Tatil İçinde Tatil..

5.2K 237 16
                                    



Dicle'nin yukarıya çıkmasıyla bu sahtekar insanlara tahammül edemeyerek kendimi dışarıya attım. İki dakika sonra kapı açıldı ve Hale hanım yanıma geldi.

"Fırat ben ne yaptıysam kızım için yaptım. Bana ne dersen de ama onları üzme senden rica ederim." diyen kadına şaşkınlıkla baktım.

"Nasıl üzmeyeyim Hale hanım? Dicle beni kandırdı. Bana kızımı söylemedi. Hatta belki bilerek benimle birlikte oldu. Beni sırf Yağmur olsun diye kandırdı."

"Hayır Dicle öyle ucuzca hesaplar yapmaz. O seni gerçekten seviyordu. Böyle bir planı olsaydı Yağmuru hemen anlardı ama onun yağmurdan haberi bile yoktu. Yağmuru üç aylıkken anladı. Sensiz ruh gibiydi. Bütün gün uyuyordu. Yemiyordu, içmiyordu sürekli kusuyordu. Benim şüphelerim ile doktora gittik. Yağmurdan ilk kez o zaman haberi olmuştu. Üç ay... Yağmur üç ay onunlaymış. Kızım senin yokluğunun acısını çekerken karnında büyüyen evladını anlayamamıştı."

"Beni güldürmeyin Hale hanım. Dicle benim yokluğumun acısını mı çekti? Ben o gün onun odasının önünde yalvardım be! Bana bir kez dönmedi.. Benimle konuşmadı. Beni görmezden geldi. Şimdi kalkmış onun bana olan yalancı sevgisinden bahsetmeyin."

"Be.. ben özür dilerim. Ben Dicle'nin bu kadar acı çekeceğini bilemezdim" diye mahcupça başını yere eğen Hale hanımla yüreğim titredi. Bu demirden daha sert olan kadın neden benden iki keredir özür diliyordu. Aklıma olmayacak şeyler geliyordu. Yoksa Dicle beni bilerek görmemezlikten gelmemiş miydi? Bir şey vardı bu kadında..

"Neden özür diliyorsunuz.." Kendimi güçlü göstermeye çalışsamda sesim titrek çıkmıştı.

"Fırat ben o gün Dicle'ye ilaç vermiştim. O.." diyerek yutkundu. "Senin geldiğin o gün derin bir uykudaydı. Ben onu üzme diye sana söylemedim."

"Yani benim ona dediklerimi, ona geldiğimi bilmiyor mu?" diye sinir ile sordum. Bu nasıl olabilirdi. Bu kadının bencilliği yüzünden kızımdan ayrı kalmış, ona sevgimi ve sıcaklığımı verememiştim...

"Ne yani Yağmur sizin yüzünüzden senelerdir babasız mı büyüdü ve siz de bu kötülüğü yaptığınız halde Yağmur ve Dicle'nin yüzüne bakmaya utanmadınız mı?" Diyerek üstüne yürüdüm. Zaten üzgün olan Hale hanım mahcupça yüzüme baktı.

"Fırat bunu sakın Dicle'ye söyleme yoksa bizi hayatı boyunca affetmez. Bir daha yüzünü bize göstermez. Sonra Kenan amcan geçen sene kalp ameliyatı oldu. Kimseyi düşünmüyorsan da yağmurun dedesiz kalacağını düşün." Hale hanım bunları derken kollarını kendine sararak titremesini engellemeye çalışıyordu.

 Acımamalıydım. O bizi ayırırken acımamıştı. Böyle bir şey yapmasaydı eğer belki Dicle ve kızımla bir yuvam olmuştu. Bu yüzden ona olan sinirim daha da arttı.

"Söylemeyeceğim."  kesinlik içeren bir ses tonuyla konuştum. Bunu iyice düşünmeliydim. Hale hanımın söyledikleri kafamı çok karıştırmıştı. Şimdi Dicle onun o gün oraya geldiğini bilmiyordu. Yani bilmeyerek ona dönmemişti. Yağmurun varlığı Dicle'nin  planı değildi. Gözünde sahtekar olan kadın bir anda masumlaşmıştı-. Bu sefer kendi yaptıkları kendi söyledikleri geldi aklına Fırat'ın. Bu hikayede belki de en masum kişi Dicle idi.. Dicle'nin çektiği zorlukları unutturmalı. Ona kendini affettirmeliydi. Daha sonra olanları açıklayacaktı ancak şu sıralar susmalı sevdiği kadına tekrar kendini sevdirmeli, kızıyla iyi  bir baba kız bağı kurmalıydı..

"Teşekkür ederim." Hale hanımın yüzünde minnetle karışık gülümseme oluştu.

"Etmeyin Hale hanım. Bunu sizin için yapmıyorum.. Dicle ile Yağmurun mutluluğu için şimdilik susuyorum." Arkamı dönüp geri eve gidecekken durdum. "Bu arada sevdiğim kadını ve çocuğumu artık yanımda istiyorum. Bu konuda desteklerinizi bekliyorum." dediğimde Hale hanımın yenilgili bir şekilde kafa sallaması ile  üstü kapalı bir şekilde karşılıklı bir anlaşma imzalamış olduk. 

KARANFİL KOKULUM & TAMAMLANDI &Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin