7- Let Our Guns Kiss

929 111 180
                                    

🎵Rhys Lewis - What If

Merhaba, Nasılsınız?

Isınma turunu bırakma vakti geldi :')

Keyifli Okumalar

***

İzin Ver Silahlarımız Öpüşsün

Seokjin "Başımıza Herkül mü olacaksın sen?" dediği sırada alkolden uzak durmaya çalıştığım için artık çok kullanamadığım bira bardağına doldurduğum ballı sütümü içiyordum. Abimin elleri bardağı tuttuğumdan dolayı şişmiş biceps kasımı kavramıştı. Dudaklarını abartılı şekilde sarkıtmış "Vay be." demişti. Egom tavan yaptığı için şapşalca gülerek göz deviriyor usulca sütümü içiyordum. Bu yavruları spor salonunda üç saat boyunca altında ağlayarak ezildiğim 20 kiloluk halterlere borçluydum. Tabi ki bunun hakkında sabahın yedisinde böbürlenecek, övgüleri göz devirerek alacaktım.

Pazumu sıkmayı bırakıp iki elini beline koymuş beni baştan aşağı süzdükten sonra Taehyung'a dönmüştü. "Bende mi spora başlasam?" Diye sormuştu.

Okuduğu kitaptan başını irileştirmiş gözleriyle kaldırmıştı. Kafasını iki yana sallamış kahvesini yudumlayıp onu baştan aşağı süzdükten sonra okumaya geri dönmüştü. 'O neydi öyle be' demeden edememiştim. Seokjin bilmem dercesine omuz silkmiş, sütten oluşan bıyığımı işaret ederken işi olduğunu söylemiş mutfaktan çıkmıştı. Yapay bıyığımı elimin tersiyle sildikten sonra bende mutfaktan çıkmıştım.

Ondan artık kaçmıyordum. Aksine hiçbir şey olmamış gibi davranıyorduk. Onu teşekkür amaçlı refleksle öptüğüm için garip davranmamıza gerek olduğunu düşünmüyordum. Adı üzerinde refleksti, olmadığını düşündüğüm sevgilisini aldatması için onu zorlamıyordum. Emin olun öyle bir durumun olasılığında oyunu daha sert oynardım ve öpücüklerim refleks olmaktan çıkardı. Onu birden fazla bu şekilde öpüp kaçtığımı itiraf etmeliyim. Karşılık vermesi için zorlamıyordum ama yakında buna da başlayacaktım. İşin komik tarafı küçük öpücüklere bile ergenlik dönemimdeymişim gibi tepki veriyordu vücudum. Yine de iddialı konuşmak benim olayımdı.

Biraz olsun nefes almak adına evin çıkış kapısındaki merdivenlerde oturuyordum. Başka bir iç cebelleşme yaşıyordum tabii. Oldukça soğuk bir sabahtı göz gözü görmüyordu. Montuma iyice sarılmıştım bu bile durumu daha iyi hale getirmediği için soğuğu seviyorum işini abartmamaya karar verdim ve ayaklandım.Ayaklanıp kapıya dönmemle kapı aralanmış, Taehyung elinde eski bavuluyla hızla yanımdan geçip gitmiş göz ucuyla dahi bana bakmamıştı.

Şaşırarak arkasından bir süre bakmıştım. Demek iyileşmişti, koşa koşa kiralık katillik olduğunu düşündüğüm mesleğini yapmaya gidiyordu. Hem bu bavulun olayı neydi? Aslında belediye müşaviri falan olabilir miydi?

Kaşlarımı çatıp anlamlandıramadığım bu aceleden dolayı hızla zaten açık olan kapıdan içeri girmiştim. Abim siyah kabanını giyerken bana doğru geliyordu. "Nereden geliyorsun?" diye sormuştu kabanın yakalarını düzeltirken. Merdivende oturup ağlıyorum diyemezdim. Soğuktan dolayı akan burnumu çekip "Taehyung Hyung'u geçirdim." diyerek baş parmağımla dışarıyı işaret etmiştim.

Güldü. "Elveda deyip öptün mü bari onu?" dediğinde ayakkabılıktan botlarını çıkarmış yere fırlatırcasına bırakmıştı. Soğuktan dolayı yukarı kaldırdığım omuzlarım şokla düşmüş botlarını giyerken ona kaşlarımı çatarak bakmıştım. "Sana bundan mı bahsetti?" diye sormuştum, dişlerimin birbirine çarpmasına engel olamamıştım.

Golden BulletsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin