2.2 - sapık jisung

4.7K 462 315
                                    

Minho ile rüya gibi geçen buluşmamızdan sonra eve dönmüş ve sırıtarak tavana bakıyordum. Mutluluktan midem kasılıyordu, sanki havalanıp uçacak gibiydim.

Hyunjin eve gelip direkt odama daldığında gülümseyerek ona baktım. "Seni o kadar uzun süredir böyle görmüyorum ki sanırım ağlayacağım" dedi ve yalandan sildi göz yaşlarını. "Ben de uzun süredir bu kadar mutlu hissetmemiştim." dediğimde Hyunjin'in yüzü düşse de belli etmemeye çalışmıştı. "Mutsuz olmam hiçbir şekilde senin suçun değildi biliyorsun değil mi?" dedim ellerini tutarak. "Ne senin ne de Lix'in suçu var yaşananlarda o yüzden sende artık kendini suçlama ve mutluluğuma ortak ol" diyip ona sarıldım ve o da bana karşılık verdi. Ardından Felix'i arayıp bu gece partilememiz gerektiğini söyleyeceğini ve benim tüm ayrıntıları anlatmak zorunda olduğum ile ilgili birkaç cümle sıraladıktan sonra çıktı. Ben de aptal aptal gülümsemeye devam ettim.

Felix geldiğinde dolaptan şarapları çıkardık ve ortamı keyifli bir hale getirdik. Minho ile olan tüm ayrıntıları anlattıktan sonra -öpüşmemiz dahil- Hyunjin birden gerilerek bize döndü. "Ben Seungmin'e güvenemiyorum" dedi. "Korkuyorum her an beni bırakıp gidecek gibi hissediyorum. İlk zamanlardaki rahatlığımdan eser yok ve sanırım o da bunun farkında. Bu beni bırakacak hissini güçlendiriyor. Sonuçta kimse benim güven problemlerimi düzeltmek zorunda değil."

"Seviyorsa ve bu problem ondan doğan bir problemse zorunda" dedi yamulta yamulta Felix. Aramızda en az o içmişti ama hemen mayışmıştı.

Hyunjin'in gözleri doldu. "Arayıp bunu ona da söyleyeceğim" dedi ve ben hemen koluna yapıştım. "Dur hayır sarhoşsun aptalca şeyler söyleyeceksin" diye uyardım. Ben harika Jisung. Ardından "Ben de Minho'ya güvenmiyorum. Sabah 1 saat geç kaldı diye kafamda kuramadığım senaryo kalmadı. Her an beni bırakacak yaptığı her şey oyun çıkacak diye korkuyorum ama zamanla geçeceğini düşünüyorum. Hepimiz çok şey atlattık. Bunların yaşanması doğal. Sıkma canını "diye ekledim.

Bana hak vermiş olacak ki sakinleşti ve telefonunu bir kenara bıraktı.

Gecenin ilerleyen saatlerinde cep telefonumun çalmasıyla irkildim. Hyunjin çoktan koltukta uyuyakalmış Felix ise 32 diş sırıtarak telefonda mesajlaşıyordu. Şöyle bir ilişki nasip olsun...

Telefondaki ismi hiç okumadan açtığımda karşıdan Minho'nun "alo" diyen uykulu sesini duydum. "Jisung şu an aşağıda olduğumu ve gece uyuyamadığım için yanımda uyumak istediğimi söylesem ne dersin" dedi
"Oha derim" dedim. "Hımm o zaman gitmem gerek sanırım. Güldüm." Kapıyı açıyorum hemen yukarı çık dedim.

İçeri geldiğinde koltuktaki Hyunjin'i ve benim kararmış göz altlarımı gördükten sonra "Sanırım sarhoşsun?" dedi soran bir edayla. "Ayık Jisung beni evine atmazdı. Sen sarhoş sapık Jisung olmalısın" dediğinde kocaman gülümsemiş ve sarhoşluğun da verdiği rahatlıkla dudağına minik bir öpücük kondurmuştum. "Sen gerçekten sapık Jisungsun" demişti o da ama halinden memnun görünüyordu.

Yatağıma yattığımızda kafasını göğsüme yerleştirmesine izin verdim. Onunla bulunmayı sevdiğim en güzel pozisyon buydu çünkü o göğsümde yavaşça nefes alırken ben de ciğerlerimi onun saçlarının kokusuyla doldurabiliyordum.

Saçlarını okşayarak bir süre öyle yattıktan sonra "Minho" dedim "sana söylemem gereken bir şey var." Yavaşça kafasını yüzüme doğru döndürdü ve merakla bana bakmaya başladı. "Hani... Biri vardı... Sana yazmıştı... Senden nefret ediyorum diye... Daha tanışmıyorduk.. O bendim. Ama yemin ederim kestim seninle konuşmayı. Zaten beni sevmiyordun, ben öyle düşünüyordum. Sonra işte söylemedim ben de. Gerek duymadım ama şu an aramızda hiç sır kalmasın istiyorum. Özür dilerim. "
Yüzüme hayal kırıklığı ile bakıyordu. "Bana benden nefret ettiğini söylemiştin. Birden, hiçbir sebep yokken. Sana seni anlattım ve sen de dinledin. Ve seni sevdiğimi hiç mi düşünmedin" dedi sona doğru yavaşça kısılan bir sesle.
"Bana isim vermedin ki. Benim olduğum her yerde Hyunjin de vardı. Ayrıca bana çöp gibi davranıyordun nasıl düşünebilirim?" dedim. Sesim onunkinin aksine güven doluydu. "Peki" dedi ve kafasını tekrar göğsüme koydu.

i hate you ¬¬ minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin