Başımı ellerimin arasına alarak derin bir nefes bıraktım.Yaptığım tek şey dün gece Zayn ile aramızda yaşananları düşünmekti.Gün içinde zihnim dönüp duran soru işaretleri ile yapmam gereken şeylere odaklanmamı engelliyordu.Bana oldukça kızgın olmalıydı,hatta bu işin peşini bırakmış bile olabilirdi.Kanepede otururken kucağımda duran elime uzandım ve küçük tektaşı döndürerek incelemeye başladım.Evet,onunla evlenmeyi kabul etmiştim ama 6 ay önce hastalığımdan habersizdim.Şimdi ise onu bensizlikle sınayıp,incitmek istemiyordum.Birlikte geçirdiğimiz 1 seneyi düşündüm.Ne çok şey yaşamıştık.Her şeye yeniden başlama kararı almıştık,kendimize yeni bir rota belirlemiştik ... Hislerim karmakarışık bir haldeydi.Emin olduğum tek şey ise ona aşık olduğum gerçeğiydi.Küçük şeylere karşı hassasiyetim,büyük şeylere karşı kayıtsızlığım ; tuhaf bir altüst oluşun resmiydim ben.Gözlerimin yeniden yandığını hissettiğimde titrek bir nefes verdim.Dolu gözlerim şimdilerde sahip olduğumuz,sadece ikimize ait olan evimizin salonunda gezindi.Birlikte çekildiğimiz fotoğraflarda bakışlarım takılı kaldı.Geçmişimizi bilmeyen biri bu karelere baksa ne kadar da mutlu bir çift olduğumuzu düşünürdü.Halbu ki öyle değildi,ilişkimiz en başından beri zorluklar üzerinde devam etmeye çalışmıştı.Zamanından can yakıcı bir sevginin aynı zamanda sizi iyileştirmesi de ayrı ironiydi.
Şimdilerde ona çok alışmıştım ve kaybetmekten çok korkuyordum.Hatta bu düşünce aklıma geldiğinde nefes almakta güçlük çekiyordum.Göğsüm bu korkuyla adeta yanıyordu.
Ondan önce uyanmış,kahvaltıyı hazırlamıştım.Şimdi ise çaresizce konuşmak için uyanmasını bekliyordum.Birbirimize sırtımızı dönüp uyumak o kadar kötü bir histi ki dün gece hiç uyuyamamıştım.
Dalgın halimden yatak odasının açılan kapısının sesiyle sıyrıldım.Uykudan yeni kalktığını belli eden sersemlemiş görüntüsüyle koridorda ilerlerken esneyip gözlerini ovuşturdu." Günaydın " dedim gülümseyerek.Bana bir bakış atıp sadece başını sallamakla yetindi ve direkt banyoya girip kapıyı kapattı.Gözlerimi yumup derin bir nefes alırken alnımı ovuşturdum.Mutfağa girip kendime kahve doldururken kapıdan içeri girdi.Masaya oturmak yerine bir kupa çıkarıp kendine kahve doldurdu.Tezgaha yaslanıp ona merakla gözlerimi diktim.Bana bakmamakta ısrarcı gibi duruyordu ve fazla suratsızdı.
" Kahvaltı yapmayacak mısın ? " Omuz silkip başını iki yana salladı ve sandalyeye oturup kahvesini masaya koydu.Gözlerini üzerinde dumanı tüten kupasına dikmişti.
" Aç değilim " diyerek mırıldandı.Sesi ilgisiz ve bomboş çıkıyordu.Tuttuğum nefesimi verip elimdeki bardağı tezgaha koydum ve ben de bir sandalye çekip oturdum.
" Zayn,böyle yapma ... " Uzanıp elini tuttum ve benden kaçırmakta ısrar ettiği bakışlarını nihayet yakaladım.Bana tereddütle bakan ela gözlerinde o bana son derece tanıdık olan kırgınlık hissini görebiliyordum.
" Katherine " dedi kaçmak istercesine.Tuttuğu nefesini verip gözlerini panikle etrafta gezdirirken arkasına yaslandı.
" Hayır,beni dinleyeceksin. "
" Konuşacak bir şey yok.Evlenmek istemiyorsun,bunu gayet iyi anladım. "
" Elbette,istiyorum.Sadece doğru bir zaman mı emin değilim " diyerek hızlıca konuştum.Kalbim endişeyle çarpıyordu ve gözlerim umutla büyümüş ona bakıyordum.Bana bir bakış attı.
" Neden ? Bunu sana düşündüren şey ne anlamıyorum.Bana güvenmiyorsun,öyle değil mi ? Seni yeniden hayal kırıklığına uğratacağımı düşünüyorsun. "
Ah ... keşke sadece bunları düşünüyor olsaydım.Kalbim o an oracıkta ona duyduğum sevgi karşısında eridi.Bana karşı hislerinden artık öyle çok emindim ki ... Biz tamamen birbirimize aittik,koşulsuz,saf bir sevgi tüm yaralarımızı sarmak için bizi bekliyordu.
