2- Birds & Trinkets

1.8K 172 126
                                    

🎵The Weeknd - Sidewalks

(İlk beş bölüm yazmada ısınma turunda olduğum için geçiş bölümü tadındadır🤗)

Keyifli Okumalar

***

Kuşlar ve Biblolar

4 Yıl Önce

Kafamda güçlü bir sızı ve ağzımda kulağa hoş gelmeyecek şekilde betimleyebileceğim şeyin tadını alarak uyanmıştım. Günümün nasıl geçeceğini tam olarak kestiremesem de akşama kadar uyumanın daha iyi bir seçenek olacağının gayet farkındaydım. Uyanmıştım işte, uyandıktan sonra tekrar uyumaya çalışmak, geç boşalmaya çalışmak kadar zor ve engel olunamayacak bir şeydi. Dalgalı koyu kahverengi saçlarım neredeyse gözümün içine girerek beni huylandırıyordu. Bu saçlardan kurtulacağımı her fırsatta sayıklasam da tanrı biliyor ki uzun saç beni fena seksi gösteriyordu. Eh bende saçlarımı kestirmeye pek niyetli değildim.

Ayaklarımın altındaki soğuk zemin ile birlikte tozları hissederken tekrar 'acilen baştan aşağıya temizlenmeli bu oda' diye geveleyip odayı temizle girişimde bulunmadım. Temizlik yapmak için harekete geçmeyi bırak üç gün sonra banyoya bile adımımı zor atmıştım.

Ellerimi lavaboya koyup aynaya eğilip güzel bulunabilecek yüzüme uzun süre inceledim. Yüzümü beğeniyordum. Bu sıralar çok fazla uyumaktan yüzüm patates gibi şişmiş olsa da kendimi çekici bulmaktan geri tutamıyordum kendimi. Sadece tavşan dişlerini anımsatan ön dişlerimi sevmezdim, yalnızca gülünce fark edildiğini söyleselerde bendimce küçük bir kusurdu bu. Yine de kadınların ve çoğu erkeğin neden arkamdan baktığını gayet iyi anlayabiliyordum. Dostum tanrının boş gününe gelmiş falan olamazdım değil mi?

Zihnimde canlanan bu söze karşı uzun süre güldüm. Odada birkaç video oyunu oynamak arada bahçede toprak eşelemek haricinde pek bir şey yaptığım yoktu şu aralar. Bomboş geçiriyordum günleri. İnsan tek başına kaldıkça kendi kendine yaptığı espriler bir şekilde komik geliyor ve bu esprilere uzun süre gülme yeteneği kazanılıyordu. Uzun bir ara vermiştim. Eğlenmeye, yemeğe, sevişmeye, düşünmeye ve okuluma.

Laubali konuşup saçmalıyorum. Her zamanki gibi...

İlk ayrılığımı yaşamıştım. O ayrılığın akşamı öyle bir içmiştim ki hala ayılamadığım aşikardı. Kafam güzel, vurdum duymaz ve sorumsuzdum kabul ediyorum. Yemin ederim çabalıyordum. Kendime gelmeyi başarmak için denemediğim şey yoktu. Kafamı iki yana sallayıp bomboş zihnimdeki bomboş düşünceleri def etmek istedim. Aynadan kendime kısa bir bakış atıp homurdanarak dolabı açtım. Raftan tıraş köpüğünü alıp elime sıkarken biraz iyi hissetsemde yüzüme köpüğü sürerken düşündüğüm tek şey hayatıma nasıl devam edeceğim oldu. Tıraş bıçağını çıkarırken yüz ifadem durgun bakışlarım engel olamacağım şekilde solgundu.

Jiletin bıçakları ekmeğin üzerinde kayan yağ gibi kayıyordu suratımda ve köpüğün ferah kokusu bana onu hatırlatıyordu. Bir anlığına tüm duyularım canlandı, kalbimin sıkıştığını hissetmiştim. Bedenimi sıkıntıyla lavaboya verirken tek elimle çeşmeyi açıp jileti altında tuttum. Gözlerimi kapatırken sakince, derin bir nefes aldım. "Şimdi olmaz Jeon." Saçlarının kokusunu hissediyordum.

Çenemi kaldırıp tıraş bıçağının işini yapmasını istedim. Dudaklarımı aşağı sarkıttım. Burnum ve dudağımın arasındaki kısımda jileti gezdirirken dudaklarını hissettim. Çoğu şeyde ilkimdi. Yeni fikirlerimde, görüşlerimde, arzularımda ve duygularımda ilkimdi. Benimle aynı yaştaydı fakat her zaman benden olgundu. Bana bilmediğim duyguları tattırmıştı.

Golden BulletsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin