Ben defalarca yanıldım. " Bu kez olmaz " dediğim ne varsa oldu.İçimdeki cehennem bir sabah beni küle çevirdi.Kaç kış sığar bir ömre ? Kaç defa yanılır bir kalp ? Sürüne sürüne hepsini ögrendim.Gözyaşlarım süzülürken yanaklarımdan acılarıma,yavaş yavaş temizleniyordu kalbim.Yani hiçbir gözyaşı acizlik değilmiş.Zayn'den öğrendiğim çok şey oldu.İnsanların görüldüğü gibi olmadığını anladım.Luna'dan çok şey öğrendim.Ahın yerini bulduğunu öğrendim.Benim ahım bu saatten sonra onun günahlarıydı.Kafanı nereye çevirirse çevirsin,acıya dönecekti.Nefret değil bu,sadece bir vazgeçişin acılı sancısı.Çok canım yandı.Bu evren ona yaptıklarıyla,yapamadıklarını ödetecekti.Öyle de oldu.Ama yine de canım yanıyordu.Bir tarafta kardeşim,diğer tarafta sevdiğim adam yaşam mücadelesi veriyordu.Hangisine gözyaşı döküyordum emin değildim.Umutlar sanki kalbimin kıyılarına sürüklenmiş,adeta kuytulara gizlenmiş gibiydi,bulamıyordum.Oysa rengarenk yarınlarım vardı benim.Ne çıkabiliyorum artık beni yiyip bitiren bu ruh halinden,ne de sığınacak bir liman bulabiliyordum.Kalbimin en ücra,en ıssız köşesinde bir dehlize hapsettiğim ihtilallerin gölgesinde,saklamaya çalıştığım nice düş kırıklığı gizliydi.Sulu sepken üzerime yağıyordu karmaşa yağmurları.Güvensizlik,korku,sitem ve umutsuzluk bir türlü yakamı bırakmıyordu.Sabahın ilk ışıklarında hiç uyumadan kıvranmanın acısını asla unutmayacağım.Gözlerimden damlayan buz taneleri,çenemden boynuma parça parça düşüyordu.Sebepsiz gidecek miydi,Zayn ? Hayatına renk kattığım adam,rüyalarımı siyaha boyayıp gidecek miydi ? Kalbime paslı bıçaklar saplanıyordu.İçimde fırtınaların koptuğunu anlatamamak,anlatsam da anlaşılmamak kadar cirkin bir şey yokmuş bu hayatta.Titreyen ellerimi dizlerime koyup tırnaklarımı etime geçiriyordum.Nefes almayı unutmuş gibi kesik kesik nefesler aldım bir süre.Her bitiş,bir başlangıçtı ama Zayn başlangıçları da alıp gidemezdi.02:45 ... Uyumam gereken saatlerde gözlerim geceye inat yanaklarımı ıslatıyordu. " Yaşadıklarım ne olur rüya olsun " demiyorum çünkü rüya olamayacak kadar gerçek bir kabustu bu.Akan burnumu çekip başımı geriye atarak ellerimi ensemde birleştirdim.Gözlerimi kapayıp,gülüşünü hayal ettim sadece.Kahretsin,yine,bir kez daha affetmiştim onu ! Nefesim,boğazıma geçirilmiş bir halattan farksızdı bu gece.İçimdeki umut perileri kendini yerden yere vuruyordu.Bu nasıl bir çaresizlikti böyle ! Ayrılığı giden gerçekleştirir,kalan yaşar.Hani yaşar diyorsam,nefes almayı unutup yaşamak gibi ... Elini eteğini dünyadan çekip,kafandaki o ütopyaya taşınıyorsun ve orada yasıyorsun acını.Yoksa bu dünya için fazla acı barındırıyor sancılı kalbim.Biraz yorgun,çok az güçlüydüm.Dünyanın bir köşesine çekilip ayaklarımı karnıma götürüp asırlarca beklemek istiyordum.Zayn'in gelip " Her şey geçti,Kath.Kalk ayağa " demesine ihtiyacım vardı.
Hastanenin kafeteryasındaki sandalyeye oturup Jacqeu'nun benim için aldıklarından zor da olsa atıştırdım.Jacqeu,çayından bir yudum alıp yorgun gözlerini bana dikti.
" Nasılsın ? " diye anlamsız bir soru yöneltti bana.Jacqeu'yu hep gaddar,kalpsiz bir herif olarak görürdüm ama bu zor zamanda yanımda olması beni derinden sarsmıştı.Luna için mi yoksa Zayn için mi parçalamıştı kendini bilmiyordum ama berbat görünüyordu.
" Ben ... ayakta kalmaya çalışıyorum " dedim kısılmış sesimle zoraki mırıldanarak.Aldığım her nefes genzimi yakıyordu adeta.Kendi hastalığımı bile unutmuştum.Hem doktor iyiye gittiğimi söylüyordu.Her şeyi bir kenara koydum,ben sadece Zayn ve Luna'nın iyi olmasını istiyordum.Bir zamanlar benim kötü olmam için elinden geleni yapan iki insan için Tanrı'ya yalvarıyor olmak ... İşte bu da benim aptallığımdı.
" Dinle,Katherine.Çok üzgünüm,Zayn ile son zamanlarda aramız boktan olsa da o benim kardeşim gibiydi.Luna'ya gelecek olursam,içten içe kabul etmesem de onu seviyordum. " Duraksadı.Titrek bir nefes alıp güçlükle soludu.Onun da gözleri tıpkı benimkiler gibi gözyaşlarıyla doluydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love is blind | zm
Fanfiction" Geçmiş çoğu zaman sürükler bizi.Derine,en derine çeker ; hapsolursunuz bazen.Geçmişimiz tıpkı bir bataklık gibidir.Bir kere battığımızda ona,kurtulmak için ne kadar çırpınırsak o kadar derine gömülürüz.Nasıl unuturuz bu geçmişi ? O bataklıktan sa...