three

196 19 16
                                    



Bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyordu.Gök yarılsa bile bu hale düşmeyeceğimden emindim.İlk kez bu kadar yüksek bir topuklu giyiyordum ve ayakta durmakta zorlanıyordum.Islak saçlarım yüzüme yapışmış,özenle yapılan makyajım mahvolmuştu.Hava sanki bir anda on derece düşmüş gibi soğudu.Minicik bir elbisenin üzerine geçirdiğim suni kürk ise hiçbir işe yaramıyordu.Duraksadım.Bu gerçekten ben miydim ? Gün geçtikçe kendi benliğimden tiksiniyordum.

" Lanet ! Katherine,çabuk ol ! " Luna,arkasına bakmadan aceleyle ilerlerken ona yetişmeye çalıştım.Tüm vücudum titriyordu.

" Zayn,hangi cehennemde ?! Siktiğimin pezevengi,her zaman geç kalıyor. " Los Angeles'ın gösterişli caddeleri ağzına kadar dolu olurdu ama şiddetli yağmur yüzünden şimdi bomboştu.Luna'nın yanında dikilirken kollarımı titreyen bedenimin etrafına sardım.

" Belki trafiğe takılmıştır " dedim Luna'ya tereddütle bakarak.Alaycı bir gülüşle dudaklarının arasından bir " hah " sesi duyuldu.Bana küçümseyici bakışlarıyla bakarken adeta gözleriyle " ne kadar aptalsın " der gibiydi.

" Trafiğe takılmıştır,öyle mi ? Şu halimize bir bak,ciddi olamazsın Katherine ! " dedi öfkeyle dişlerinin arasından tıslayarak.İmkanı olsa Zayn'i bir çırpıda boğacak gibi duruyordu.Geç gelmesi,gelmesi ya da gelmemesi benimse umrumda bile değildi.Hatta onu görmemeyi tercih ederdim.

Dün akşam tek kelimeyle rezaletti ve buna sebep olan da Zayn olmuştu.Jacqeu,bana bir müşteri ayarladığını,Zayn'in bu konuda tuhaf davrandığını söyledi.Ona itiraz edemedim.Kendime saygımı kaybetmiş gibi kabul ettim.Kırklı yaşlarında bir adamdı.Korktum,kusmak istedim.Birlikte odaya girdik.Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.Sadece dikildim.Fikrinden vazgeçmesi için öylece adama yalvarır gözlerimle bakıyordum.

" Sana orada dikilmen için para vermiyorum " dediğinde bir objeden farksızmışım gibi hissettirdi.

" İstemiyorum " dediğimde bir insanın nasıl da otokontrolünü kaybettiğini görmüş oldum.Yanağımda hala tokatın geride bıraktığı yanma hissini hissedebiliyordum.Odadan güçlükle çıkabildim.Görüntüm dağılmış haldeydi.Elbisemin düşmüş askısını titreyen parmaklarımla düzeltirken merdivenlere yöneldim.Birbirine dolanan adımlarımla hızla basamakları indim.Zayn ve Jacqeu'yu lobide otururken buldum.O ana kadar gözyaşlarımı tutmuştum.İkisi de beni gördüklerinde ayağa fırladılar.Neden yaptım bilmiyorum ama Zayn'e yöneldim.

" Lütfen,beni o odaya gönderme. " Beni tutan gevşek kollarının arasında zar zor söylediğim tek şey bu olmuştu.Bakışları afallamış,koca bir endişeyle doluydu.Hiçbir şey söylemedi,merdivenleri aceleyle çıkıp adamı kaba kuvvetle aşağıya indirdi.Gözleriminin önündeki şiddeti izlerken hislerim beni terk etmiş gibiydi.Pişmanlık duymadım,aksine bu leş herifin hak ettiğini düşündüm.

" Ağlamayı kes,iç şunu. " Tekli koltukta otururken bana uzattığı suyu titreyen ellerimle aldım ve koca bir yudum içtim.Jacqeu,bir kenardan bana suçlayıcı bakışlarıyla bakıyordu.Ne ona ne de Zayn'e bakmaya cesaret edemedim.Yaşlı gözlerimi yere diktim.

" Siktir git buradan ! " Zayn,ani bir hareketle kolumdan tutarak beni çıkış kapısına doğru çekiştirdi.Tutuşu öyle sertti ki acı dolu bir çığlık Dudaklarımın arasından kaçtı.

" Hayır ! Lütfen,gönderme beni. " Gidecek hiçbir yerim yokken nereye gidebilirdim ? Önüne geçerek kollarını sıkıca tuttum.Ardına kadar açılmış gözlerimle adeta ona yalvarır gibiydim.

" Tamam ! Bir daha sana sorun çıkarmayacağım,yapacağım ! " Duraksadı.Göğsü öfkeyle inip kalkarken çenesini sıkarak gözlerini gözlerime dikti.Gözlerini yumarak tuttuğu nefesini bıraktı.

love is blind | zm Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin