ᴛʜᴇ ᴇɴᴅ

10.3K 844 773
                                    

Eveet.. sonunda finale geldik.. Zaman ne çabuk geçiyor daha dün uwu uwu 10 yaşında lixie yazıyordum 🥺🥺 Sade ve uwu bir final yapmak istedim~
Güzel okumalar!<3

Chan yavaşça gözlerini araladı. Yanında uyuyan miniğine baktı. Bugün 18. yaş günüydü. Asıl doğum günü bugün olacağından çok heyecanlıydı. 3 ayda bir yaş atladığından doğru düzgün doğum günü kutlamamışlardı, bu sebeple akşam Felix'in istediği temada bir parti düzenlenecekti. Her şey hazırdı zaten. Felix kıyafetlerini bile seçmişti.

Bugün cidden güzel bir gün olacaktı.
Yavaşça yerinden doğruldu Chan. Miniği dün bütün gün doğum günü partisi için uğraşmıştı ve bu yüzden yorgun düşmüştü. Gerçi onu oradan oraya koşturan Jisung yüzünden de olabilirdi.
Aklına gelen komik görüntülerle gülümsedi Chan. Miniğinin üstüne eğilip çillerine ufak öpücükler bırakmaya başladı.

Miniğinin uykusunun ağır olmasından yararlanıyordu. Öpücükleri yavaşça dudağına indi ve miniğinin dudağına ufak ufak art arda öpücükler kondurmaya başladı Chan. Yeterince öpücük depoladığında yerinden kalktı. İlk olarak güzel bir kahvaltı hazırlamalıydı.

🧸

Elinden geldiğinin en iyisini yaparak harika bir kahvaltı çıkardı. Çayın olmasını beklerken börekleride soğumamaları için tekrar fırına atmıştı. Uzunca sofraya bakarak kendi ile gurur duyduğunu belirten sesler çıkardı. Odasına gidip Felix'i uyandırmamaya özen gösterek üstüne daha şık bir şeyler giydikten sonra mutfağa ilerdedi Chan.

Buz dolabının kıytı köşesine sakladığı pastayı dikkatle çıkartıp kutusunu açtı. Akşam oldukça yemek olacağından minik bir pasta almıştı. Minik olmasına rağmen Felix'e özel yapılmış ve üstüne Felix'in küçüklüğünün figürü vardı. Yenilebilir şekerden yapılmıştı ama Chan Felix'in bunu yemeyip saklayacağına adı gibi emindi. Pastayı minik bir altlığa koyup yanına da çatal koydu, daha sonra üzerine tatlı bir mum dikerek derin bir nefes bıraktı. Her şey güzel ilerliyordu.

Bugünün en iyisi olmasını istiyordu çünkü bugün tek Felix'in doğum gününü kutlamakla bitmeyecekti.. Yine kıytı köşede sakladığı siyah dikensiz minik gülünü de eline alıp odasına ilerlemeye başladı. Felix Chan'ın odasında uyuyor anlamadıysanız eğer. Odanın kapısını özenle açıp pastayı gül ile beraber yatağın kenarındaki sehpaya bıraktı. Felix'in dikkati hemen oraya gitmez diye düşünmüştü.

Hala melek gibi uyuyan miniğini bir süre izleyip birazı açılmış tişörtünden içine soktu kafasını. Miniğinin karnına minik öpücükler bırakırken arada da göbek deliğine üflüyordu. Felix huylanıp hareketlendiğinde kıkırdayıp devam etti Chan. En sonunda Felix gülmemek için kendini sıkıp mırıldandı.
"Chanie.. gıdıklanıyorum."

Chan bir öpücük daha kondurup kafasını tişörtten çıkardı ve miniğinin yüzüne yaklaştırdı yüzünü.
"Uyan o zaman doğum günü bebeği."
Miniğinin gözünü kapatan saçları çekip konuşmaya devam etti.
"Sevgilin senin için güzel şeyler hazırladı."

Felix gülümseyip zaten dibinde olan sevgilisine minik bir öpücük hediye etmiş ve konuşmuştu.
"Teşekkür ederim Chanie, bugün harika bir gün olacak! Sonunda reşit oluyorum~"
Mutlulukla konuşup kıkırdadı Felix.

Chan ise miniğinin bu tatlılığına dayanamayıp burnunu sıkmış ve yanaklarına sulu bir öpücük verip konuşmuştu.
"Ama hala minik bir bebek gibisin, benim minik bebeğim." Felix kıkırdadığında Chan'da Felix'i çekip dikleşmesini sağlamıştı.

"Kapa gözlerini Lixie." Felix uykulu gözlerini ovalayıp kapattığında Chan hızla ayaklandı.
"Çok meraklandırma açarım gözlerimi dayanamam ben!" Chan miniğinin mızmızlanmalarına kıkırdayıp telefonunu tam ikisininde göründüğü bir yere ayarlayıp videoyu başlattı.
Bu anı sonsuza kadar hatırlamak için kaydetmeliyim diye düşünmüştü. Ayrıca tek kaydeteceği bu olmayacaktı. Bugün bol bol kayıt yapacaktı.

