Günlerce uykusuz kaldım.Daha önce uyku problemi yaşamış biri değildim.Benim için oldukça yorucuydu.Mutfağa girip kendime bir kahve yaptım.Buradaki yeni evim küçüktü ama istediğim her şey mevcuttu.Kıyafetler,cilt bakımı ürünleri,makyaj malzemeleri,hatta iç çamaşırları bile vardı.Geldiğimden beri dairemdeydim.Bir kaç kez Luna uğramıştı onun dışında gelen giden yoktu. Kanepede otururken televizyonda oynayan filme odaklanmaya çalışıyordum ama zihnim düşüncelerle doluydu.Sehpanın üzerindeki telefonum titredi.Mesaj Zayn'dendi." Hazırlan.Seni isteyen biri var. "
Duraksadım.Hissettiğim tek şey saf korkuydu.Ben,beni isteyen kimseyi istemiyordum.Neden burada olduğum hakkında da fikrim yoktu.Ne diye bu pisliğe kendi ayaklarımla gitmiştim ? Kendime lanet ettim.Kalbim korkuyla çarparken evde dolanıp durdum.Saat ilerledikçe delirecek gibi hissediyordum.Hemen,şimdi Zayn'i arayıp istemediğimi,bu işi yapmaktan vazgeçtiğimi söyleyebilirdim.
Onu aramak için telefonumu elime aldığımda kapı açıldı.Onda yedek anahtarın olduğunu dahi unutmuştum.Korkuyla kapıya baktım ve onu gördüğümde korkum biraz olsun dindi.Duraksadı.Gözleri noel temalı,kırmızı komik pijamalı bedenimde gezindi.
" Sana hazırlanmanı söylemiştim " dedi tüm soğukkanlılığı ile.Hızlıca yutkundum.Küçük bir kız çocuğu gibi ağlamak ve onu uğraştırmak yerine hızlıca konuştum.
" İstemiyorum. " Kaşları alayla havaya kalktı.Kapı kolunu tutan eli hareketlendi ve sertçe kapıyı kapattı.Adımları bana doğru yaklaşırken refleksle geriledim.Ela gözleri tüm sertliğiyle üzerimdeydi.
" Yaklaş. " Ürperdim.Yine de dediğini yaptım.Ona tereddütle yaklaştım.Ani bir hareketle çenemi tutarak beni tamamen kendine çekti.Parmaklarının tutuşu öyle sertti ki gözlerim korkuyla büyüdü.
" Sabrımı zorluyorsun,Katherine. " Onu itmek istesem de buna cesaret edemedim.Gözlerimin yandığını hissedebiliyordum.Saf öfkesi yüz hatlarına yansıyordu.Çenemdeki elini aniden serbest bıraktı.Ardından iki eliyle yanaklarımı kavrayarak beni kendine çekti.
" İstemiyor musun ? " Boynundan yükselen parfüm kokusu burnuma dolarken korkuyla ona bakıyordum.Çenesi öfkeyle kasılmıştı.Gözlerini gözlerimden ayırmadan hızlıca bir el eliyle saçlarımı geriye doğru okşadı.
" Eğer istemiyorsan git,Katherine. " Fısıltı halindeki sesine bastıramadığı öfkesi yansıyordu.Parmakları saç tutamlarımı kavrasa da,tutuşu canımı yakmayacak türdendi.Aramızdaki milimlik mesafeyi sıfıra indirdi.Yumuşak dudaklarını bir kaç milim uzağımda hissettim.Gözlerim istemsizce kapandı.Nefesimi tuttum.Kalbim göğüs kafesimi delmek istercesine çarpıyordu.
Belki benim için korkunun beden bulmuş hali olmasaydı,belki sıradan bir erkek olsaydı kim bilir,belki de ondan hoşlanırdım.Ya da çoktan büyülenmiştim ama bunu inkar etmek kaçış yolu gibi geliyordu.
" Be-ben istiyorum ama hazır değilim " diyerek geveledim hızlıca.Tereddütle gözlerine baktım.Alaycı bir ifade hakimdi.Cinsellik elbette benim için normaldi ama tanımadığım ve hiçbir duygu hissetmediğim leş adamlarla olduğunda normallikten çıkıyordu.
Zayn'in uzun,dövmeli parmakları saçlarımda yavaşça gezindi.Sahi,en son ne zaman biri okşamıştı saçlarımı ? Elbette,bir zamanlar benim de saçlarım belime kadardı.Aynaya baktığımda bana annemi hatırlatırdı.Bir makas buldum ve küçükken tıpkı annemin bana yaptığı gibi duygusuzca saçlarımı omuzlarımda kesip attım.
" Bana ... biraz zaman veremez misin ? " Bu söylediğim onun alaycı bir kahkaha atmasına sebep oldu.Göz kenarları kırışmış,düzgün dişlerini göz önüne sermişti.Tatlı ve güzel bir ses dudaklarının arasından kaçtığında ürperdim.Yutkunamadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love is blind | zm
Fanfiction" Geçmiş çoğu zaman sürükler bizi.Derine,en derine çeker ; hapsolursunuz bazen.Geçmişimiz tıpkı bir bataklık gibidir.Bir kere battığımızda ona,kurtulmak için ne kadar çırpınırsak o kadar derine gömülürüz.Nasıl unuturuz bu geçmişi ? O bataklıktan sa...