Hyunjin ile oturmuş dizi izlerken Felix'in aramasıyla gözümü televizyondan çekip telefonuma baktım.
"Efendim Felix"
"Jisung Minho Hyung beni aradı az önce. Sesi kötü geliyordu, bana neden Jisung'un kendine zarar verdiğini söylemediniz dedi ben de o öyle olsun istedi dedim"
Yüzüne kapatmıştım. Hemen Minho'yu aradım ama açmıyordu. Hyunjin telaşlandığımı görmüş ne olduğunu sormuştu ama şu an bunu ona açıklayacak vaktim yoktu. Felix'i ara o anlatsın" dedim ve Minho'ya gitmek için evden çıktım.
Evine doğru yaklaştığımda ışıkların yandığını gördüm. Adımlarımı daha da hızlandırırken Minho'ya durumu nasıl açıklayacağımı düşünüyordum.
Kapıya vardım ve zili çaldım. Açan kimse yoktu. Tekrar tekrar çaldım ancak içeride ışık yanmasına rağmen hiçbir ses gelmiyordu. Minho'ya mesaj attım.
Minho🖤
Minho kapıdayım lütfen aç
Bir süre sonra içeriden adım sesleri gelmiş ve kapı açılmıştı. Minho'nun ayakta duramayan bedeni karşımda dikiliyor üstündeki kırmızı renk kolumdaki kalbimi sızlatıyordu. Kapıda söylemeyi planladığım her şeyi unuturken yavaşça Minho'yu tuttum. Yüzünü bana döndürüp bacaklarını tutup yavaşça kaldırdım onu ve sırtını açıkta bıraktım. Kollarını boynuma sardı ve kafasını gömdü oraya. Sıcak göz yaşları boynumu ıslatırken neyin onu bu hale getirdiğini sormamak için kendimi tutuyordum.
Onu kucağımda odasına götürdüm ve yatağa oturttum. Hala ağlıyordu ama tek bir kelime bile çıkmıyordu ağzından. Üzerindeki okul gömleğini yavaşça çıkardım. Ne kadar yavaş olsam da canı acımıştı ve yüzünü buruşturmasına engel olamıyordu. Sırtında çok fazla yara vardı. Hemen bir kaba temiz su doldurdum ve bir bez bularak yanına gittim. Onu sırt üstü yatırarak yaralarını temiz su ile nazikçe silmeye başladım. O ise hala tek bir kelime bile söylemiyordu.
Yaralarını iyice temizledikten sonra bir sargı ile sardım ve etrafı topladım. Tekrar yanına döndüğümde yatakta oturur pozisyona geçmişti. Ben de tam karşısındaki sandalyeye oturdum.
"Teşekkür ederim" dedi yorgun sesiyle. Onu hiç bu halde görmediğim için çok kötü hissediyordum.
"Saçmalama" dedim elimden geldiğince hiçbir şey olmamış gibi tutmaya çalıştığım sesimle. "Anlatmak ister misin?"
"Bilmem. Sen olsan anlatır mıydın?" Evet kıyamet git gide yaklaşıyordu.
"Minho..." dedim derin bir nefes alarak. "Doğum gününde oldu... Uzun süredir kötü hissediyordum.. O gün... Bilmiyorum işte... Sonra anlatmadım çünkü geçip gitmişti. O gün Hyunjin ile Felix'in garip tavırları, bana ulaşamaman... Hepsi bundandı. Anlatmalıydım biliyorum. Söylemeliydim ama ne değişecekti? Üzülecektik sadece... Ve mutlu hissediyordum seninleyken. Bunu mahvetmek istemedim. "
"Anladım" dedi sessizce "Bana güvendiğini, birbirimizi sevdiğimizi düşünüyordum ama bana bunu anlatmak istemediğine göre belki de..."
"Seni çok seviyorum Minho. Ama eğer benden ayrılmak istiyorsan bunun için bahanelerin arkasına sığınmana gerek yok."
Bir süre sessizce oturduk. İkimizde birbirimize bakmıyorduk. Daha sonra Minho konuşmaya başladı.
"Babam gay olduğumu öğrenmiş. Sonra kavga ettik. Bana dedi ki çıktığın çocuğun kendine neler yaptığını biliyor musun? Bilmiyordum. Babam biliyordu, ben bilmiyordum. En azından buna hakkım yok muydu?"Yeniden ağlamaya başlamıştı
İkimiz de ağlıyorduk.
Yavaşça oturduğum yerden kalkıp yanına gittim. Çıplak koluna bir öpücük kondurdum. "Vardı. Vardı. Çok çok üzgünüm. Özür dilerim. Söylemeliydim ama-" sözüm hıçkırığımla kesildiğinde Minho bana dönmüş ve sarılmıştı. "Ağlama" dedi. "Seni çok seviyorum. Senden ne olursa olsun ayrılamam ama sen de ağlama"
Yavaşça kollarının arasından çıktım ve yüzüne baktım. Ellerim yüzündeki göz yaşlarını silmeye başladığında o da gözünü kapatmıştı. "Halimize bak. Acı içinde kıvranırken bile beni teselli ediyorsun. Bence seni hak etmiyorum" dedim gülümseyerek. Gözlerini açtı. "Sen iyi olduğun sürece ben de iyiyim" dedi. Sonra onu yavaşça yatağa yatırdım. Kafasını göğsüme koydum ve o sessizce ağlayarak uyuyakalana kadar saçlarını okşadım. Bu artık klasik bir iş haline gelmişti.
Saçlarına minik öpücükler kondururken mırıldandım "İyi olacağız Minho.."
Finale yaklaşıyoruz :")
![](https://img.wattpad.com/cover/243586772-288-k47831.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i hate you ¬¬ minsung
Fanfictionlikeachef: Lee Minho senden nefret ediyorum çünkü Asla senin gibi olamayacağım. 081020 - 251020