BÖLÜM 31

10.1K 622 19
                                    

Meleğin ve diğerlerinin o adamların ellerinden kurtuluşunun üzerinden tam üç hafta geçmişti.
Melek, ve Necla Hanım, bir hafta önce hastaneden taburcu olmuş villaya getirilmişlerdi.
Ilgaz, kendi odalarında Meleğin yanında uzanmış saçlarını okşuyordu.
Karısı yanındaydı artık.
Ilgaz'ın nefes alma sebebi yanındaydı.
Eğilip kadınının alnından öptü.
"Meleğim benim. Güzel karım. Yüzündeki morlukları gördükçe inan dünyayı yakıp yıkmak istiyorum.
Taş üstünde taş kalmasın istiyorum.
Seni koruyamadığım için en çokta kendimi cezalandırmak istiyorum.
O adamları öldürmeliydim aslında.
Sen engel olmasaydın öldürecektim onları. Sana dokunan sana vuran o elleri tek tek kırmak istiyordum."
"O zaman böyle el ele göz göze olabilir miydik Ilgaz?
Sen şimdi cinayetten hapse gimiş olurdun. Ben senden ayrı nasıl yaşardım?"
"O eski evde seni ve ailemi kurtarmak için çabalarken senin bana seslendiğini duydum Meleğim.
Boğuk sesini duyunca ne olursa olsun dedim ve her şeyi göze aldım.
O saatten sonra polisleri bile dinlemedim kendimi evin kapısında buldum. Kapıyı nasıl açtım içeriye nasıl girdim inan hatırlamıyorum.
Öfke gözümü kör etmişti.
Seni o halde gördüğümde ise dünya başıma yıkıldı. Delirdim Meleğim delirdim. Adamların üstüne nasıl atladım farkında değilim.
Orada ya ben ölecektim yada onlar.
O derece kaybettim kendimi.
Ne yaptığımı şuan kendim bile hatırlamıyorum.
Polisler adamı elimden zor aldı.
Onları da zor durumda bıraktım biliyorum. Yapacağım bir şey yoktu.
Sen beni çağırdıktan sonra orada bekleyemezdim. Ayrıca Türk polisinin gücünü bir kez daha gördüm Meleğim. Benim arkamdan hiç beklemeden hepsi eve girdi.
Adamlar hiç bir şey yapamadılar.
Teslim olmak zorunda kaldılar.
Çok şükür polislerin burnu bile kanamadı. Eğer birine bir şey olsaydı kendimi asla affetmezdim."
"Neyse Ilgaz, bunları düşünme hayatım. Şu an senin yanındayım ya başka ne isterim?"
"Çok şükür Meleğim çok şükür.
Çok şükür şu an benim yanımdasın.
Bu arada Melek Hanım, sana çok önemli bir uyarım var. Bu konuda da çok ciddiyim kadın. İyi dinle beni.
Bir daha böyle şeyler kesinlikle yapmayacaksın Melek.
Bir daha hiç kimse için kendini tehlikeye atmayacaksın"
"Ebru, hiç kimse değil Ilgaz.
O senin kardeşin. Senin kardeşin benimde kardeşim sayılır."
"Meleğim, biliyorum bunu.
Ebru, benim kardeşim canım.
Yine de bunu yapmayacaksın.
Sen beni beklemeliydin. Kendini tehlikeye atmamalıydın. Bu olayda en çok zararı sen gördün.
Adamlar sana zarar verdiler.
O eski eve girip seni o halde görünce çıldırdım. Yüzünün gözünün halini görünce kalbim sıkıştı. Oracıkta acımdan ölecektim. Ben senin saçının telini öpmeye kıyamazken adamlar sana vurmuşlardı.
Polis memurunun elindeki silahı nasıl aldım bilmiyorum. Onların hepsini oracıkta öldürecektim.
Sen engel olmasaydın inan bana tek tek öldürecektim hepsini."
"Bunları düşünme be adam. Yeter artık. Şimdi senin yanındayım. Kollarındayım, yuvamdayım bak.
Ben o eski evde öleceğim.
Seni bir daha göremeyeceğim diyerek çok korkmuştum. Şimdi buradayım çok şükür. Yaşadıklarımı düşünmek istemiyorum artık.
Şuan sadece senin kokunu,senin sıcaklığını hissetmek istiyorum."
"Bende Meleğim. Bende güzel karım. Seni kaybedeceğim diye o kadar çok korktum ki. Seni buluncaya kadar kalbim atmayı bıraktı. Yaşamayı bıraktım ben. Nefes alamaz oldum.
Seni bu kadar kısa zaman içinde nasıl bu kadar sevdim?
Nasıl bu kadar kalbime, ruhuma işledin bilmiyorum. Seni seviyorum Meleğim. Seni o kadar çok seviyorum ki, anlatmaya kelimeler yetmez"

Nejla Hanım. O eski evde kurtulmaktan ümidi kesmiş bir halde otururken.Meleğin Ilgaz'a seslendiğini duymuştu.Bakışlarını gelinine çevirdi hemen. Oğlunun kıymetlisi. Evinin neşesi güzel gelini perişan halde yerde yatıyordu.
Acıyla gözlerini kapattı kadın.
Çok geçmeden eski evin kapısı kırılarak açıldı. İçeri Ilgaz'ın girdiğini gören kadın oğluna doğrultulan silahları görünce oracıkta yığılıp kaldı.Sonra da gözlerini hastanede açtı. Her şey çok tan olup bitmişti.
Oğluda kocası da çok iyiydi şükür.
Kızı ve gelini de kurtulmuştu.
Başka ne istedi kadın? Bütün ailesi sağ salim yanındaydı artık.
Kenan Bey, Nacla Hanım'a gözü gibi bakmıştı.Hastanede kaldığı günlerde karısıyla kendi ilgilenmişti sadece.
Bütün ihtiyaçlarını kendisi elleriyle görmüştü.
Kenan Bey'i mutlu eden olaylardan biride Diyar'ın gelip ondan özür dilemesiydi. Diyar, gerçekleri öğrenmişti babasından. Yıllarca Kenan Bey'den nefret etmesine sebep olduğu için babasına çok kızmıştı.
Kenan Bey, Diyar'a babasından nefret etmemesini söylemişti.
Babasının gerçeği çok geç öğrendiğini.
Söylemesine de kendisinin izin vermediğini söylemişti.
Kenan Bey, Diyar'ı kendi çocuğu gibi gördüğünü, hiç bir zaman çocuklarından ayırmadığını söylemişti. Bu sözler Diyar'ı çok sevindirmişti. İçinde umut çiçekleri açtırmıştı. Kenan Bey'in yanından ayrıldıktan sonra gittiği odasında Ebru'yu kurtardığı gün tekrar gözünde canlanmıştı.

CANIMI BİLE VERİRİM TAMAMLADI. #Wattsy2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin