Üç ay sonra, Jisung ve Felix 15 yaşında iken
pov felix ::
Okul zilinin çalması ile hızla çantamı toplamaya başladım. Jisung'da aynı şekilde çantasını toplamaya başlamıştı. Olabildiğince hızlı olmaya çalışıyorduk çünkü bu akşam Jisung'larda kalacaktım ve ikimizde çok heyecanlıydık. O günden sonra bileklikleri hiç çıkarmamış ve hep arkadaş olmuştuk. Minho hyung Jisung'u benim okuluma yazdırınca da iyice yakınlaşmıştık. Çantasını benden önce hazırlayan Jisung yanıma geldi.
"Hadi Lixie! Hızlı ol!" Jisung'un homurdanmalarına kıkırdayıp çantamı sırtıma taktım ve kenardaki hırkamı koluma alıp konuştum.
"Gidebiliriz~" Jisung hızla elimi tutup beni sürüklerken bende peşinden geliyordum. Minho hyung arabasının önüne yaslanmış bizi beklerken Jisung elimi bıraktı ve koşarak Minho hyunga sarıldı.Ben de arkadan yavaşça geldiğimde Minho hyung saçlarımı karıştırmış ve arabaya binmemiz için arka kapıyı açmıştı. Jisung ile hızla arabaya bindiğimizde Minho hyung kapımızı kapatıp öne geçmişti.
"Ne yemek istersiniz?" Okulda her şeyi planladığımızdan Jisung hiç beklemeden cevap verdi.
"Burgerking'e gidip paket yaptırır ve evde oyun oynarken yeriz diye düşündük."Minho hyung kafasını sallayıp arabayı çalıştırdığında konuşmaya devam etti.
"Ödeviniz yok mu?" Jisung göz devirip cevap verdi.
"Yarın cumartesi Minho." Jisung'un atarlı konuşmalarını asla yapamıyordum. Minho hyungun sinirle dudağını dişlediğini ön aynadan görmüştüm ve bu beni germişti. Açıkçası ben Channie'me asla böyle davranamazdım.Kolumla Jisung'u dürtüklediğimde homurdanmıştı. Kısa sürede neyden bahsettiğime kafası bastığında öne doğru eğilip Minho hyungun yanağına öpücük kondurdu.
"Özür dilerim Minmin~" Minho hyung anında gülümserken bende gülümsemiştim.🧸
Sonunda Jisung'ların evine geldiğimizde hızla hamburger paketini alıp Jisung'un odasına geçtik. Jisung bilgisayarını açarken bende paketin içindekileri çıkartıyordum. Her şey hazır olduğunda oyun oynamaya başladık. Bir yandan oynuyor ve bir yandan atıştırıyorduk.
"Felix dikkatli ol!" Jisung'un demesine kalmadan ölmüştüm. Yalancıktan bir sinirle bağırıp hamburgerime gömüldüğümde çok geçmeden Jisung'ta yanmıştı."Hepsi senin yüzünden!" O homurdanırken bende gülüyordum. Yalancıktan sinir numarasına daha fazla dayanamayarak o da gülmeye başladığında bilgisayarı kenara koyup yiyecekleri ezmemeye dikkat ederek yatağa yatmıştık.
"Lixie?" Ona efendim anlamında mırıldanmalar çıkardığımda konuşmaya başladı.
"Hiç öpüştün mü?" Dediği soru ile kaşlarımı kaldırdım.Hayır hiç öpüşmemiştim.
"Hayır Sungie, öpüşmek ayıp bir şey değil mi?" Jisung bilmem anlamında omuz silkip konuştu.
"Minho ile öpüştük." Gözlerim kocaman olmuş bir şekilde Jisung'a döndüğümde utanıp gözlerini kapamıştı.
"Bakma öyle bana sen Chan hyungla öpüşmedin mi yani?" Kafamı hayır anlamında salladım. Chanie ile neden öpüşeyim ki?"O benim sahibim Sungie onunla neden öpüşeyim ki?" Jisung bana dönerek cevap verdi.
"Chan hyunga karşı hiçbir şey hissetmiyor musun? Ben büyüyünce Minho ile sevgili olmayı planlıyorum. Chan hyungda çok yakışıklı ve nazik, eminim ondan etkileniyorsundur~" Jisung'un dediği ile dudak büzdüm. Hiç böyle şeyler bilmiyordum ve düşünmemiştim.
Chanie'ye karşı bir şeyler hissediyor olabilir miydim? Jisung yine ayıp şeylerle aklımı karıştırıyorsun!Selam selam! Artık yavaştan başlayalım dedim ehe..
Umarım beğenirsiniz, sizleri seviyorum oy atmayı unutmayın lütfen! 💕💘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐜𝐚𝐭 𝐛𝐨𝐢' 𝐜𝐡𝐚𝐧𝐥𝐢𝐱
Novela Juvenilchan istediği kedi çocuk yerine başka bir kedi çocuğu almak zorunda kalır.