-Kurtuluşa Doğru-
"Bir parça sevgi...
Tüm istediğim buydu aslında,o bir parça sevgiyi bulabilmek umudu ile hırçınlaştım giderek,sesimi duyurmak,fark edilmek,sevgiyle okşanmak istedim sadece.Büyük başarılar elde edemesem de ben de sarıp sarmalanayım,benim de alnıma öpücükler kondurulsun istedim...Tebrik etmek için olmasa da sırf yüzüm gülsün diye ufak bir pasta alınsın istedim benim için de,düştüğümde ağlamasam bile yine de acım geçsin diye neremi incittiysem oramdan sevileyim,oramdan kucaklanayım istedim.
Ama yapmadı bunları...
Babam beni ne sevdi,ne övdü,ne de göklere çıkardı.
O beni sevmedi,dövdü ve göklere değil yere vurdu.
Çok üzgünsem siyah,çok neşeliysem beyaz olmaya başladım,asla gri değildim,olamadım.Duygularımı hep uçta yaşadım,yaşamaya başladım giderek daha doğrusu,orta yolu bulamadım hiç,hep ücra ve uç köşelere fırlatılan çocuk olduğum için ben de o uçlarda yaşamaya başladım her bir duygumu.
Bu tabiki de bir bahane değil,asla olmamalı,kardeşimi öldürme amacı güderek balkondan aşağıya itmem için asla bir bahane olarak görülmemeli.
Pişmanım diyerek pişmanlığımı belli edemem,çünkü sadece pişman değilim.
Üzgünüm,kırgınım,yorgunum,mutsuzum aslında daha çok...Susmayan seslerin kölesi oldum,onlar susmadıkça ben daha çok köpürdüm,birleşen sesleri öfkeye dönüştürerek Louis'in üstüne saldım,hak etmedi,kimse hak etmez.
Belki bir gün gelir de affedilişimi kutlarım kardeşimin sözleri eşliğinde,belki bir gün gelir de ona sarılmama izin verir,belki bir gün gelir de ona hissettirebilirim pişmanlığımı.
Ben affedemem affı olmayan davranışlarımı,
O etse de ben kendimi edemem."
William soluksuz kalarak son cümlesini de söylediğinde karşısındaki beyaz önlüklü hoş giyinimli kadın ağzı milim aralıklarla açılarak karşısındaki oğlana baktı,baktı bakmasına ama ne yaşadığını onun kadar hissedemedi,zaten mümkün değildi.
Kadın yatış işlemleri öncesi nasıl hissettiğini sorduğunda bu kadar uzun ve samimi gelen bir konuşma beklemiyordu doğrusu.
Doktor Natalie,William için hazırladığı dosyayı imzalarken kapı tıklatıldı ve açık mavi giyinimli görevli odadan içeriye girdi,"William Tomlinson'du değil mi?",Natalie başını salladığında görevlinin arkasından iki kişi daha girince Natalie anında kafasını sallayıp onlara çıkmalarını işaret etti,"Buna gerek yok,zorla götürülmesini gerektirecek bir durum yok,kendisi gidebilir,fazla kişilere gerek yok"
William başını yerden kaldırmadan seslerin kesilmesini umuyordu,şu an istediği tek şey kesiksiz bir uyku ve mümkünse kabussuz uyanacağı yeni bir gündü.Görevli William'ın koluna girip onu kaldırdığında Natalie son kez William'ın koluna dokundu,"William ne zaman istersen görevlilere söyleyebilirsin,benimle konuşmak istediğinde onlara haber vermen yeter,seni hemen buraya getirirler"
William Natalie'ye acı bir gülümseme yollayıp başını salladı ve görevlinin çekiştirmesiyle birlikte odasından çıktı.
**
**
Harry hareketlerine özenle ve dikkatle devam ederken Louis'in saçındaki köpükleri masaj yaparak su eşliğinde yok etti ve küçük küçük su damlalarının bulunduğu omuza nemli dudaklarıyla öpücükler bıraktı.
"Hala inanamıyorum" diyerek kıkırdadığında yüzük parmağında bulunan alyansa bakıp Louis'in köpük bulaşmış kulağına nefesini üfledi,Louis banyo lifinin ipiyle oynarken onun sözleriyle kendinden geçiyor,bu kadar şımartılmaya ve ilgiye boğulmanın karşılığında pembeye dönen yanaklarını bir şekilde gizlemeye çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bad Twin (L.S)
FanfictionLouis:Kendi halinde,çok fazla arkadaşı olmayan,sessiz ve bir o kadar da sakin aynı zamanda dünyanın en utangaç insanlarından biri. William:Hırçın,şımarık (fazlasıyla),küstah,vurdum duymaz,umursamaz ve fazlasıyla ateşli. İki birbirine zıt ikiz karde...