Kenardaki pastayı Felix'e çaktırmamak için ses çıkarmadan aldı ve mumunu yaktı. Diğer eli ile kenardaki gülü de alıp miniğinin kulağına taktı.
"Chanie bu nedir gıdıklanıyorum." Miniğinin tatlı tatlı konuşması ile dudaklarına uzun ama nazik bir öpücük bıraktı Chan. Daha pastayı iki eli ile tutup miniğinin tam karşısına oturdu.
"Açabilirsin."

Felix gözlerini yavaşça araladığında gördüğü tatlı renklerle ve kendisinin minik bir figürü ile heyecanla bağırdı.
"Yaaa!! Chanie bu çok tatlı çok güzel çok minnoş, bayıldım!~" Chan miniğinin heyecanla konuşmasına gülümseyip cevap verdi.

"İyi ki doğdun Lixie, seni her şeyden çok sevdiğimi bilmeni istiyorum. Sen benim her şeyimsin. Seni aldığım zamandan bu yana.." Pastayı bir eline alıp diğer elini miniğinin yanağına koyup okşamaya başladı Chan.
"Benim dünyam oldun. Senin için hep en iyisini istedim bu yüzden de en iyisini yapmaya çalışıyorum." Miniğinin dudaklarına tekrar bir öpücük bırakmıştı.

Felix ise ağlamamak için zor duruyordu. Dolu gözleri ile Chan'ın yanağındaki elinin üstüne koydu elini.
"İyi ki varsın Chanie~" Chan miniğinin ağlayacağını farketmiş ve kaşlarını çatmıştı.
"Ağlamak yok! Hemen pastandan bir çatal alıp tadına bakıyorsun ve ben de hediyemi veriyorum." Chan pastayı Felix'e uzatıp kenarda duran çatalı aldı.

"Daha hediye de mi var!? Chanie~ Sen dünyanın en iyisisin!" Chan kıkırdayıp çatalı pastaya batırmış ve bir parça alıp miniğine uzatmıştı. Felix hızla pastayı yiyip konuştu.
"Bu cidden harika Chanie! Hep böyle bir şey almalıyız~! Sen de dene!" Felix gülümseyerek konuştuğunda Chan miniği ile dudaklarını birleştirdi.

Bu sefer çekilmedi. En yavaş ve en nazik şekilde öpüşmeye başladılar. Ağzına gelen çilek tadı Chan'ın cidden hoşuna gitmişti.
Arada miniğinin dilini kendi dili ile buluşturuyor ve çilek tadını daha iyi almaya çalışıyordu. Sonunda Felix'in nefessiz kalması ile ayrıldılar. Felix çoktan kıpkırmızı olmuştu.

Chan miniğinin bu haline gülümseyip şişmiş dudaklara bir öpücük daha bıraktı. Ardından pastayı kenara koyup boğazını temizledi.
"Tekrar gözlerini kapatmak ister misin Lixie?" Felix kafasını sallayıp hızla gözlerini kapattığında Chan da yerinden kalkmış ve dolabına ilerlemişti.

Dolabın içindeki minik siyah kutuyu alıp bebeğinin yanına geri oturdu.
"Elini uzatabilir misin miniğim?" Felix yavaşça minik ellerini Chan'a uzattığında Chan minik elleri nazikçe kabul etmiş ve iki üç öpücük bırakmıştı. Ardından siyah kapağı açıp içinde ki yüzüklerden minik olanı çıkarttı. Her şey minikti, aynı miniği gibi. "Gözlerini aç Lixie." Felix hızla gözlerini açtığında Chan yüzüğü çoktan takmaya başlamıştı.

Felix ne yapacağını bilemezken donmuş şekilde yüzüğe bakıyordu.
"Parmakların o kadar minikki boyutu yanlış olacak diye korktum." Chan gülümseyerek konuşmuş ve miniğinin yanaklarına bir öpücük daha bırakmıştı.
"Sende bana takmak istemez misin?"
Felix bir süre girdiği transtan çıkıp titreyen elleri ile siyah kutudaki diğer yüzüğü aldı. Sevgilisinin parmağına yavaşça yüzüğü taktı. Ne diyeceğini bilemiyordu o kadar heyecanlıydı ki.

"Belki de o gün.. yakın zamanda evleneceğim dediğimde şaka yapmıyordum." Chan'ın miniği ile dudaklarını birleştirmeden önce son dediği buydu.

Son..
Yapabildiğim ve bu fice uyan en güzel sonu yaptım sizler için.
Umarım beğenmişsinizdir, umarım kitabım sizler için güzel bir kitap olarak yer edinmiştir.

Umarım isteklerinizi karşılayabilmiş ve güzel bir fic çıkarmışımdır.
Her şey için sizlere çok teşekkürler.
Bu ficinde sonuna gelmiş bulunmaktayız. Başka ficler de görüşmek üzere, Sizleri çokça seviyorum. 💝🥺

𝐜𝐚𝐭 𝐛𝐨𝐢' 𝐜𝐡𝐚𝐧𝐥𝐢𝐱Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin