Clarke istemsiz olarak baktığı dudaklarından gözlerini çekti. Lexa bunun farkındaydı. Clarke'ın elini tuttu. "Bak, hatırlamıyorum evet ama buradayım. Tamam mı?"
Clarke elini tutan Lexa'nın eline, ardından Lexa'ya baktı. Kalbi, karşısındaki meleği öpmesini söylüyordu. Bir daha asla öpebileceğini sanmadığı dudakları. Kalbi bunu söylerken beyni ise Lexa'nın bunu istemeyeceğini düşünüyordu. Clarke birkaç adım daha yaklaştı. "Gerçekten burda mısın?"
Lexa'nın yüzüne çarpan sıcak nefesle tütleri diken diken olurken karşısındaki mavi gözlere baktı. Gerçekten burda mıydı? Yoksa teselli etmek için mi söylemişti? "Bilmiyorum."
Clarke kafasını eğdi. Balkondan çıkıp içeri girdi. Lexa ise yaslandığı duvardan uzaklaştı ve derin bir nefes verdi. Kalbine elini koydu. Neden bu kadar hızlı atıyordu? İçine sığmayan ilginç hislerle içeri döndü. Koltukta yüzünü elleriyle kapatmış Clarke'ı gördü. Ağlıyor muydu? Lexa kendine kızdı. Clarke o ölüyken (!) bu kadar yaralı değildi belki de. Varlığıyla ona zarar mı veriyordu? Sessizce yatağın üstündeki örtüyü aldı ve kapıya doğru adımladı.
"Lütfen, beni tekrar yalnız bırakma."
Bu cümle Lexa'nın canını yakmıştı. Evet, belki onu hatırlamıyordu ama onu kendine çeken bir şeyler vardı. Costia'nın dediğine göre sadece Clarke üzgün olduğu için vicdan yapıyordu ama Lexa böyle düşünmüyordu. Örtüyü bıraktı ve Clarke'ın yanına oturup onu omzuna yatırdı. Clarke ağlarken Lexa sadece sessizce onun sırtını sıvazladı.
**
Madi sinirle Clarke'ın odasını terk edeli yaklaşık 2 saat olmuştu. Sadece Lexa'yı özlüyordu ve saçmalamıştı. Clarke'ı daha da üzmüştü ve pişmandı. Sürekli peşinde dolanan bekçileri yanından uzaklaştırdı ve Clarke'ın odasının olduğu kata ulaştı. Derin bir nefes aldı ve kapıyı hafifçe tıklatıp araladı. Gördüğü manzara ile yüzünde buruk bir tebessüm oluşurken yavaşça içeri girdi. Lexa uyanıktı ve düşünceliydi. Madi'yi görünce ufak bir tebessüm etti. Madi hatırladığı anıyla yüzünü buruşturdu ve kendi kendine güldü.
"Ne oldu?" Lexa merakla sordu.
"Hiç.. aklıma bir şey geldi." Madi boş kalan yere otururken cevap verdi.
"Ne?"
"Mm... Sizi basmıştım bir keresinde.. Pek hoş değildi yani Clarke se-"
"Tamam. Gerisini söylemene gerek yok." Lexa gözlerini başka bir tarafa dikip Madi'den gözlerini kaçırırken Madi kıkırdadı. "Neyse, Clarke iyi mi?"
"Benim yüzümden, biraz morali bozuk."
"Noldu?"
Lexa omzunda uyuyan Clarke'a baktı. "Boşver. Sende işler nasıl?" Madi'ye tekrar döndü.
"Senden tavsiye almak güzel olurdu."
Lexa tebessüm etti. "Tecrübelerim senin kafanda sanıyordum."
"Ama sen değilsin."
"Peki.. Sorun ne?"
"Elçiler senden sonra beni pek ciddiye almıyor. Onlara güçlü olduğumu nasıl gösteririm? İlk infazımı yaptığımda hallolur sanmıştım ama olmadı."
"Gücünü göstermenin tek yolu öldürmek mi?"
"Evet. Komutanlar böyle diyor."
"Tamam.. Hatırlamıyorum evet ama ben pek kurallara uymayı sevmem. Komutanların her dediğini yapıyor muydum?"
Madi tebessüm eden Lexa'ya tebessüm etti. "Hayır. Genelde dinlemezdin."
"O zaman, sende içinden geleni yap. Flame'den geleni değil. Heda sensin sonuçta değil mi?"
"Evet. Teşekkür ederim Lexa."
"Ne demek."
Clarke hareketlenmeye başlayınca ikili sessizliğe büründü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Without you | Clexa
Fiksi PenggemarHer şeyden habersiz Murphy'nin kafası karışmıştı. Clarke burada ne arıyordu ve başında ağladığı kişi kimdi? Titus ona bakınca kaşlarını çattı. Bu adam ona uzun süre işkence etmişti ve şimdi de dostu Clarke'ın değer verdiği birini öldürmüştü. Titus y...