LIPS HIPS

6.3K 470 300
                                    

- Düşündüğümden daha beceriksizmişsin 

Jungkook duyduğu sesle arkasını döndü ve kendisi fark etmeden dibine kadar giren Taehyung ile göz göze geldi. Burunları birbirine değecek kadar yakındı, anında geri çekildi. Ancak lavabonun mermer tezgahı ve Taehyung'un arasında kaldığı için çok da geriye gidememişti. Hala daha çok yakınlardı, Taehyung'un nefes alış verişini rahatlıkla hissediyordu.

- Delinin derdine bak, dedi zorla gülümsemeye çalışarak " Popüleritenizi kaybettiğin için bize sarıyorsun, çocuk musun sen? "

Taehyung alayla sırıttı, Jungkook yumruğunu onun suratına geçirmemek için kendini zor tutuyordu. İlk adımı atması için Taehyung'un onu kışkırttığını biliyordu, anlaması zor olmamıştı. Ve ona istediğini vermek niyetinde de değildi.

- Sizinle uğraştığım falan yok, dedi Taehyung yüzünü Jungkook'un dibine kadar sokarken " Seninle uğraşıyorum ben, ikizin umrumda değil. "

Boynuna değmek üzere olan dudaklarla irkildi Jungkook, başını çevirmek istese dudaklar boynuna değecekti, geri de çekilemiyordu. Olduğu yerde bir heykel gibi hareketsizce kalmak zorunda kaldı. Fısıltılar beyaz teni yalayıp geçerken karnının hemen altında, kasıklarının biraz üstünde değişik, hoş olmayan bir his oluştu. Daha fazla dayanamayarak Taehyung'u göğsünden ittirdi, oğlan geri tökezledi ve düşecek gibi oldu. Jungkook az önce ittiği çocuğu düşmemesi için tutmak için ileri atıldı ve ellerini onun ince beline doladı.

Televizyon dizisi çekiyorlarmışcasına bir pozisyondu bu, esmer olan ellerini beyaz olanın omuzlarına, beyaz olan ise esmerin beline atmıştı ellerini. İkisinin şokla kalkan kaşları saniyeler sonra sinirle çatıldı, esmer olan bu sahneyi bozan ilk kişiydi. Ellerini Jungkook'un ensesinden hışımla ayırdı ve avcısından kaçan bir kurbanmış gibi geri kaçtı. Jungkook'un elleri boş kalmıştı, kendine gelerek geri çekildi o da.

- Beni rahat bırak, işim var

Esmer olan, oğlanın bu söylediği üzerine tekrar o alay dolu sırıtmasını yüzüne yerleştirdi. Jungkook ile uğraşmak için işini gücünü bırakarak buraya kadar gelmişti, eli boş, eğlenmeden dönemezdi.

Az önceki tansiyon yükselmesinden dolayı Jungkook hala daha biraz şaşkındı. Esmer olan aynı bir tilki gibi kurnazdı, bu afallamadan yararlanmak istedi. Ürkütmeden yaklaştı ceylanına, adımları fark edilemeyecek kadar sessizdi. Jungkook tereddütle ona baktığında masum masum sırıttı. Uzun parmaklı, kemikli ellerini oğlanın omuzlarına doğru yaklaştırdı, ardından da gerdanına doğru tırmandı.

Kaymış, kırışmış ve asimetrik duran fuları parmakları arasına aldı Taehyung. Bir meleği yoldan çıkarmak, kandırmak isteyen bir şeytanı andırıyordu her hareketi. Kışkırtıcı, güzel, dikkat çekici ve karşı konulamaz.

Fuların başını nazik ancak bir o kadar da sert bir şekilde beyaz saten gömleğin yaka kısmından içeri yolladı, soğuk parmakları sıcak tenle buluştuğunda iki oğlan da titredi.

Jungkook sesini çıkaramıyordu, içindeki karşı çıkma isteğini kasıklarında ve midesinde hissettiği o şey bastırıyordu. Kararmış gözleriyle izledi esmerin yüzünü, her ince ayrıntısını aklına kazıdı. Düşmanı çok güzeldi, alışılmışın dışında güzel. Esmerin var oluşuna, bu kadar farklı olmayı nasıl başardığına şaşıyordu. Dünyanın geri kalanıyla tek bir benzerliği bile yoktu sanki.

Esmer olan sıcak tenden çektiği parmaklarını fuların ucuna kadar indirdi, kırışmış saten kumaş parçasını okşayarak düzeltti. Kehribar rengi parlak gözlerini Jungkook'un kapkara olmuş irislerine çıkardı, gözlerini onunkilerden ayırmadan elini cebine attı ve çıkardığı çıtçıtı fuları yerine kenetlemek için kullandı. İşi bittiğinde burnunu oğlanın vanilya kokan tenine sürtmekten çekinmeden bir adım öne çıktı ve nefesini boynuna doğru verdi.

TWINS   ( taekookvgguk )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin