.・。.・゜✭・20.gün.・。.・゜✭・

1K 153 114
                                    

İyi okumalar♡

Changbin'den.

Dün gece herkes eski düzende uyumuştu, çiftler bundan gayet memnun olsa da ben ve Felix birbirimizden çekiniyorduk.

Yine de o benim bacağımda yatarken tüm gece onu izlemek iyi gelmişti, kabul etmek istemesem de onu çok özlemiştim.

Bugün en zor görevlerin başlayacağı o gündü, hiç uyumadığım için bu konuda bol bol düşünebilmiştim. Felix'le alakalı da baya düşünmüştüm. Yine de bir sonuca varamamıştım, onda farklı olan bir şeyler vardı ama o farklı şey ne bilemiyordum.

Yaklaşık on dakika sonra Chan hyung hareketlenmeye başladı ve beş dakika içinde uyandı. Her gün bu saatlerde kendiliğinden nasıl kalktığını merak ediyordum. Adeta canlı bir alarmdı.

Sırayla herkesi uyandırdığında uğraşmamak için uyuyormuş gibi yaptım ve o gelip seslendiğinde gözlerimi açtım.

Herkes boş boş birbirine bakarken yemekleriyle uğraşıyordu. Kimse tam olarak yemiyordu, endişe ve stresleri çok belliydi.

Chan hyungun elinin titrediğini fark ettim, elini gizlemeye çalışsa da işe yaramıyordu. Ona baktığımda gülümsemeye çalıştı. Ona güven verici bakışlar attım.

Herkes tepsisini ileri itip oturdu. Minho hyung Jisung'un elini tutmuş sakinleştirmeye çalışırken Hyunjin Seungmin'e korkmaması gerektiğini ve onu koruyacağını söylüyordu. Chan hyung Jeongin'in yanaklarını sıkıyor, Felix ise parlak gülümsemesi ile onları izliyordu, ben de onu izliyordum.

"Hey, endişelenmeyin. Son 10 günümüz kaldı, kendimize güvenip bu günleri de atlatacağız ve birlikte muhteşem zamanlar geçireceğiz!"

"Gerçekten mi hyung~"

Hepimiz gülümserken Chan hyung kafa sallamıştı.

"Chan hyung sabahtan beri elimi hareket ettiremiyordum ve kendimi iyi hissetmiyordum. Şimdi de kendiliğinden hareket ediyor, korkuyorum..."

Felix korkuyla konuştuğunda hepimiz ciddileştik, Chan hyung onun yanına gidip elini tuttu ve baktı.

"Felix, ellerin çok soğuk. Çok fazla..."

"Hyung napacağım, neler oluyor?" 

"B-bilmiyorum, her an her şey olabilir."

Herkes korku dolu bakışlarla Felix'e bakarken kalbim ağzımda atıyordu. Ona zarar gelebilme düşüncesi bile beni çıldırtmaya yetiyordu.

Chan hyung etrafa bakıp saçlarını karıştırıyor ve bir şeyler düşünüyordu. Felix'in bağırmasıyla herkes hızla ona döndü.

"Bedenimi kontrol edemiyorum!"

"Ne diyorsun sen?!" Minho hyung Felix'e adım atacakken Felix eliyle dur işareti yaptı ve onu durdurdu. Birine zarar vermekten korktuğu gözlerinden belliydi. Jisung, Minho hyungun arkasına geçmiş ve tişörtünün uçlarını tutmuş bir şekilde olanları izliyordu. Hyunjin'i ilk kez bu kadar ciddi görüyordum. Seungmin'e kendini siper etmişti. Jeongin'in korkudan gözleri dolmuştu ve Chan hyunga bakıp duruyordu.

Felix'e odaklanmıştım, etrafa çaresizce bakıyordu.

"Hiç bir şey yapamıyor musun Lix?"

"H-hiçbir şey yapamıyorum"

Felix birden hareketlenmeye başlayınca herkes geriye doğru adımladı.

"Bunu ben yapmıyorum, dikkat edin!"

Duvarın dibine gidip eğildi ve bir şey aldı, herkes gidebildiğince geriye giderken elindekinin bölmeden çıkan bir bıçak olduğunu görünce herkes korkuyla bağırdı.

"Size zarar vermek istemiyorum ama kendime engel de olamıyorum!"

Felix bize doğru gelirken herkes duvara sıkışmıştı. En önde Chan hyung vardı, ilk kez bu kadar keskin bakıyordu.

Ben ise yapabileceğim bir şey düşünüyordum, Felix gözyaşlarıyla hareket ederken kalbim acıyordu.

Felix Chan hyungun önünde durduğunda herkes bağırdı.

"Chan hyung!"

O sırada aklıma gelen şeyle düşünmeden hareket ettim ve Chan hyungun önüne atladım.

Karnımda hissettiğim keskin demir parçasının verdiği derin acıyla yere çöktüm. Herkes deli gibi bağırıyordu, Jeongin'in hıçkırıkları duyuluyordu.

Chan hyung korkuyla yanıma gelip bana baktı, gözünden akan gözyaşıyla öylece duruyordu.

Felix yere çöktü ve bir anda yanıma geldi, artık kendisinin hareket edebildiği belliydi.

Gözlerimi açık tutmak her geçen saniye zorlaşırken herkes yanıma çöktü.

"Hyung, ölme..."

"Sizi seviyorum çocuklar..." daha fazla dayanamayıp kendimi karanlık uykuya bıraktım.

Ölecek miydim? Bilmiyordum... Tek bildiğim hayatım film şeridi gibi gözlerimin önünden geçerken pişman olduğum şeylerdi.

Kendime söz verdim, eğer ölmezsem ona aşkımı itiraf edecektim.

--------

Hellevator -skz- (√)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin