🎵Daniel Caesar - Get You
Arzular
Taehyung'un iltifatından önce iç çamaşırımın renginin bile farkında değildim. Parmaklarımla sıkıntıyla alnıma masaj yaparken geceleri bu neon şeyle alt tarafımın trafik ışığını niyetine kullanabileceği düşüncesiyle iyice utanmıştım. Utanan, yaşananları kafayı takan bir insan değildim. Utanınca kızardığımı bile bilmiyordum. Yeni yeni ayılmaya başlamıştım ve bu duygular bana kesinlikle hiç yardımcı olmuyordu. Tamamen soyunduğumda duşa girip aklımdakileri vücudumdaki görünmez kirle akıtmayı planlıyordum. Soğuk fayansta sıcak bedenimin bıraktığı adımlar... bilemiyorum bu haftaya göre gayet ayıktı.Gözlerimi kapatıp ellerimi soğuk fayansa koydum soğuktan güç alıp uyanmak istemiştim. Su tüm bedenimden akıyor düşüncelerim beynimi kaşındırsa da soğuğa dair bir şey hissetmiyordum.
Ben asla çocuk olmamıştım. Hareketlerim bazen dengesiz düşüncelerim ve konuştuklarım karışık olabiliyordu. Biliyorum. Kendimi çok zor anlıyordum çevremdekilerinin beni anlamasını istemek başlı başına saçmalıktı.Annemi kaybettikten sonra çocukluğumu asla yaşamamıştım. Yaşamadığım çocukluk, mafya bir baba üvey bir abi gibi nedenlerden dolayı kesinlikle mahvolmamış veya sorunlu geçmemişti. Sadece fazlasını isteyen ve annesine hayran bir çocuktum. Annemi çok severdim, öyle güzel bir kadındı ki babamı ondan kıskanır kimsenin ona bakmasını dahi istemezdim. Çocuktum, hayatımda sahip olduğum en güzel en değerli şey annemdi.
Yine de buradayım. Yirmi üç yaşında, hayatta ve alkolik. Duştan çıkıp havluyu belime sarıp diğer havluyla saçımı kuruladım. Banyodan yavaş adımlarla çıkmaya özen gösteriyordum çünkü edindiğim karamsar havadan sıyrılmak adına düşünmeye ihtiyacım vardı. Uyuşuk hissediyordum ta ki zihnimin bir kısmında ilk defa gördüğüm o eşsiz çehre canlanana kadar:
Taehyung
Kafein gibiydi, varlığını hissettiğimde açıklayamacağım bir enerjiyle doluyordum. Bacaklarım titriyor, kelimeler dudaklarımdan çıkmıyor göğüsüm sıkışırken şakaklarımdan terler süzülüyordu. Ruhum olgunluğunu yitirirken ayyaş bir hale bürünüyordu. Biliyorum onun yanında çocukça hallere girmek mantıklı değildi. Sessiz ve gürültüden hoşlanmayan ciddi biriydi.
Onu çözümlemek için daha çok erkendi. Yönelimine dair bilgim olmasa da seziyordum onu keşfetmek, kabuğunu kırmak istiyordum. Kabuğunu kırması zor olacaktı eminim ama bu asla denemekten çekineceğim bir şey değildi.Sapkın fikirlerim beni heyecanlandırmış, yüzümdeki muzip gülümsemeyle komodinin üzerindeki kuruyemiş tabağından fıstığı seçip ağzıma atmıştım.
Kurulanırken arkada ses olması için televizyonu açmayı ihmal etmezdim. Havluyu belimden atıp çıplak bedenime odamın kuru havası vururken komodine doğru alışkanlık haline getirdiğim yolu izleyerek usulca yürüdüm. Akıllı telefon kullanmayı bir süre önce bırakmıştım, internet boğucuydu ve boğulmak gerçekten bana fazla gelmişti. Bir kaç tuşlu telefonla birlikte komodinin en üst çekmesinde duran dokunmatik telefonu elime aldım. Boşta olan elimle kuruyemiş tabağından yiyeceklerimi seçip ağzıma atıyordum. Telefonun açılmasını beklerken gözlerim televizyona kaydı ve gülüşüm genişledi.
"Kore'nin Muhteşem Dörtlüsü şu an neler yapıyorlar!" Kırmızı süitinin içinde oldukça modern duran kadın sunucu, arkasındaki kırmızı ekranda kayboluyordu. Heyecanla giriş yaptığı hafta sonu sabah magazini başlangıç cümlesine karşılık çıplak bedenimi işaret etmenin güzel bir cevap olacağını düşünmüştüm. Alt dudağımı ısırıp, ıstırap verici arkadaş grubumun tanıtımını yapmasını kaşlarımı merakla kaldırarak dinlemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Golden Bullets
FanfictionTadını almama, iniltilerinin zihnimi kiliseye çevirmesine izin ver lütfen. Silahlarla kuşandırdığın mabedinin beyaz çarşafını kendimizle lekeleyelim. Karşılık ver Taehyung. Yalvarırım huzursuzluğunun sıcaklığına kapılalım. Dudaklarımız arasında yata...