Hellevator -skz- (√)

.・。.・゜✭・15.gün.・。.・゜✭・

Oy verip bol bol yorum yapın lütfen~

Hyunjin'den.

Uyandığımda yine herkes çoktan uyanmıştı, uykuya bayılan biri olarak en son ben uyanıyordum. Aslında hiç uyanmazdım ama Chan hyungun tehditleri insanı korkutuyordu...

Her zamanki gibi durgundum çünkü Seungmin hala bana bir cevap vermemişti. Reddetmediği için sevinsem de kabul da etmediği aklıma gelince üzülüyordum.

Bugün benim sıramdı fakat içimde hiç bir heyecan kırıntısı yoktu, sonuçta sadece birkaç soru olacaktı. Kendi küçük bölmemde duvarla bakışırken görevimin başladığını haberdar eden sesi duydum.

"Merhaba Hyunjin."

"Hmhm size de merhaba."

"Niye durgunsun son zamanlarda?"

"Bana aşık mısın niye soruyorsun?"

"Sınırlarını aşma Hyunjin."

"Şakadan da anlamıyorsunuz be."

"Hoşlandığın biri var mı?"

"Seungmin itinden hoşlanıyorum."

"Düzgün konuşursan sevinirim."

"O zaman sevinme."

"Anormalsin, herneyse. Burdan çıkınca ne yapmayı düşünüyorsun?"

"Uyumayı."

"Sadece bu mu?"

"Deliler gibi uyuyacağım."

"Bir pişmanlığın var mı?"

"Yook"

"Herkesin bir pişmanlığı vardır."

"Ben herkes değilim, Hwang Hyunjin'im."

"Bu kadardı."

"Ne duruyorsun gitsene artık."

Düşündüğüm gibi zor olmamıştı, onunla dalga geçmek çok zevk vericiydi. Tuvalete elimi yüzümü yıkamaya gitmeye karar verip adımlarımı tuvalete yönelttim.

İçeri girdiğimde duvara yaslanmış duran bir Seungmin görmeyi beklemiyordum.

"Niye burdasın Seungmin"

"Seni merak ettim."

"Buraya geleceğimi nerden bildin?"

"Ben bilirim, her neyse neler sordular?"

"Beni kullanmaya mı çalışıyorsun?" İçimdekileri söyleme zamanı gelmişti.

"Nerden çıktı bu?"

"Söylesene, bana niye cevap vermiyorsun? Reddetsen daha az üzülürdüm. Ama sen cevap vermemeyi seçiyorsun."

"İkimiz içinde en doğrusu bu."

"Kime göre? Neye göre doğru bahsettiğin bu doğru?"

"Bana göre."

Sinirlerim çok bozulmuştu ve ağlamamak için kendimi sıkıyordum, sinirlenince gözleri yaşaranlardandım maalesef.

Arkamı dönmüş gidecek iken Seungmin'in elini kolumda hissettim, beni durdurmuştu.

Ona dönüp kolumdaki eline sorgulayıcı bakışlarımı gönderdiğimde kafasını yere eğip konuşmaya başladı.

"Burada ne olacağımız belli değil Hyunjin, ölebiliriz. Eğer seni kabul edersem ve sana bir z-zarar gelirse dayanamam. Hem burdan çıktığımızda aklına bile gelmeyeceğim..."

Yere bakarak konuşan Seungmin ve sesi beni resmen büyülemişti, ona hızlıca sarıldığımda anında kollarını bana dolamıştı.

"Bak Seungmin sen benim için geçici biri olmayacaksın, bu konuda emin ol. Ve hiç birimize zarar gelmemesi için elimden gelen her şeyi yapacağım. Ama lütfen tüm kötü şeyleri unutup sevgimizin iyiliğinde kaybolalım."

Omzumda hissettiğim gözyaşlarıyla ona daha sıkı sarıldım.

"B-bu bir teklif miydi?"

"Evet, cevabını alayım?"

"Kabul ediyorum tabi salak."

İkimizde gülmeye başladığımızda bir anlığına içinde bulunduğumuz durumu unuttum ve mutlu olduğumuz hayallerin içinde kayboldum.

Changbin'den.

Son birkaç gündür yaptığım gibi kendi bölmem de boş boş oturuyordum, bunu düşüneceğim hiç aklıma gelmezdi fakat artık aksiyonlu görevlere geri dönmek istiyordum.

Bugün Hyunjin'in sırasıydı ve ne olduğunu merak ediyorduk ama ortalarda olmadığı için bir şey soramıyorduk.

Chan hyung endişelense de Minho hyung Seungmin'le birlikte tuvalete gittiklerini söyleyince susmuştu ve sevgilisiyle konuşmaya devam etmişti.

"Hey çocuklar hepiniz kudurun artık bir sevgilim var!"

Hyunjin'in dediği şeyle hepimiz birden ne olduğunu sorduk, bunlarda sonunda sevgili olmuştu.

Her şeyi anlattıklarında biraz dalga geçip tebrik etmiştik, tabi Hyunjin salağı hala sevgilisiyle hava atıyordu. Bu sırada Minho hyung konuştu,

"Ah Jisung'um şunlara bak görmemiş gibiler. Seni özledim hayatım Hyunjin'den de kurtulduğumuza göre flört edebiliriz~"

Minho hyungun bu hallerine alıştığımız için gülüp geçiyorduk. 

Birkaç gündür mutlu olmamız çok güzeldi fakat bunun altından bir şey çıkabilecek olması beni endişelendiriyordu.

Umarım bu sadece bir düşünce olarak kalır diye geçirdim içimden, böyle olmasını umdum.

-------

Oy verip yorum yapmayı unutmayın♡