.・。.・゜✭・21.gün.・。.・゜✭・

1.1K 155 143
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın~

3.kişiden.

Changbin sonsuz karanlığının derinliklerinde bir rüya gördü. Annesi ağlayarak ona bakıyordu. Changbin hızla annesine gideceği sırada annesi ona durmasını işaret etti.

Bir cümle söyledi ve sonsuza kadar ortadan kayboldu.

"Sevgiyi reddetme, onu kucakla."

Changbin yaşamak istemiyordu, ailesinin yanına gitmek istiyordu. Sanki ölüm ve yaşam arasındaki o ince çizgide takılı kalmıştı.

Hafiften sesler duymaya başladı fakat hareket edemiyor, gözlerini açamıyordu.

"Ölme...l-lütfen ölme hyung..." Felix ağlayarak konuşuyordu.

Ses geç de olsa ortaya çıktı.

"İlk kaybınızı verecek gibi görünüyorsunuz."

"Onu kurtarmak için ne yapmalıyım?" Felix az önceki halinden eser bırakmayan kalınlıkta bir sesle konuştu.

Herkes endişeyle Felix'e bakıyordu.

"Bir yarışa gireceksin, seni bayıltacağız ve bizim hazırladığımız bir oyuna katılacaksın. 30 dakika içinde çıkışı bulamazsan öleceksin."

"Olmaz Felix!" Chan konuşunca ses devreye girdi.

"O zaman sen yarış Chris?"

Chan kafa sallarken Felix kararlı bakışlarla konuştu.

"Ben yarışacağım."

"Kısa bir hayatta kalma yarışması olacak, bugüne kadar deneyen 12 kişinin 12'si de hayatını kaybetti. Hâlâ girmek istiyor musun?"

"İstiyorum"

Felix asansörün kenarında ki bölmeden çıkan yeşil renkteki hapı eline alıp üyelere baktı.

Jeongin Changbin bıçaklandığından beri aralıksız ağlıyordu. Chan ise onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Minho düşünürken bir yandan da titreyen Jisung'un saçlarını okşuyordu. Hyunjin Seungmin'in elini tutmuş bir şekilde bir  olanları izliyordu. Changbin ise öylece yatıyordu, bıçakta olan bir madde hâlâ ölmemesini sağlamıştı.

"Ekrandan olanları izleyebileceksiniz."

"Ölmeyeceğim, merak etmeyin."

Felix teker teker üyelere bakıp hapı ağzına attı ve gözlerini kapattı.

Kendini bembeyaz bir odada buldu, bu odada beyaz dışında hiçbir renk yoktu.

Etrafa bakıp derin bir nefes aldı. Odanın kapısını arasa dahi bulamıyordu, sadece bir balkon vardı ve çok yüksek olduğu için atlarsa kesin olarak hayatını kaybederdi.

Saçlarını karıştırıp düşündüğü sırada yüksek tonda bir ses kulaklarını doldurdu.

Kulaklarını tutup ne olduğuna bakarken siyah bir sis gördü. Siyah sis konuşmaya başladığında geriye doğru ilerledi. Siyah sis demenin ne kadar doğru olduğunu bilmiyordu ama gördüğü bu şeye başka ne diyebileceğini de bilmiyordu.

"Sıradaki kurban sensin." Robotik ve korkunç ses Felix'i korkutsa da bunu belli etmeyecek kadar kararlı ve güçlü bakışlar atıyordu.

"Ben kurban olmayacağım."

Karanlığını kanıtlayan ses tonuyla konuştu. Siyah sis gittikçe yaklaşıyor, etrafında geziyordu.

"Kolay bir yeme benziyorsun."

Hellevator -skz- (√)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin