az önce göz atarken yazım yanlışlarına baktım ama gözümden kaçanlar varsa söyleyiverin
iyi okumalar ❤️❤️❤️
-
Victory, Taehyung'u bulduğunda, oğlan mutfaktaki adanın etrafında oturmuş ellerini de masanın üstünde birleştirmişti. Hesap soruyormuş gibi bakıyordu ona, Victory kendini gerilmekten alıkoyamadı.
" Bir şey mi oldu? " diye sordu, sorunun cevabını biliyor gibiydi ama tahmin ettiği şey olmamasını diliyordu. Yaptığı yanlışın farkına biraz geç varmıştı.
" Soruyor musun gerçekten? " dedi Taehyung buz gibi bakışlarla.
Victory, onun yanlarından ayrılırken büründüğü tatlı ifadenin yalan olduğunu anladı. Şimdi Taehyung karşısında hiç şansı yoktu, o azarı işitecek ve tribi de yiyecekti.
" Jeongguk'u bizim yerimize götürdün? "
Victory gözlerini kaçırdı, olduğu yerde dikiliyordu.
" Üzgünüm " dedi ellerini iki yanına bastırıp, " Amacım o değildi ama... "
" Ama Jeongguk'la kırıştırmak istedin? Ve kendine engel olamadın? O kadar güzel mi Jeongguk'un vücudu? Bir ara ben de deneyeyim mi? "
Victory hızla kafasını kaldırıp ona baktı. Taehyung sadece gerçek anlamda kırıldığı ve kızdığı zaman yaptığı şeyi yapıyordu şimdi. Bıçak kadar keskin olan lafları, cam gibi kesiyordu Victory'yi. Ama Victory kanamayı kabul ediyordu, Taehyung'un üzülmemesi için her yerinden yaralanmayı göze almıştı. Ve şu an bu lafları hak ediyordu, gizli yerlerine birini sokmuştu, orada olmaması gereken birini.
" Öyle değil " dedi Victory anında, ama kendisi bile inanmamıştı buna. Taehyung'un inanmasını da beklemedi, ve Taehyung kesinlikle inanmamıştı.
" Ondan etkilenmiyorsun değil mi? " diye sordu Taehyung, bakışlarındaki soğukluk azalmış gibiydi ama yerli yerindeydi.
" Kesinlikle hayır " dedi Victory, bir an bile düşünmemişti. Düşünmek onu zararlı çıkarırdı.
" Ne güzel " dedi Taehyung, ve birden kıkırdadı. Onun keyfini yerine getirenin ne olduğunu anlayabilmek için başını kaldırdı Victory. Ve Taehyung'un gözlerine baktığında gördü, onun parlak gözlerinin derinliklerindeki donukluğu, bastırmaya çalıştığı heyecanı ve yarı başarılı oluşunu. Ama Victory'den kaçmazdı. O senelerdir, doğduğu günden beri, Taehyung'u izliyordu. Her an, saniyesi saniyesine.
" Jungkook benden hoşlanıyor " dedi Taehyung. Derinliklerdeki heyecan arttı, onu susturmaya çalışan baskı da öyle. İkisi de eş zamanlıydı, ikisi de aynı güce sahipti, ama sonunda biri güçten düşecek ve diğeri galip çıkacaktı. Farkı ikiye katlayan şey istikrar ve direnç olacaktı.
Aşk ve gururun savaşında beyaz bayrak kaldırılmaz, ateşkes yapılmazdı. Bu savaşta biri kazanacaktı. Ya aşk ya da gurur. Ve hangisini kaybederseniz kaybedin canınız acırdı. Taehyung'un kalbi aşkın için yaşa! diye haykırırken aklı gururun her şeyden ve herkesten önemli diye bağırıyordu.
Hangisine şaşırması gerektiğini bilemedi Victory, ikizinin gözlerindeki savaşa mı yoksa Jungkook'un ona olan hislerine mi? Elbette, önünde sonunda Jungkook'un Taehyung'un ağına düşeceğini biliyordu. Ama bu çok erken olmuştu, düşündüğünden çok ama çok erken.
" Sana itiraf mı etti? " dedi adanın etrafındaki taburelerden birini çekip tam Taehyung'un karşısına otururken. " Ne ara yaptı bunu? "
" Az önce " dedi Taehyung, " Lavaboda "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TWINS ( taekookvgguk )
FanfictionSeul Lisesinin ünlü ikizleri Taehyung ve Victory herkesin gözdesiydiler, ta ki Jeongguk ve Jungkook gelene dek. [ KimTaehyung & JeonJungkook ] [ KimVictory & JeonJeongguk ] grumpy and sunshine [vkook] crazy wild and chill quiet [taekook] enemies to...