devam ediyordu,yatağın yanındaki komodinden telefonunun titrediğini görünce,sarışın olanın elini karnının üstünden itip hafif doğruldu ve telefonuna uzandı.Mesajın Harry'den geldiğini görür görmez yeni uyanmış olmasına rağmen gözleri kocaman açıldı.
'Bu akşam müsaitseniz akşam yemeğine gelmek isterim. / Harry'
Keyifle sırıtırken sarışın adamın meraklı bakışları altında hızlıca bir cevap yazdı.
'Aslında ev müsait değil ama atacağım adrese gelirsen,Louis ile seni orada ağırlayabiliriz.'
Otuz iki diş sırıtmaya devam ederken telefonunu komodine geri bıraktı ve duşa girmek için yataktan hızla fırladığında sarışın adamın da elinden tutup kendisiyle beraber kaldırarak dudaklarını hızlıca öptü,adamı da kendi peşinden beraber banyoya soktuğunda gözleriyle küveti işaret edip muzipçe sordu.
"Sabah seksi için enerjin vardır umarım?"
*
William aynada saçlarını düzeltmeye çalışırken Zayn el kurutma makinesine yaslanıp sigarasını yakıp ona gözlerini kısarak baktı."Sen yani ciddi ciddi Harry ile randevulaştın öyle mi?"William göz devirip ona döndü ve hızlı adımlarla dibine kadar girip parmakları arasındaki sigara dalını kendi parmakları arasına alıp hızlı bir nefes çekti."Evet diyorum ya salak,o mesaj attı bana"Zayn ellerini cebine koyarken yarım ağız sırıttı.
"Vay canına William Tomlinson gerçekten istediğini elde etmek üzere demek,ha?"William ona göz kırpıp bar tuvaletinin kapısını açıp arkasından Zayn'nin de geldiğinden emin olurken yürümeye başladı,siyah deri koltuğa kendini atıp gözlerini hevesle barın giriş kapısına dikerek Harry'nin içeri girmesini beklemeye başladı.
Tam gözlerini kapıdan çekmeye karar vermişti ki bar kapısından içeri giren bedenle hızla ayağa kalkıp dans pistindeki bedenlerden dolayısıyla zorla geçerek onun yanına ulaştı,Harry onu görünce gülümsedi ama mesajda belirttiği gibi Louis'i göremeyince gülümsemesi anında kayboldu."Ne oldu?"diye sordu William telaşla,Harry'nin keyfi kaçarken bunu belli etmemeye çalışıyordu."Şey Louis yok mu?"William dişlerini sıkarken tek kaşını kaldırdı."Acil bir işi çıktı,başka bir zaman telafi edebileceğini söyledi,hem boşversene onu!"William onun elinden tutup arkasından çekiştirirken Harry ne yapacağını bilemez halde etrafına bakınıyordu.
Louis'i boşvermek istemiyordu ki.
William oturduktan sonra Harry'nin de yanına ve çokta yakınına oturmasını sağlayıp tanıdığı barmene işaret verip içki getirmesini bakışlarıyla anlattı."Ne o yoksa somurtmaya mı geldin?Eğlenmene baksana Harry"
William'ın ne yapmaya çalıştığını tam olarak çözememişti ama içten içe hoşlanmaya başladığı çocuğun kardeşi olduğu için bir şey dememekte karar kaldı,William ile fazla sohbet ve yakınlık kurmak istemediğinden önüne koyulan içkileri hızlıca içiyordu ama farkında olmasa da bu William'ın işine geliyordu,Harry eliyle masada ritim tutarken sıcakladığını hissedip ceketini çıkarınca William onun dövmeli kollarına hayranlık bakıp dudaklarının çevresini yaladı.Bu adamla kesinlikle birlikte olmak istiyordu.Elini Harry'nin elinin üstüne atınca Harry şaşkınlıkla ve sarhoş olmaya başlamanın etkisinden dolayısıyla yüzündeki kızarıklıkla ona döndü.
"Eee anlatsana,bir işle falan meşgul müsün,neler yaparsın?"Harry ona flörtöz bakışlar yollayan çocuğa zorlukla gülümsemeye başladı."Bir moda dergisinde yazarlık yapıyorum,çalıştığım derginin buradaki şubesine transfer edilince bu kasabaya taşınmak zorunda kaldım,genelde sakinlikten hoşlanırım,böyle yerlerin aksine"William onu bakışlarıyla taciz ederken elini şakağına yaslayıp ince sesiyle kıkırtılar çıkardı."Öyle deme,bazen değişiklik iyidir,ben gürültüden hoşlanırım ama arada sakinliği de tercih ederim"Harry önüne konulan yeni içkiyi de bir dikişte bitirdiğinde William tarafından kolundan çekildi ve dans pistine sürüklendi.Kafası o kadar güzel olmuştu ki hareketsiz durunca bile hareket ediyormuş gibi hissediyordu.Beline sarılan kollarla yumduğu gözlerini yavaşça açıp dibine kadar girmiş mavi gözlere baktı,kendini geri çekmeye çalıştığında bunu yapamadı.
Çünkü William büyük bir istekle onun dudaklarına yapışmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bad Twin (L.S)
FanfictionLouis:Kendi halinde,çok fazla arkadaşı olmayan,sessiz ve bir o kadar da sakin aynı zamanda dünyanın en utangaç insanlarından biri. William:Hırçın,şımarık (fazlasıyla),küstah,vurdum duymaz,umursamaz ve fazlasıyla ateşli. İki birbirine zıt ikiz karde...