"Lexa hatırlamıyor." Clarke sessizce konuştu. Dedikleri ağzından çıkmamaya çalışıyordu resmen.
Madi sarılmayı bıraktı ve Clarke'a baktı. "Nasıl yani? Nasıl yaşıyor? Neden hatırlamıyor? Anlamıyorum!"
"Bir şekilde kurtulmuş. Ama Flame çıkınca hafızasını kaybetmiş. Yani, beyni şoktayken böyle bir terslik gelişmiş-"
"Sen gerçekten Lexa'sın." Madi tekrar Lexa'ya döndü. Hâlâ sindirememişti.
"Hatırlamadığım için üzgünüm."
Madi Lexa'ya tekrar sarıldı. Sarılmayı bırakıp oturdu ve sakinleştikten sonra bir anda oturduğu koltuktan kalktı. "Flame'i Lexa'ya geri takalım. Ne bekliyoruz?"
Kapıya adımladı. "Ben Gaia'yı çağırıp geliyorum."
"Hayır, Madi. Dur. Lexa istemiyor."
"...Ne?" Lexa'ya döndü. "Neden?"
"Tamam, üstüne gitme. Yeni sindirmeye çalışıyor." Lexa onu savunan Clarke'ı izlemeye başladı. Madi yaşadığı şok yüzünden düzgün düşünemiyor, Clarke'ı anlamaya çalışmıyordu.
**
Clarke yemek tepsisi ile odasına girdi. Koltukta elinde kitapla uyuya kalan Lexa'ya baktı. Yemek tepsisini sessizce kenara koydu ve tekli koltuğa oturdu.
Madi sessizce içeri girdi. Clarke kapıya baktı ve tek kaşını kaldırdı. "Ne oldu?"
"Ai teik off fleim." (Flame'i çıkarıyorum.)
"Chit? Nou!" (Ne? Hayır!)
"Disha ste Leksa's ait." (Bu Lexa'nın hakkı.)
"Nou nau. Osir don kom hod op a strik mou." (Daha değil. Biraz daha beklemeliyiz.)
"Ba-" (Ama-)
"Ne oluyor?" Lexa koltukta doğrulmuş, Clarke ve Madi'ye bakıyordu.
Madi cevap verecekti ki Clarke lafını kesti. "Hiçbir şey. Madi'de çıkıyordu."
Madi Clarke'a baktı. "Evet, gidiyordum." Sinirle konuştu ve odadan çıktı. Clarke balkonuna adımladı ve yarım duvarın önüne dikilip dışarı bakmaya başladı.
"Clarke-" Clarke Lexa'nın sesiyle ona döndü. Adını onun aksanıyla duymaya bayılıyordu. Ufak bir tebessüm etti.
"Bir şey sorabilir miyim?"
"Tabii. Ne istersen."
Lexa boğazını temizleyip balkondan aşağı kısaca baktıktan sonra konuştu. "Costia ne olacak?" Clarke'ın yüzü düştü. Sadece başka birini merak ediyordu. Costia'yı.
Hafifçe omuz silkerken içeri döndü. Çekmecesini açtı ve bordo deftere gözünün ucuyla bile bakmadan hızlıca yeşil defterini alıp çekmeceyi kapadı. Balkona dönüp yarım oduna oturdu ve duvara yaslandı. Defterine bir şeyler karalamaya başlarken Lexa yavaşça yanına gelip oturdu. Deftere baktıktan sonra kafası karışık bir şekilde sordu. "Bu nedir?"
"Defter." Clarke kısa bir cevap verdi.
"Yanlış bir şey mi söyledim?"
Clarke cevap vermedi. Ağlamamalıydı. Şimdi değil. Kendini sıktı.
"Clarke-"
"Başka birini önemsediğini görmek hoşuma gitmiyor. 1 yıl boyunca baş başa yaşadığın birini."
Flashback
Clarke balkonda kaşları çatık bir şekilde oturmuş, defterine bir şeyler karalıyordu. Lexa derin bir nefes aldı ve sevgilisinin yanına oturdu. "Clarke, biliyorsun kıskanacak bir şey yoktu."
"Kıskanmıyorum." Clarke soğuk sesiyle konuştu.
Lexa ufak bir tebessüm etti. "Hey." Çenesini tutup kendine çevirdi.
"O yalaka sana yürüyor ve tepki vermiyorsun!" Clarke kafasını çekti.
"Komutan olduğum için yapıyor." Lexa tebessüm etmeyi kesti. Bunun Clarke'ı daha da sinir ettiğinin farkındaydı.
"Ne fark eder? Bende Wanheda'yım. Ünvanımın gereklerini üstünde uygulayabilirim. Mesela.. Öldürmek?"
Lexa Clarke'ın baktığı defteri elinden alıp diğer tarafa koydu. Clarke ona kaşlarını çatarken cevap verdi. "Benim suçum ne?"
"O kaltağı öldüreceğim Lexa."
"Kaltak da ne?"
"Konuyu değiştirme. Sen komutan değil misin? Koy ağırlığını az mesafe sok araya?"
"Tamam Wanheda.." Clarke'a hızlı bir öpücük verdi. "Bende seni seviyorum."
Clarke kaşlarını çatmayı bıraktı. Birkaç saniye sessizlik dolu bakışmadan sonra dayanamayıp tebessüm etti. Bu beyaz bayraktı. Lexa tebessüm edip Clarke'ı tekrar öptü.
Flashback sonu
Clarke ayağa kalkınca Lexa'da peşinden ayaklandı. Bu sefer Lexa sessiz kalmıştı. "Üzgünüm. Senin için ne kadar zor olduğunu anlıyorum."
"Hayır! Hayır anlamıyorsun." Defterini kapattı ve Lexa'nın üstüne yürümeye başlamıştı. "Senin için bir yabancıyım ve bunu kabullenemiyorum! Tamam, sana zaman vermeye çalışıyorum.." iç çekti. "Ama sana her baktığımda sadece sevgilim olan Lexa'yı arıyorum. Gözlerinde eskisi gibi bana olan sevgini göremiyorum ve bu beni mahvediyor." Lexa duvar ile Clarke'ın arasında kalmıştı.
"Üzgünüm. Ama hayatımı sıfırlamak benim için de kolay değil."
"Biliyorum. Biliyorum.. Neyse." Kaçırdığı gözlerini tekrar ona döndürdü. O kadar özlemişti ki.. Ona sarılmayı, onu öpmeyi, onunla uyumayı, onunla uyanmayı. Şimdi Lexa sadece bir yabancıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Without you | Clexa
FanfictionHer şeyden habersiz Murphy'nin kafası karışmıştı. Clarke burada ne arıyordu ve başında ağladığı kişi kimdi? Titus ona bakınca kaşlarını çattı. Bu adam ona uzun süre işkence etmişti ve şimdi de dostu Clarke'ın değer verdiği birini öldürmüştü. Titus y...