Ela gözlerinde beliren suçluluk duygusu beni alt üst ederken yutkunamadım.Bir sene boyunca bu anı beklemiştim ; pişman olacağı günü,ama hayallerimin aksine berbat hissettirmişti.Gözlerimin yandığını hissedebiliyordum,kalbim öyle hızlı çarpıyordu ki bir anlığına duracak sandım.Görünmez parmaklar boğazımdaydı sanki.
" Senin için değiştim.Şikayetçi değilim,bu bana iyi geldi ve artık seninle temiz bir sayfa açmak istiyorum.Çok şey yaşadık ve mutlu olmayı hak ettik,Kath. " Uzanıp yanağına dokundum.Gözlerinde saf sevgiyi ve merhameti görebiliyordum.Öyle ki bana bakarken gözlerinde kayboluyor,geçmişi unutuyordum.
" Biliyorum ... Bunu en az senin kadar istiyorum. "
" Benimle mutlu olduğunu bilmem gerek " derken sesi korkuyla titredi.Eminim bunun farkında değildi,hatta gözlerindeki yaşların sebebinin kaybetme korkusu olduğunu bile bilmiyor olabilirdi.
" Seninle çok mutluyum,Zayn. "
" Tamam.Ben ... seni kaybetmek istemiyorum,Katherine. "
Tek kelime etmeden öylece gözlerine bakarken çok geçmeden kendimi yakınında buldum.Ellerini sıkıca belime sararak beni kendine yasladı ve alnına alnıma yerleştirdi.Dudaklarımız yavaşça birbirine sürttüğünde ölecek gibi hissediyordum.Gözlerim istemsizce kapanırken ellerimi yüzüne koyarak titrek bir nefes bıraktım.Dudakları yüzümün belli başlı noktalarına öpücük kondururken mırıldandı.
" Seni öyle çok seviyorum ki. "
Kelimeler ağzından dökülürken dünya durmuş gibiydi ; sadece ona ve benim için anlamı her şeyden büyük olan sözlerine odaklanmıştım.Hala titriyordum ; ama bu sefer korkudan değil,umuttan,sevgiden.Gözlerimi hafifçe kırpıştırarak ona bakarken ela gözlerinde beliren duygu karmaşasını kolayca yakaladım.Keşke o güzel zihninden geçenleri bilebilseydim.Bunu ne çok isterdim.
Gözleri bir kaç saniyeliğine yüzümde gezindi.Benimkiler ise hissettiğim keskin acı yüzünden yanıyorlardı ; gözyaşlarım yüzünden bulanık olan kusursuz yüzünde bakışlarım sabit kaldı.Genzimi yakan titrek bir nefes çekerken gözyaşlarımı tutmak benim için çok zordu.Hiçbir zaman karşısında ağlamayacağıma dair kendime söz vermiştim ama şimdi çok güçsüz hissediyordum.
Çok geçmeden kendimi dudaklarına doğru çekilirken buldum.Içimde onu delicesine öpmek isteyen sesi durduramıyordum.Elini başımın arkasına koyarak dudaklarımızı birbirine bastırdı.
Yumuşak öpücükleri ruhumun en ücra köşelerine dokunuyordu.Her öpüşünde kalbimde bir kıvılcım kendini gösteriyor,büyüyordu.
Öpücükleri gittikçe sert bir hal aldığında kasıklarımda artan hisle parmaklarımı saçlarına geçirerek bedenimi bedenine bastırdım.
Dili dilimle buluştuğunda genzinden kopan kısık inlemeyle kontrolümü bir kenara fırlattım.Titreyen parmaklarım gömleğinin düğmelerine kaydı ve hızlıca onları açmaya başladım.Bu hareketimle ellerini kazağımın içerisine daldırdı ve parmaklarıyla sırtımı okşadı.
Vücudumda dokunduğu her yerim yanarken titrek bir nefes alıp verdim.Gömlek teninden süzülürken geriye çekildim ve kazağımı çıkarmasına izin verdim.Yünlü kumaşı rastgele bir yere fırlatıp gözlerime baktı ardından vakit kaybetmeden beni kanepeye doğru yatırdı ve ağırlığını üzerime vermeden yerleşti.
" Zayn ... Ben -- " Bir eliyle çenemi tutarak gözlerime baktı ve dudaklarımızı buluşturmadan önce mırıldandı.
" Güven bana,her şey güzel olacak. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love is blind | zm
Fanfiction" Geçmiş çoğu zaman sürükler bizi.Derine,en derine çeker ; hapsolursunuz bazen.Geçmişimiz tıpkı bir bataklık gibidir.Bir kere battığımızda ona,kurtulmak için ne kadar çırpınırsak o kadar derine gömülürüz.Nasıl unuturuz bu geçmişi ? O bataklıktan sa...