Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
|Ben elinde bir gül değil silah tuttuğuna inanmıştım.
Odasındaki ahşap pencereden her zamanki gibi etrafa bakınırken düşünceleri arasında kaybolmaktan bir türlü kurtulamamıştı. Sanki her an her saniye o gece aklına geliyor, bir yanı bunun sadece tek gecelik bir şey olduğunu unutması gerektiğini söylerken diğer yanı hatasını yüzüne vuruyordu. O gün karnavalda hiçbir şey yiyip içmediğine emindi, alkollü de değildi... Arkasına sığınacağı basit bir neden aramıştı fakat yoktu. O gecenin ardından geçen koca bir hafta Taehyung'u doğru düzgün gördüğünü hatırlamıyordu. Kasabaya yeni gelen göçmenlerle ilgileniyor, sabahın erken saatlerinde evden ayrılıyordu. O kendisinin aksine önemsememişgibiydi.
Çalınan kapıyla birkaç saniye sonra içeri giren tanıdık bedenle ayağa kalkararak meraklı gözlerini üzerine dikmişti.
"Ji An gelmiş."
Beklediği şüpheli bakışları bulamaması garipsemesine neden olurken yanından geçerek odasından çıkıp alta kata doğru adımlamaya başlamıştı.
Genç kadın her zamanki güzel gülümsemesini kendisine sunarken başıyla selam vererek konuşmak için dudaklarını araladı.
