ten

140 21 32
                                    




Bradford'a geleli iki gün oluyordu.Ne zaman geri dönecektik ? Burada,mutluymuş gibi rol yapmak istemiyordum.Üstelik aynı odada,aynı yatağı onunla paylaşmak zorundaydım.Maria ve Julia ile birlikte kalan manevi anneleri üzülmesin diye Zayn ile her şey yolundaymış gibi davranıyordum.

" Abim ile nasıl tanıştınız ? " Maria,gülümseyerek merakla bana bakıyordu.Bu soruya nasıl cevap verecektim şimdi ? Genelevde tanıştık,o beni yabancı adamlara pazarlıyordu,sonra bana aşık olmuş mu diyecektim ? Hafifçe yutkunup bir şeyler düşündüm.

" Ortak arkadaşımız sayesinde tanıştık. "

" Peki,bebek ? Bu olaya çok üzüldük,Katherine.Zayn,bahsederken ağladı.Onu uzun zamandır ağlarken görmemiştik. " Bebeğim ... Yeniden onu hatırlamak her seferinde acı veriyordu.Demek ondan bahsederken gözyaşı dökmüştü.Ne tuhaf ! Zayn,hiç ağlamazdı halbu ki.Caniydi çünkü,kalpsiz ...

" Belli ki baba olmayı çok istemiş " dedi Maria.İkisi de hiçbir şey bilmiyorlardı.Ben de rol yapıyordum işte.Daha fazla konuşmak istemiyordum bu yüzden izin isteyip bizim için ayrılan odaya çıktım.Zayn'i yatakta uyurken buldum.Ay ışığının aydınlattığı yüzü kusursuzdu.Uyurken ne kadar da masum görünüyordu.Gerçek benliğinin aksine ... Küçük,savunmasız bir çocuk gibiydi.Siyah saçları dağınık bir halde alnına düşüyordu ve dudakları kıvrılmıştı.Bu görüntüyle kalbim yumuşar gibi oldu.Farkında olmadan yatağa oturdum.Elim saçlarına gitti.Terlemiş olmalı ki siyah saç tutamları nemliydi.Geriye doğru saçlarını çektim ve elimi kirli sakallarına indirdim.

Onu seviyordum ama bana yaşattıklarını unutmak zordu.Belki de gördüğüm en güzel adamlardan biriydi.Ama içi çok çirkindi.Harabe,yıkık dökük bir kalbi vardı.Sevmek,sevilmek istiyordu.Bunu son zamanlarda görebiliyordum.En kötüsü inanıyordum da.Ne kadar aptaldım.Bana bunca acıyı yaşatan adamı seviyordum.Düşünmekle o kadar meşguldüm ki uyandığını fark edemedim.Ela gözlerini gözlerime dikmiş,bana hayretle bakıyordu.Elimi derhal çekmek istedim ama elini üzerine koydu.

" Katherine ? " dedi yumuşacık bir ses tonuyla.İsmim kulağa onun ağzından güzel,anlamlı geliyordu.Afalladım.Gözlerimi gözlerinden kaçırdım.Suç üstü yakalandığımdan mıdır bilinmez,utandığımı hissediyordum.

" Efendim ? " dedim hafifçe yutkunduktan sonra.Yeniden tereddütle bakışlarımı gözlerine çevirdim.Bu sefer dudaklarında bir gülümseme vardı.

" Beni izliyordun. " Hızlıca,bir panik haliyle konustum.

" Hayır,ben sadece — "

" Evet ... Ve dokundun. " Tuttuğum nefesimi verirken gözlerimi yumdum.Bu odada işim neydi ? Bir şeyler söylemek için dudaklarımı araladım ama hızla vazgeçtim.Ne söyleyebilirdim ? Yorulmuştum.Onu yeterince sözlerimle kırıyor,pişman hissettiriyordum ama yine de yetmiyordu.Ona duyduğum özlem had safadaydı.Bazen pes etmek,ona teslim olmak istiyordum ama bunu kendime yediremiyordum.Mantığım ve kalbim arasındaki o ince boşluğa sıkışıp kalmıştım.

" Devam et,öyle güzel hissettiriyor ki ... " Kısacık anda bana anlaşılmaz bir duyguyla bakan inanılmaz derecede yakışıklı bu adama elim ayağım tutmaz halde bakakaldım.Yakıcı bakışları beni delip geçiyordu ve bir an için birbirimizin gözlerinde kaybolduk.Özlem duygusu bedenimin dört bir yanında binlerce havai fişek misali patlarken boğuk bir sesle mırıldandı.

" Seni,özledim. " Sesi yumuşak ve baştan çıkarıcıydı. Her ikimiz de tek söz etmeden, birbirimize sadece bakarak aramızdaki hava elektrik yükleniyor ve sanki çıtırdıyordu. Tepkilerimin onun duruşuna ve gözlerine de yansıdığını gördüm. Tek bir hareketle uzandı ve ağzı ağzımı buldu.Ağzının içine doğru inledim ve ellerinden birini saçlarıma götürüp beni hoyratça öperken başımı arkaya çekti.

love is blind | zm Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin