🎵morgxn - pump the break
Herkes Merhaba
Nasılsınız?Vote ve yorum bırakanların derslerinin verimli geçmesini diliyorum <3
Keyifli okumalar
***
Islak Zihin
Amacım neydi?
Amaç, konusunu başlık seçerek verilen bir ödevmişçesine ne demek uzun uzun açıklamayacağım. Rasgele yaşamayı seviyordum, fakat istediğim şeyleri almakta oldukça ısrarcı ve saplantılıydım. Çoğu zaman belirlediğim amaçlar isteklerimden oluşuyordu. Bir amaç uğruna yaşamayı değil, beni amacın kendisinin yönlendirmesini severdim. Bu yüzden ulaşmaya çalıştığım amaç, her zaman değiştiği için isteklerim genellikle sabit değildi. Ne istediğimi bilemediğimden zor bir insan olmayı başarıyordum.
Buna rağmen çokça arzuladığım, altını kırmızıyla çizdiğim şeyler vardı; Başarılı olmak, kırmızı bir Bugatti, Gucci bir kemer gibi... Belki cümlelerim kendimi açıklamak için yeterince iyi değil bilmiyorum ama net olmasını istediğim tek konu Taehyung'u bir amaç olarak görmediğimdi.
Ona olan hislerimi birine açıklamak istediğimde, sik peşinde koşan ergen, izlenimi vermekten korkuyordum. Doğru onunla sevişmek istiyordum, ona verdiğim kuru öpücükler her gece ıslak rüyalar olarak geri dönüyordu fakat bundan fazlası vardı. Ezikçe, çirkin veya gurursuzca gelebilir.Beni yalnızca o sevsin istiyordum. Ruhsuz bakışlarının sadece bana karşı sıcak olmasını istiyordum. Eninde sonunda vücuduna bırakacağım izleri ruhuna da bırakmak istiyordum. Ona dokunmak istiyordum.
Çok tanıdıktı. Hareketleri, gülüşü, kibarlığı güzelliği her şeyi tanıdığım birine benziyordu. Belki de o kişiden tek farkı katil oluşuydu ve bu farklılığı yüzünden ona öyle bir kapılmıştım ki listelerim paramparça olmuş, cayır cayır yanmıştı. Tüm listelerimin yanışını usulca izlemiş küllerini solumuştum. Küller ciğerlerimde karanlık bambaşka bir liste oluşturmuştu. Oluşan listede tek bir şey vardı ve ciğerlerime kırmızıyla yazılmıştı. Kim Taehyung.
İsmi onu düşündüğüm her an dilimde acısını bırakmayı başarıyordu. Zihnimin karanlık köşelerindeydi kendini oraya kazımıştı. Kaplamadığı alan, yer edinmediği köşe kalmamıştı. Onunla uyuyordum, onunla nefes alıyor, onunla hareket ediyordum. Kim Taehyung ihtiyacım olan, soluduğum havaydı. Dudakları söylediğim kelimelerle kıvrılırken yüzünün aldığı hale şarkılar, şiirler yazılmaya değer bir adamdı. Ruhu, yüzü ve bedeni servet değerindeydi, ona sahip olacak zenginliğim yoktu.
Bana yakın olmasını istiyordum.
Zihnim ona hastaydı. Hissettiğim yoğun duygularla baş edemiyordum, bana asla karşılık vermemesinden korkuyordum. İş vereninin küçük kardeşiydim, bana küçük kardeşiymişim gibi davranmayı seviyordu. Seni istiyorum diye yüzüne doğru bağırsam bile bana dönmeyecekti çünkü Taehyung şık bir adamdı ve süslü kelimeler ona banal gelirdi.
Deniyordum, tanrı şahidim olsun onu kafamdan atmaya çalışıyordum. İşler çığırından çıkmaya başlamıştı. Beni kendine öyle bir zincirlemişti ki sevişmeye çalıştığım her yüzde onu görüyor, övülen her yüzü onunkiyle karşılaştırıyordum. Öptüğüm her dudakta onu arıyor, dokunduğum her yüzde onun sıcaklığını hissetmeye çalışıyordum. Seviştiğim bedenlerle onu düşünerek tatmin oluyordum. Mahvolmuştum, baştan çıkmıştım. Sapkınlığımın tedavisi sapkınlığın kendisiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Golden Bullets
FanfictionTadını almama, iniltilerinin zihnimi kiliseye çevirmesine izin ver lütfen. Silahlarla kuşandırdığın mabedinin beyaz çarşafını kendimizle lekeleyelim. Karşılık ver Taehyung. Yalvarırım huzursuzluğunun sıcaklığına kapılalım. Dudaklarımız arasında yata...