Gözlerim ışıklarla yeni alışıyorken gördüğüm yepyeni şeyler beni hayretler içine düşürüyor ve ürkütüyordu. Kapüşonlumun içine sinerek etrafımı dikizliyordum. Etrafta daha çok inleyen ve süreklnuşan insanlar vardı. Sokaklar bakımsız ve kirli evler ise bizimkilerin aksine eskiye benzer; iki ya da bir katlı yapılardı. Ayrıca bir türlü nefesimi düzene sokamıyordum. Sanki karbondioksit çekiyormuşum gibi ciğerlerim yanıyor ve isyan ediyordu. Sıkıntıyla Jasper'a dönmüştüm.
"Nefes alamıyorum."
"Bizim sitedeki havalandırma sistemi burada yok. Bu normal koşullardaki hava. Merak etme bir süre sonra alışacaksın. " Beni önü kalabalık bir yere getirmişti. Önünde renkli florasan lambalarla aydınlatılmış yazılar, bağırıp çağıran yüksek topuklu kadınlar ve iri yarı insanlar vardı. 3. site sanki bambaşka bir dünyaydı. Sanki terkedilmiş ve dışlanmış insanları burada hapsetmişlerdi. Ve bizim burada olup bitenlerden haberimiz bile yoktu. O kadar ki soluduğumuz havalar bile kalite farkı taşıyordu. Bu acımasızlığa içim acırken içeri girmiştik. Yüksek müzik kulaklarımı delip geçmişti sanki. Bir sürü insan sanki önemli bir şey varmış gibi burada toplanmış gibiydi ama aksine hepsi dans ediyordu. Bense bu işkencenin bir an önce bitmesi için Henry'nin bana varlığından bahsettiği Tanrı'ya dua ediyordum. Bir Tanrı'ya inandığımı hiçkimseye söylememiştim. Çünkü kimse benimle aynı düşünmezdi ve ayrıca bu inanç meselesinin kesinlikle özel bir şey olduğuna inanıyordum. Öyle ortalıkta söylenecek bir şarkı ya da şiir değildi. Jasper sonunda beni sesin az olduğu bir odaya sokmuştu. Derin bir nefes alıp rahatlamaya çalıştım. Sonunda onunla rahat rahat konuşabileceğimiz bir yere gelebilmiştik.
Odanın duvarlarında asılı olan siyah mürekkeple çizilmiş; sembollere, hayvan motiflerine ve yazılara bakıyordum. Burası bana bahsettiği dövmeci olmalıydı. İçeri kolları dövme dolu bir adam girdi ve Jasper'la selamlaştı. Tanışıyor olmalılardı. Adam yanıma bir tabure çekip oturdu. Bana ;
"Nasıl bir şey istiyoruz?" deyip sırıtmıştı. Tüm iticiliğine rağmen ona koluma sarılı bir ok çizmesini istediğimi söyleyebilmiştim. Jasper da yanıma oturmuştu. Odayı biz konuşana kadar dışarıdan gelen müzik sesleri ve sırıtan adamın makinesinin sesi doldurmuştu.
Jasper; "Korkuyor musun?" demişti çocuksu bir ses tonuyla. Bense benden çıktığına inanmadığım bir ses tonuyla;
"Hayır." diyebilmiştim."Aslında dövme yaptırmak için burada değiliz, değil mi?" demiştim. Yüzünden bir belirsizlik dalgası geçtikten sonra;
"Sana bir dövme yaptırmamız gerekiyordu. Aynı zamanda bulaşacağımız adamlar gelene kadar fazla göze batmayacak bir yerde durmamız gerekiyordu. Son model tekerlekli sandalyeli güzel ve temiz yüzlü bir kız buralarda çok fazla dikkat çekecek bir şey." deyip gülümsedi ve yeniden saatine baktı. Geldiğimizden beri beş dakikada bir saatine bakıyordu. O an kocaman bir hüzün tüm kalbimi esir almıştı ve gözyaşları gözlerime hücum ediyordu.Beni yanında tutmasının sebebi beni önemsediği için ya da bu işin bir parçası olduğumu düşündüğü için değildi. Gerçekten akıllı olduğumu biliyordu ve işine yarayabileceğimi de. Ve benim ne olursa olsun ne yaparsa yapsın onu kimseye söylemeyeceğimi de adı gibi biliyordu. Belki de o an dövmeyi yaptırmaktan vazgeçmeliydim. Ama dövmecinin mürekkepli iğnesi tenime değdiğinde o an kalbimde sancılanan acının hafiflediğini ve daha sakin ve tutarlı bir hayal kırıklığına ve öfkeye dönüştüğünü fark etmiştim. O yüzden dövmeyi yaptırmaya devam ettim. O gece tüm vücuduma dövme yaptırabilirdim ama yarım saat sonra her şey bitmişti ve artık kolunda dövmesi olan bir sakat kız olmuştum. Adımın önüne gelen sıfatları bir şekilde çoğaltabiliyordum ama bazılarından hiçbir zaman kurtulamayacak gibiydim. Jasper zamanın geldiğini söyleyince duygusuz bir şekilde tekerlekli sandalyemi yürütmüştüm. Artık onun götürmesini istemiyordum. Buluşma yeri o binanın üst katlarındaki odalardan biriydi. Girmeden önce bana dönüp elime bir silah tutuşturmuştu.
![](https://img.wattpad.com/cover/27885899-288-k648319.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MALIVA: DEVRİM
Science FictionBiz sadece öğretileni bilen bir topluluk.... Şimdi "DEVRİM" 'i öğreteceğiz...